14.

1.5K 42 3
                                    


*DÜZENLENMİŞTİR*

Hayatta bazı anlar vardır.

Değerli anlar, kişi için önemi paha biçilemez anlar.

Yaşadığınızda nefesinizin bir anda kesildiği ve sonrasında hayata yeniden dönmüş gibi derin bir nefes aldığınız, rahatladığınız anlar.

Deniz Defne bunu ilk defa Emir'i kucağına aldığı zaman yaşamıştı.

İkincisi Emir'i bulduğu zamandı.

Şimdiyse karşısındaki doktor Barkın'ın uyandığını söylüyordu ve bu üçüncüydü.

Sanki yıllardır nefes almamış gibi derin bir nefes aldı. Gözlerinin önündeki acı perdeli çekildi ve Barkın'ın aşık olduğu, bakmaya doyamadığı mavilerin ışıltısı ortaya çıktı.

Deniz Defne şimdi tamamlanmıştı.

"İyi mi?" Başını sallayan doktorla gözlerini yumdu ve birkaç saniye sonra açtı.

"İyi. Herhangi bir sorun yok. Tek sıkıntı sensin."

Deniz Defne duyduğu şeyle kaşlarını çattı. Kendisi Barkın için ne gibi bir sıkıntı olabilirdi ki?

"Anlamadım, ben mi?"

"Evet, içeride gördüğüm en huysuz hasta var ve karısını görmeden sakinleşeceğe benzemiyor."

Deniz Defne bu sefer hissettiği mutlulukla beraber hazırlanıp odaya girdiğinde kendisine bakan gözleri gördü.

Sahi en son ne zaman onun gözlerine bakmıştı?

"Defne'm...."

Ne zamandır aşık olduğu adamın sesini duymuyordu?

Yavaş adımlarla ilerleyerek yatağın kenarına oturdu.

"Barkın....nasıl hissediyorsun?"

"Özlem doluyum. Oğlumuz...o nerede?"

"Evde bizi bekliyor."

Barkın zorlukla yutkunup kaşlarını çattı.

"Nasıl?"

"Bunları sonra konuşuruz. Emir iyi ve evde sabırsızlıkla seni bekliyor. Bu yüzden bir an önce iyileşsen iyi edersin."

"Yanıma gel."

"Bar-"

"Beni yorma, ben hastayım. Yanıma gel diyorsam gel."

Deniz Defne itiraz etmenin bir faydası olmayacağını bilerek dikkatli bir şekilde Barkın'ın yanına uzandı. Hastane kokusunun sindiği tenini koklayıp öptükten sonra Barkın'ın yanında olmasının getirdiği huzurla gözlerini kapattı.

—————

Bunlar olurken Selim evi arayıp Barkın'ın uyandığını ve durumunun iyi olduğunu söylemişti. Tüm ailede bu haber sevinçle karşılanırken aynı Emir'in bulunmasında olduğu gibi adanan kurbanlar kesildi ve ihtiyaç sahiplerine dağıtıldı.

Üzerindeki yük ve suçluluk hissinin tamamen kalkmasıyla rahatlayan Baran ise su içmek üzere mutfağa geçtiğinde hummalı bir çalışma içinde olan Zehra'yı gördü. Kız işine öyle odaklanmıştı ki geldiğini görmediği gibi sesini de üçüncü seferde duydu.

"Zehra!"

"Kusura bakmayın duymamışım."

"Fark ettim zaten. Diğerleri nerede?"

"Herkesin farklı farklı işleri var. O yüzden bu akşam benim elimden yiyeceksiniz yemekleri."

Baran yüzüne en çekici gülümsemesini yerleştirerek bir yandan yemek yapan bir yandan da kendisine cevap veren kıza doğru ilerledi.

ZOR TÖRE (DÜZENLENİYOR)Kde žijí příběhy. Začni objevovat