6

258 46 8
                                    

Bill'i ikna edip kuzenine bıraktım. Yalnız başıma gitmeye karşı olsada onun da başını belaya sokamazdım. Madem benimle yüzleşmek istiyordu onunla iki medeni insan gibi konuşacaktım. Belki pek medeni olmayacaktı. Temkinli bir şekilde apartman dairesinin içine giriyorum. Etraf şuan temiz.Telefonumu yokluyorum ama hiç mesaj yok. Sakin adımlarla parmağımın ucunu basarak apar topar indiğimiz dairemize ilerliyorum. Kapı tamamen açık. İçeri girmek için tereddüt etsemde başka bir çare olmadığı için kapı boşluğundan içeri giriyorum. Kapının yanında siyahımsı bir beden beni omuzlarımdan yakalıyor. Daha adımımı sağlam basamadan beni kaldırırarak boğazıma ellerini kenetliyor. Nefes almak için parmaklarının arasından tutuyorum. Boğuk sesimle bileklerine bastırmak için hamle yapıp duruyorum

"Ba.. na. Kon..uşabil..eceğimiz..i söyl..emiştin."

Zorda olsa nefes almayı deniyorum. Gerçekten başaramayacak kadar vücudum uyuşmaya başlıyor. Son anda beni kollarının arasından yere fırlatıyor. Kafamı sehpaya çarparak durabiliyorum.

"Beni oyaladın"

Beni tekrar kaldırıp buzdolabına fırlatıyor. Sırtım demir metale çarptığı an kemiklerimin kırıldığını hissediyorum. Burnum kanamaya başlıyor.

"Demek konuşmak istiyorum dediğinde bunu kastediyordun"

Hiç bir şey söylemeden beni tekrar kaldırıyor. Yüzündeki donuk tebessüm şakaklarında kayboluyor

"Konuşuyoruz işte. Senin anladığın dilden"

Bu sefer şansını duvardan deniyor. Ben yine yere yığılıyorum. Ağzım kan dolu ama tüküremeyecek kadar yorgunum

"O zaman öldür benide rahatla ramses"

Tekrar yakalamak istiyor ama vazgeçiyor. Sırt üstü yere uzanıp tavanı seyrediyorum. Nefesim içimde kayboluyor gibi. Kalbim deli gibi yüreğimde çarpıyor

"Seni öldürürsem işime yaramazsın"

Göğsüme bir eliyle bastırıyor.Saydam maviler gecenin geç saatlerinde tamamen yok olmuş.

"Biraz nazik olamaz mısın?" yutkunuyorum ama başaramıyorum

"Seni terbiye ediyorum"

Gömleğimin yakasından kaldırıyor.Dizlerim yere basarken saçlarımı geriye çekiyor. Çok güçsüz hissediyorum

"Adın ne senin?"

Tamamen açamadığım gözlerimi kırpıp duruyorum.

"Oliver"

Bana keskin bakışlarından birini yolluyor. Sersem bir halde olan ben gözlerinde merhameti arıyorum. Saçlarımı avuçlarının arasında sıkmaya devam ediyor.Her parçası tıpkı kemiklerim gibi sızlıyor.

"Güçsüz bir adamsın oliver. Çaresiz, yalnız,kaderine boyun eymiş."

Dizlerinin üzerine iniyor. Saçlarım onun avuçlarında kopacak gibi hissediyorum. Yüzünü yaklaştırmasıyla saçımı bırakıp çenemi yakalaması bir oluyor.

"Gözlerimin içine bak oliver. Ne görüyorsun?"

Dolgun dudaklarından yukarı doğru kayıyorum. Gür sakalları sert olan imajını yeterince tatmin ediyor.Düz ve ince burun yapısınıda geride bırakıyorum. O gözlerin içine baktığım sırada bana yaklaşıyor.

"Yıkık bir herifi görüyorum. İnsanları döverek adam etmekten bahsediyor fakat kendi adam bile değil"

Bana sakallarının arasında alaylı bir şekilde gülümsüyor.

"Sen benden korkmuyorsun oliver ama korkmalsın. Bu adamın tehlikeli bir yanı var.Hayatın bir anlam ifade etmediğini insanlar benimle anlıyor."

Sözünü kesiyorum. Birkaç damla kan ağzımdan çıkıyor

"Hayatı ifadesiz bir insana, hayatın anlamsız olduğunu söyleyemezsin. Sen korkulacak biri değilsin ramses. Beni burada öldürsen bile senden asla korkmayacağım."

Çenemi bırakıyor.Ayağa kalktığı sırada ellerimi parkelere yapıştırıyorum. Kan dolu ağzım tamamen dışarı boşalıyor.

" Tuhaf bir çocuksun sen. Garip bir şekilde ilgimi çektin. Genelde insanlar öldürmemem için bana yalvarır."

Çakmak sesi duyuyorum. Pencerenin yansımasıyla sigarasını dudağına alışını izliyorum. Gözlerim kararır gibi oluyor ama irademi korumaya çalışıyorum

"Benim için korkulacak biri değilsin. Sıradansın"

"Sıradan mı?"

Sigarası ağzındayken gülmeye başlıyor. Saydam gözlerinin gülerken kısıldığını görüyorım.

"Sıradan biri seni bu hale sokabilir mi?"

Haklı olabilirdi ama her konuda değil. Bana o ifadeyle baktığı sürece kalbinin asla kötülük barındırdığına inanmayacaktım.

"Dürüst ol ramses. Seni yendim değil mi? İlk defa bocaladın"

Penceredeki silueti kaybolduğu sırada dağılmış olan yüzüme bakmak için döndü. Sigarasını her ağzına atışında, kalın dudaklarının arasında kayboluyor ve biraz daha içine çekerken karanlığı ateşiyle aydınlatıyordu.

"Her şeyin içinde biraz dürüstlük vardır oliver,tabi bulabilirsen."

"Kabul ediyorum güzel dövüyorsun. Bu fena can yakıyor"

İzmariti yarım kalana kadar içmeye devam ediyor. Gözleri sadece benim üzerimde

"Daha bitirmedim merak etme. Ruhun bedenini terk etmek isteyene kadar bu acıya devam edeceğim."

"Ne seni durdurabilir" sorduğum sıra da ayağa kalkmayı denedim. Gerçekten ciğerlerim dökülüyormuş gibiydi.

"Olay bu ya hiç bir şey"

İzmariti yere fırlatıp eziyor. Kollarını yukarı doğru sıvadığı sıra da gülüyorum. Şaşırmış bir şekilde bana bakıyor

"Neden gülüyorsun?"

Kendimi sabit tutmaya çalışıyorum. Bedenim ağrıların etkisinde sallanıp duruyor

"Babamda aynı şeyi söylerdi."

"Babam seni benim kadar güzel dövebiliyor muydu?"

"Hayır, hakkını yemeyeceğim.Hadi devam et sana karşı koymayacağım"

Gözlerimi tekrar kapattım. Ciddi anlamda acı çekiyorum.

"Bir daha ki sefere mesaj attığımda bana geri dön."

"Beni dövmeye devam etmeyecek misin?"

Ayak sesleri duyuyorum

"Hyr, bugün şanslı günündesin"

gözlerimi açtığımda çekip gidiyor. Arkasından ona bakıyorum. Bu kadar hırpalanmak beni bitiriyor.Duvara yaslanıp aşağı kayıyorum. Dizlerimin işi bitmiş. Bir titreme geliyor üzerimden ama bunun vücudum olmadığından eminim.

Ramses:

Yarın dediğim konuma gel

RAMSES×|GAY|×Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin