2

299 51 3
                                    

Buz torbasını yüzüne yaklaştırdığı sırada sordum

"Ramses'te kim?"

Bana bakmıyordu.

"Zengin bir baronun oğlu"

Güldüm. Sonuçta bu ülkede yaşayan çoğu kişi soylu bir aileden gelmekteydi.Biraz daha yaklaştım. Kafamda kurduğum şeyler vardı.

"Zengin bir piçten korkacak değilim. Sana zarar verecekti."

"Oliver, keşke her şey düşündüğün gibi olsa.Başına bela aldın dostum. Şuan nefes alman bile bir mucize.

Neden söz ediyordu? Onu bu kadar korkulacak biri yapan ne olabilirdi?

"Korkmuyorum"

Cevabımın etkisi yüzüne vurdu.Sadece baktım.

"Korkmalısın"

Fazla büyütmemeliydi.Yanına geçip sessizce oturdum.

"Bu ramses gerçekten kim? Gerçek adı ne?"

"Kimse bilmiyor.Annesi büyük elçinin kızı. Babasıyla evlenmeden önce bir tartışma yaşadıklarını biliyorum. Düğün arifesinden kadını terk etmiş ama kadının hamile olduğunu duyunca tekrar birlikte olmak zorunda kalmışlar. Çocuklarını düşünmek zorundalardı."

"Böyle bir ailede büyümek onu bu hale mi getirdi?"

"O kadarını bilmiyorum. Tek bildiğim tehlikeli biri olması. Seni bulacaktır"

"Umrumda değil. Kaybedecek bir şeyim yok. Kendimi savunabilir"

"Olayın ciddiyetinin farkında değil misin?"

"Bill, sadece uyumak istiyorum"

Gözlerimi kapatarak arkama yaslandım. Başım dönüyordu. Bedenimin ağırlaştığını hissediyorum.

"Ben uyuyamam mal çekmem gerekiyo o yüzden arkadaşın  partisine gideceğim"

"Bana bıraktığını söylemiştim"

"Üzgünüm, yalan söyledim

"Beraber gidiyoruz"

"Olmaz"

"Beraber gidiyoruz dedim"

Aniden ayağa kalktım. Bill, bana sanki yanlış bir cevap vermişim gibi baktı.Saçlarını karıştırarak ayağa kalkması için kolundan çektim.

"Senden nefret ediyorum oliver"

Göğsüme çarptığında sendelenerek kendini yere sabitledi.İlk defa onu böyle gördüm. Endişeliydi. Bu adamı bu kadar tehlikeli yapan ne olabilirdi?

"Hadi gidelim"

Sessizce etrafıma baktım.Bana gülümsedi.

"Kimliğin bende merak etme"

Bana yaslandı. Kapıya doğru yürümeye başladık. Artık bizim için ne doğru ya da ne yanlış olduğunu bilmiyordum. Kendimi zamana bırakacaktım. Kapıyı arkamdan sertçe örterek aşağı doğru çekti beni. Merdivenleri bu yüzden hızla inmek zorunda kaldık.

"Bu ev nerde?"

"Bize çok yakın"

Kolumdaki ağırlığı hafiflediği sırada koşmaya başladık

"Neden koşuyoruz?"

"Bilmiyorum, sencede çılgınca değil mi?"

Birkaç adım sonra nefesim kesildi. Arkada kalmıştım. Hadi der gibi beni yanına çağırıyordu.

"Geldik bile az kaldı acele et"

Sesinin yoğunluğu sokağın her köşesinden duyulabilirdi. Derin bir nefes alıp tekrar koşmaya başladım. Yarıda tekrar kesildiğim sırada çığlık sesleri parti gecesi dediğim koca evden gelmeye başladı. Önümdeki beden çoktan içeri girdi.Bende toparlanarak kapıdan içeri geçtim. Ortam karanlıktı ve yüzleri tanıdığım halde kim olduğunu çıkaramamıştım.Yanımdan geçen iri yarı bir çocuk omuz attığında bill'in üzerine yığıldım. Beni tam anlamıyla tutarak ayağa kaldırdı.

"Bu herifte kim lan."

"Rebecca'nın kuzeni boşver takılma. Hadi malları almaya gidelim"

"Tamam"

Geniş bir odadan geçmeye çalıştık. Ortam tamamen farklıydı. Kalabalık duvarlardan ortaya doğru yoğunlaştığı sırada bill bir çocuğun önünü kesti. Bir şeyler fısıldadı kulağına. Önümde ki masadan bir içecek alıp onları dinlemeye çalıştım. Çocuk başını sallayıp duruyor.Bill'in cebine bir şeyler sıkıştırdığını farkettim. Sonra içeri girdi ve bill gülerek yanıma geldi

"Artık çekebiliriz"

"Burda mı?"

"Burası güvenli değil heran polis gelebilir. Dışarı çıkalım"

Kolumdan yakaladı. Kalabalıkta zor yönümüzü bulabiliyorduk. Sonra durdu.

"Oruspu çocuğu" dediğini duydum

"Ne oldu?"

"Girişten çıkamayız başka yol bulalım"

"Neden?"

"Ramses burda"

"Bak bu heriften sıkıldım tamam mı bırak ben konuşayım"

Bileğimi derince sıktı. Canımın acısıyla gözlerinin içine baktım

"Kafayı falan mı yedin. Seni gebertir. Başka çıkış bulalım"

Etrafta dolanmaya başladık. Bill o kadar gergindiki öfkeyle partidekileri sağa sola itmeye başlamıştı. Açık bir kapı arayışında evi gezmeye başladık. İki sevgilinin öpüştü dar koridorun sonunda bahçeye çıkan bir kapı bulmuştum. Bill'i yakalarken hızla oradan çıkmaya başladık. Kendimizi dışarı attığımız sırada mutluluk gözlerinden yansıdı.

"Hadi gidelim"

Yeşil çim tepelerinden atladığımız sırada bill'in şaşkınca etrafı izlemeye çalıştığını gördüm. Sonunda başarmıştık. Sokağın tam göbeğinde bulmuştuk kendimizi. O sırada arkamızdan öfkeli bir ses duyuldu.

"Nereye bayanlar"

RAMSES×|GAY|×Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora