14

181 26 36
                                    

Boğulmuş gecenin ufkunda yalnız ve viraneydim. Bu sessiz hava da  metalin derin soğukluğu kemiklerime kadar işliyordu.Kim olduğunu bilmiyordum ya da benden ne istediğini. Gerçekten ramses olabilir miydi? Ama neden bana silah doğrultuyordu? Dönmek istedim. Ona bakmak.

"Ramses'i tanıyorsun değil mi?"

Bu ses yabancıydı kulaklarıma. Ellerimi sıkıyorum. Soğuk hava da terliyorlardı.

"Sen kimsin?"

Bir gülüş sesi. Metal daha ağır bir şekilde derime bastırılıyordu

"Sana bir soru sordum.Ramses'i tanıyor musun?"

Neden sürekli aynı şeyleri tekrarlayıp duruyordu

"Tanıyorum ama o kadar yakın değiliz. Sadece yanımda çalışıyordum.Onun yanından ayrıldım ben"

"Bana dön"

Yavaşça dönüyorum. Ayaklarım sabit bir yerde durmaya çalışıyor. Kar maskeli bir adam çıkıyor karşıma. Üstünde motorcu ceketi. Aklım da sorular fink atıyor.

"İlk defa onunla bu kadar uzun süre vakit geçiren bir adam görüyorum. Seni sevmiş olmalı"

"Ne istiyorsun" dedim alel acele. Yorgundum ve suratımda ki şu silah canımı sıkıyordu.

"Onu ortadan kaldırmak istiyorum. Bana yardım edecek kişide sensin"

Yine başka psikopat bir adam mı? Hayatımı sakin,diğer insanlar gibi normal bir şekilde sürdürmek isterken. Neden başıma her zaman bir bela alıyorum

"Sana yardım edemem."

Silahı sert tutuşu, gözlerimden ayrılmayan bakışları. Kelimelerim onun canını sıkmış olsa gerek silahı gırtlak boşluğuma bastırdı.

"Ben senin oynayacağın türden bir insan değilim. Benimle  konuşurken ağzından çıkan kelimelere dikkat etmelisin.

"Bunu yüzünü göstermekten bile korkan biri mi söylüyor"

Bakışları bir saniyeliğine yere  indi. Kirpiklerinin uzınluğu maskenin üzerine düşerken silahı dayadığı boğazımdan çekti. Bir şey söylemeden belindeki kılıfa silahı yerleştirdi sonra.Dudakları milim oynamadı. Sesini kesebilecek güçte biri değildim.

"Yakında görüşürüz" dedi sadece

Arkasını dönerek çekip gidiyordu. Bir kere belaya bulaştığında sonu gelmeyen bir yola giriyordun.Ben bu beladan nasıl kurtulacağımı bilmiyordum

Ben bu beladan nasıl kurtulacağımı bilmiyordum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

O gözden kaybolduğunda sessizce içeri girdim. Bill'e neler döndüğünü anlatmadım. O çok fazla etkileniyordu böyle şeylerden. Başına çoğu kez bela alıp durdu ama ben onun gibi değildim. Sokağın sessiz çocuğuydum. Kimseye karışmadan hayatımı bir şekilde sürdürürdüm. Her şeyi berbat etmiş gibi hissediyorum. Bir yandan Ramses diğer  yandan bir yabancı daha. Bu kirli işler bir bataklık gibi çekiyordu insanı. Artık yoruldum. Sabaha kadar Bill'e oturup muhabbet etmek istedim ama o erken uyumayı seçti. Ne kadar bana belli etmesede o da yorulmuştu. Bütün gece boyunca uyumadım. Aklımda o yabancı vardı. Diğer yandan Ramses onu öptüğümde ne hissettmişti çok merak ediyordum. Benden iğrendi mi? Gözünden nasıl birine dönüştüm? Kafam yeterince karışmıştı. Sabah olduğunda ilk işim onun yanına gitmek olacaktı. Beni kovsada umrumda değildi. Oraya gidecektim.

Saatleri sayarken sabah olmasını bekledim. Arada kalkıp mutfağa gidiyor ya da salonda oturup bir şeyleri karıştırıyordum. Bill'i de uyandırmamaya çalışıyordum.Zaman geçmiyordu. Saat hala yedi. Artık sabredemedim. Bill için bir not yazıp dışarı attım kendimi. Aklımda bir yer vardı gidebileceğim. Koşarak kaldırımlardan geçyordum. Hava bir yandan karanlıktı. Sokaklar sessiz.Koşmaya devam ettim gideceğim yere ulaşana kadar.Birden ayağım takıldı yere kapaklandım. Tekrar doğruldum ayağa. Zaten az kalmıştı devam ettim yürümeye. Kapıda korumalar yoktu bu benim için büyük bir şanstı. Koşarak içeri girdim. Yerlere pas pas atan kadını geçerken odalara doğru yürüdüm. Hepsinde müşteri vardı. Girişte uyuyan adamı farkettiğimde kartlarını açık penceren onu uyandırmadan aldım. Ramses'in odası burnumun dibindeydi ama giremiyordum. Olayları daha kötü bir hale mi getiriyordum yoksa.Elim titreyerek kapıyı açtım. Usulca araladığım da oda da kimsenin olmadığını farkettim. Nere gidebilirdi ki? Tekrar kaparken geniş alana çıkmak için hızlandım.Buralarda olabilirdi. O sırada önüme bakmadan birine çarparak durabilmiştim.Vücudum şuan böyle darbelere alışık değildi.

"Pardon göremedim."

"Neden burdasın?"

Karşımda duruyor. Bu kadar çabuk karşılaşmayı beklemiyordum.

"Seni arıyordum. Yaptığım şey için biliyorum bunu beklemiyordun."

Gözlerini kaçırdı, benden rahatsız olmuştu.

"Yaptığın şey için pişmanlık mı duyuyorsun?"

"Evet, ben anlamadım sen öyle üzerimde durunca kafam karıştı. Aslında öpsem mi öpmesem mi diye düşündüm. Şeytani yönüm ağır bastı"

"Beni sinirlendiren şey beni öpmen değildi. Beni kullanman sinirimi bozdu oliver."

Saçlarında ki o hırçınlık hala ilk dokunduğum gibi kalmıştı.Keşke sana daha fazla dokunabilseydim.

"Seni öpmemden rahatsız olmadın mı?"

"Hiç bir fikrim yok. Dudaklarım yeterince sarhoştu zaten. Bir şey hissetmedim."

"Beni buradan kovmasan olmaz mı?"

Bunu beklemiyor gibi bir hali vardı. İçimin köşelerinde, şuan o şaşkın halini fırsat bilip tekrar öpmek geliyordu. Bana ne olduğunu bilmiyordum ama ilk defa birini bu kadar istiyordum. Erkeklere dahi ilgim yokken neden ona karşı böyle hisler beslediğimi aklım almıyordu. Kendimi toplamam lazım. Yoksa onu bu sefer gerçekten kaybederim. Ne kadar bakma dese de  iç sesim onun dudaklarına kilitlenmiştim.

"Ağzımdan çıkan şeyleri geri almam."

Kalbimin kırıldığını buradan duyabiliyorum. Reddedilmek gerçekten acıtıyor.

"O zaman gideyim ben" dedim ifadesiz bir şekil de bakıyordu.

"Git"

"Gideyim"

"Evet, iyi olur gitmelisin"

"Gidiyorum bak"

Mimik oynamıyordu yüzünde

"Git"

"Gideyim"

"..."

"Gidiyorum"

"Oliver" diye bağırmıştı yüzüme karşı. Korku ne büyük bir şeydi böyle.Daha fazla ısrar etmeden önünden çekildim. Hiç bir şey olmamış gibi sanki konuşmamışız gibi devam edip girdi odasına. Ne bekliyordum. Beni bağrına falan basmasını mı? Belki de öpmeseydim bende şuan onunla beraber odasında olacaktım. Dışarı çıkarken kendimi tokatlayarak yürüdüm. Ne biçim şeyler kuruyordum aklımdan. Ben dalıp giderken korumaların geldiğini bile görmedim. Ramses ile aramın açıldığını bilen kel adam beni durdurdu.Fırsat kolluyordu herkes. Nasıl içine oturduysa söylediklerim beni yaka paça aşağıya attı. Diz kapağım taşlı zemine çarptığı sırada şiddetli ağrının verdiği acıyla gözlerimi bastırdım.Gerçekten kırmış olmalıydım ya da bir çatlaktı. Koruma karşımda kollarını göğsüne birleştirdiğin de zeminden destek dahi alamıyordum. Üzerine basamadığım gibi çelimsiz tek adımla her hangi bir yere oturmak için oradan uzaklaştım.Burada ki adamların hepsi sıkıntılıydı. Demir korkuluklara tutunarak açıkta kalan boş duvara oturdum. Bir yandan diz kapağımı ovmaya çalışıyordum ama ağrı şiddetini arttırmaya devam etti. Nasıl bu halde eve gidebilirdim?Tekrar zorladım kendimi tam o aralıkta koluma biri girmişti

"Yardım edeyim sana"

Teşekkür edecek bir halde değildim. Beni sıkıca tutarak yürümeme yardım ediyordu.

"Kötü bir haldesin. İlk karşılaştığımız da sağlamdın halbu ki"

"Efendim"

Adama dönememiştim. Biraz daha yürürken boynum da garip bir acı duydum. O sırada gözlerim kararıyordu. Etraf bulanıklaşmaya başladı.

"Seni daha güvenli bir yere götüreceğim. Rahat ol!!"

RAMSES×|GAY|×Where stories live. Discover now