BÖLÜM 10 •Gecenin Büyüsü•

78.6K 1.4K 354
                                    

Victor'un bana açık uçlu cevaplar vermesi, hatta vermemesi sinirlerimi bu aralar daha çok bozuyordu. Beni nereye götürdüğünü bilmiyordum. Ama şuan onunla hiçbir yere gidesim yoktu. Hatta onu mümkünse ilerideki 20 yıl boyunca görmek istemiyordum. 

Beni umursamadığını açık açık söylemişti. Peki bu benim neden bu kadar umurumdaydı? Beni umursamayan bir adamın benim hakkındaki düşünceleri neden bu kadar umurumdaydı? Üstelik tanışalı daha çok bile olmamıştı. Bu yanlıştı, hemde çok...umurumda olmamalıydı. 

''Seninle gelmek istemiyorum.'' dedim çenemi dik tutup direk karşımdaki camdan yolu izleyerek. 

''Seçeneğin yok.''

''Evet var,'' Bana bir bakış attı ve ''Hayır yok.'' deyip önüne döndü.

''Eğer beni burada indirirsen olur.''

Bakışlarını tekrar yoldan ayırdı ve oturduğum için iyice yukarıya çıkan elbisemin eteğine kısa bir bakış attıktan sonra bakışlarını oradan çekerek göğüs dekolteme yönlendirdi. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Tekrar açtığında ise direk gözlerim içine bakarak ''Hayır olmaz. Konu kapanmıştır.'' dedi. 

Derin bir iç çektim.

''Neden umursamadığın bir kızı bir yere götürmek için bu kadar ısrar ediyorsun Victor?'' 

Yine bana cevap vermek yerine omuz silkti.  Beni ne evime, ne Charlotte'un evine, ne de yolda bırakacağa benzemiyordu. O yüzden götüreceği yere kadar bende onun gibi yapıp susmayı tercih ettim.

Victor tuhaf bir şekilde diğer erkeklerin hissettiremediği şeyleri hissettiriyordu bana. Onu ne zaman görsem, kanatlarımın yaralı olduğunu unutup ona doğru uçmaya yeltenen bir sırça kuşunun hüznünü hissediyordum yüreğimde. Bu öyle bir hüzün ki; sızısı göğüs kafesimi ateşe veriyor. Düğüm düğüm boğazıma tırmanıyor bütün yarım kalmışlıklarım.

''Hiç aşık oldun mu?'' 

Ansızın ağzımdan dökülen sözcüklerimi ben bile beklemezken o da biraz şaşırmış gibi görünüyordu bu soruya. 

''Karşılıklı aşk bana göre değil. Hem ben anlamam ki ilişki denen şeyden. '' son sözlerini söylerken bana bakmıştı. 

''Peki ya sen? Sen hiç aşık oldun mu?''

Yüzümde istemsizce buruk bir gülümseme oluştu. Bakışlarımı onun derin, kopkoyu zümrüt yeşili gözlerine çevirdim. 

''Bir adam tarafından sevilmek nedir onu bilmem ama bir adam nasıl sevilir iyi bilirim.'' 

Gözlerini bir an bile olsun gözlerimden çekmedi. Bana öyle bir baktı ki senelerin eskittiği, ruhumun bile ulaşamayacağı derinlikte olan saklı kutumu açıp içine sakladığım can kırıklıklarımı ve sırlarımı ona söylemek istedim. Konuşmak istedim. Dilimi sıkı sıkıya kavrayan dikenli tellerden kurtulmak, akan kanı durdurmak istedim. Ona anlatmak istedim. Anlatsam anlar mıydı beni? Yoksa herkes gibi yargılar mıydı yine?

Gecenin karanlığında ikimizde susarken bir süre sonra sonunda araba durmuştu. Ben yolu isterken dalgınlıktan nereye geldiğimizi anlamamışım ilk başta. Ama bakışlarımı ön camdan karşımda duran koskocaman villaya çevirdim. Victor kapısını açıp aşağı inerken başını çevirip bana baktı ve benim hala oturduğumu görünce "Gelmeyi düşünmüyor musun?" diye sordu. Ben de onun gibi yapıp kapımı açtım ve dışarı çıktım. O eve doğru yürüyüp kapının önüne geldiğinde kafasını bana çevirip bir bakış attı ve cebinden çıkardığı anahtar ile kapıyı açtı.

Ne yani beni evine mi getirmişti?

Dengesiz miydi bu adam? Daha az önce beni umursamadığını açıkça bariz etmişken şimdi neden evine getiriyordu?

BENİM KÜÇÜK KADINIM (+18)Where stories live. Discover now