13

205 29 21
                                    

Şuan içimde oluşan korkunun sebebi ramses'in gözlerinde büyüyen öfkeydi. İçki tadı onun dudaklarından bana geçmiş, dilimin üzerinde sert tadı kalmıştı.Bir şey söyleyemezdim. Üzerimde bana bakan tek şey onun içindeki öfkesi değildi. Bir şeylerde korkuyordu. Kollarımı kenetlemeyi bıraktığını ve benden çekildiğini gördüm. Dudaklarını garipsiyen bir tavırda siliyordu.

"Bunu neden yaptın?Neden öptün beni?"

Yatağın ortasından kendimi toparlayarak başlığa dayadım sırtımı. Şuan ne söylesem çaresiz bir şekilde görünecektim. Çok utanıyordum.

"Bilmiyorum
Aniden olan bir şeydi sadece öpmek istedim."

"Erkeklere mi ilgilisin sen? O kadını öpmeyişinin sebebi de bu muydu?"

O kadını öperken isteyerek öpmemiştim, zevk almamıştım ama onu öperken bunun tam tersi olmuştu. Belki söylesem temiz bir dayak yer otururdum bir kenara ya da kapı dışarı edilirdim.

"Hayır, ben eşcinsel değilim"

Solgun çehresi gülmedi bile. O somurtkan haliyle bir kenara oturdu. Yaptığım şey ikimizin ilişki bağını koparmış olacaktı. Maruz kaldığım içimdeki bu baskı neyin nesiydi bilmiyordum. Dudaklarını öpsem kurtulacakmışım gibi hissettim ama bu sefer canım daha çok yanıyordu.

"Beni yalnız bırak"

"Yaptığım şey aklını karıştırmasın."

"Kafmı toplamaya ihtiyacım var. Sen bana yardım edemezsin oliver. Artık bana yardım edemezsin. Git burdan, dışarı çık!Buraya bir daha asla dönme"

Yatağın köşesinden kayarak bastım kendimi yere. İlk temas çok acıtıyordu yaralarınızın taze olduğu sırada. Bir adama bakıyordunuz o da kendine bakıyordu. Kendin de ne görmek istiyorsa onu görmek için yaşıyordu.Bana karşı tavırlı olacağının farkındaydım. Yanından geçerken bu soğuk hava dalgası içimdeki atmosferi buza çeviriyordu asice.İlk defa gitmek istemiyordum onun yanından. İlk defa çıkışı bulmak istemiyordum.

"Hoşçakal'' dedim çıkmadan önce

O hiç bir şey demeden kapıyı örttüm arkamdan.Artık bir sebebim yoktu geri dönmek için. Bill' in isteği olmuştu. Ramses davası tamamen kapandı.

Sokakta yürürken hatalarımı düşündüm. Geçmişte yaptıklarımı ve gelecekte istemeden olsada yapacaklarımı. İnsanoğlunun ne kadar çaresiz, yalnız, savunmasız ve bir korkak gibi davrandığını düşündüm.Geride bıraktıklarını düşündüm. Hiç en güzel sabaha gözlerini açtım mı diye düşündüm. Mutlu olduğum karede neden gülmediğimi düşündüm. Kafamın içindeki parçaların dans ettiği bir ortamdaydım yürürken. Köşelere çarptığında ne kadar yara alıyormuşum.Hayatımdan gerçekten zevk alıyor muyum? Aptal bir gülüş sakladım dudaklarıma. Bill karşıda beni gördüğü sırada mutlu olduğumu sanmıştı. O da gülüyordu benim gibi. Yorgun adımlarım kaldırımın sonuna geldiğin de Bill'e kocaman sarıldım. Şuan birine gerçekten sarılma ihtiyacım vardı.

"Mutlu görünüyorsun dostum"

"Birde içime sor onu"

Benden  ayrılmadan beni içeri çekmişti. Bu garip huyunu asla vageçiremedim.

"Otur ve anlat ne oldu"

Meraklı gözlerle süzüyordu beni ayrıldığımız da. Koltuğun en sevdiğim tarafına geçtim.

"Ramses artık bitti. Beni görmek istemiyor. Bu demektir ki borç geçersiz. Yani sevgili arkadaşım. Artık yeniden sıkıcı hayatımıza geri dönebiliriz"

"Attığım mesaja kızmıştın.Bende sana kötü bir şey yaptı sandım."

Dudağım kenarına odaklandığın da sinirle gözlerimi yokladı

"Ve yapmış. Dengesiz piç."

"Acımıyor sorun yok. Bensiz ne yaptın"

"Bir arkadaşın sıkıntısı var teselli ediyordum."

"Ne tesellisi bu?"

Arkasına yaslandı dirseklerini koltuğa çıkardığın da. Biraz nefes almaya ihtiyacı varmış gibi davranıyordu.

"Aldatılmış"

"Aşk zaten faişe değil mi?" diye güldüm.

Nefes verdi sıkıntıdan. Benim durumum daha kötüydü haberi yoktu

"Sevdiği çocuk onu bir sex oyuncağı olarak kullanmış. Aşık olduğu kadın sırf özel kalsın diye onunla sadece yatmak için birlikte olmadığını görsün diye"

"Yani isteklerini diğerinde uygulamış.Tescilli bir orospu çocuğuymuş o zaman"

Sanki ilk defa benden küfür duyarmış gibi kahkaha attı.

"Şöyle düşününce kötü be oğlum. Bir kişi için harcanıyorsun. Sırf o özel kalsın diye. Bundan haberin bile yok.Kalbini sikip atmışlar gibi hissetmez misin?"

"Bill, gerçekten insanları tanıdığını mı sanıyorsun?"

"Sanmıyorum kardeşim sanmıyorum ve asla da tanıyamayacağım. Bana kendilerini ne kadar anlattılarsa o kadar bilirim."

Bana o yüz ifadesiyle ne zaman baksa altında bir piçlik yatardı.

"Ne diye öyle garip garip bakıyorsun"

"Oli, sevgili dostum"

"Hayır bill."

"Evt, evt"

"Hyr, dedim. Uzak dur"

Üzerime atladığında karnıma tarif edilemez bir sızı saplandı. Huylandığım her noktayı özellikle teğet geçmeden gıdıklarken deli gibi gülüyordum.Ne zaman bunu yapsa nefesim kesilirdi. Durdurmak tek amacım olsa gerek altından kendimi kurtardım. O sırada ayağım altındaki torbaya tekme atmıştım.

"Bu çöp poşetinin evin ortasında ne işi var?"

"Atacaktım ben onu ya ama sen alel acele öyle mesaj atınca"

"Hala bir pisliksin bill. Ben atarım"

Çöp poşetini parmağımla kavrarken asık bir ifadeyle arka kapıya yürüdüm. Kokusu muazzam beyin açıcıydı.Önümdeki kedinin üzerinden atlarken torbayı çöp kutusuna doğru fırlattım. Ne kadar içeri girmesi önemli değildi yarısı dışarda kalsada.Elimi birbirine vurduğum esnada kafamın arkasında bir soğukluk hissettim.Geriye ortamı kaplayan derin sessilik. Daha fazla baskı ensemi ürpertirken horoz(silahın arka kısmı bilmeyen varsa)sesinin ince tınısı duyuldu.

RAMSES×|GAY|×Where stories live. Discover now