7

1.4K 185 233
                                    

Genç çocuk büyük yemek masasında oturmuş sessizce elindeki çatal ile yemeğini dürterken kendisinin aksine susmak bilmeyen aileye kulak kesilmişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Genç çocuk büyük yemek masasında oturmuş sessizce elindeki çatal ile yemeğini dürterken kendisinin aksine susmak bilmeyen aileye kulak kesilmişti. Yemeklerini yiyor, büyük bir neşeyle sohbetler ediyorlardı. Peter Parker böyle şeylere alışık değildi. Ne kalabalık bir sofraya ne de bu kadar çok gürültüye. Tek ailesi May idi. Her akşam başbaşa yemeklerini yerlerdi. Bu yüzden her şey kendisine oldukça tuhaf geliyordu.

"Anne!" Diye bağırmıştı adının Damien olduğunu öğrendiği ufak çocuk. "Juana bana masanın altından tekme atıyor!"

"Yalancı!" Küçük kız kardeşine dil çıkararak çaktırmadan bir tekme daha attığında genç çocuk istemsizce gülerek başını iki yana sallamıştı. İnsanın kalabalık bir ailesinin olması ne kadar da farklıydı.

Küçük kardeşler bir müddet sonra kavgayı kesip aile yeniden koyu bir sohbete girdiğinde kapı zilinin çalmasıyla yanında oturan genç çocuk sandalyesini iterek kalkmıştı.

"Ben bakarım."

Koşar adımlarla kapıya ilerlediğinde sadece peşinden bakmıştı Peter. Hiç kimseyi tanımasa da kimin geldiğini merak etmişti.

"El'! Cassie gelmiş!"

Bir müddet genç çocuğun neyden bahsettiğini anlamaya çalışsa da kendisine seslendiğini anlayabilmiş çatık kaşlarla masanın başında oturan Bayan Stewart'ı bakmıştı.

"Cassie de kim?"

Genç kadın kızının dediği üzerine iştahı kaçarak çatal ve bıçağını masaya bırakmış, peçeteyle dudaklarını silerken gözlerinin içine bakmıştı.

"Çocukluk arkadaşın."

Peter zorlukla yutkunmuş, bir an için kalkıp direkt olarak odaya koşmak istemişti. Eliane'i tanıyıp, seven bir kişiyi daha üzmek, hayal kırıklığına uğratmak istemiyordu.

Düşüncesini gerçekleştirmek için masadan henüz doğrulmuştu ki içeri koşar adımlarla giren sarışın kızın boynuna atlaması ile ne yapacağını bilmeyerek öylece kalakalmıştı. Kendisine sıkıca sarılırken ne yapacağını bilemiyor, kolları iki yanda, havada öylece dikiliyordu.

"Neden eve döndüğünü söylemedin? Ben de hastanede seni arıyorum!"

Boynuna sıkı sıkıya sarılmış genç kız nihayet kendisini bıraktığında dolu dolu olan mavi gözleri gözlerine kenetlenmiş, kocaman gülümsemişti.

"Dur bir daha sarılacağım!"

Genç kız yeniden kollarını boynuna doladığında masada oturmuş, kendilerini seyreden Bay ve Bayan Stewart'a bakmıştı. Buruk bir tebessüm ile bakıyorlardı kendilerine.

Cassie yeniden boynundan ayrıldığında yanaklarına süzülen yaşları ellerinin tersi ile çabucak silmişti. Eliane'e gerçekten de çok değer veriyor olmalıydı.

"James de gelmek istiyordu. Ama biliyorsun. Ailesi ile şehir dışında. Geçmiş olsun dileklerini iletmemi söyledi."

Genç kız heyecanlı bir şekilde konuşup hararetle bir şeyler anlatırken zorlukla yutkunarak bir iki adım geri çekilmişti. Neler anlattığını ya da neyden bahsettiğini bilmiyordu. Gözlerini heyecanla kocaman açarken kendisine bir şeyler anlatmayı sürdürüyordu fakat kendisi tek kelimesini dahi dinleyemiyordu.

"Ben özür dilerim." Diyerek kızın lafını kesmiş, derin bir nefes almıştı. "Seni tanımıyorum. Sandığın kişi değilim."

Genç kız çatık kaşlarla bir müddet kendisine bakmış, ardından dudaklarından sadece anlamadığını belirten bir "Ha?" sesi dökülmüştü.

Elleriyle yüzünü ovuşturarak son kez masadaki kadına bakmıştı.

"Kusura bakmayın, Bayan Stewart."

Hızlı adımlarla yukarı çıkan merdivenleri tırmanırken Cassie'nin şaşkın sesi doldurmuştu kulaklarını.

"Bu da neydi şimdi?"

O sırada Peter Parker'ın bedeninde olan Eliane Stewart ise May Parker ile karşılıklı oturmuş yemeklerini yiyor, bir yandan da televizyondan son dakika haberlerini izliyorlardı. Fakat genç kızın aklı o kadar doluydu ki ne yediğinden ne de izlediğinden bir şey anlayamıyordu. Hala Örümcek Adam'ın bedeninde olduğu gerçeğini sindirememişti.

"Tabağına dokunmamışsın bile!"

May Parker'ın sesi düşüncelerini böldüğünde elindeki çatal ile tabaktaki tavuğu dürtmeyi kesmiş, kendisine endişeyle bakan gözlere bakmıştı. Genç kadın yeğeni için çok endişeleniyor, gereksiz korkulara giriyordu.

"Aç değilim."

"Ben onu bunu bilmem. O tabak bitecek, beyefendi." Masanın diğer ucundaki haşlanmış sebzelere uzanarak tabağını biraz daha doldurmuştu.

"Sebzelerden de ye bakalım. Hiç öyle bakma ihtiyacın var."

Eliane sıkıntıyla nefesini vererek ağır ağır yemeği yemeye koyulduğunda göz ucuyla haberleri seyreden kadına bakmış, yüzünde istemsizce bir tebessüm yer edinmişti. May Parker neredeyse annesini aratmıyordu.

Sessiz bir yemeğin ardından nihayet tabağını bitirebilmiş, kadına masayı toparlamasına yardımcı olduktan sonra odaya giden koridora yönelmişti ki May'in sesi ile durmuştu.

"Beraber içeriz diye kahve yaptım." Demişti elindeki kupa bardaklarını göstererek. "Gidiyor musun?"

"Şey, ben kahve sevmem. Teşekkür ederim."

May Parker şaşkınca bir yeğenine, bir de elindeki bardaklara bakmış, zorlukla gülümsemişti. Peter normalde ödevleri veya işleri yoksa her akşam kendisi ile oturur, kahve içer sohbet ederlerdi. Bu duruma o kadar alışmıştı ki şimdi istememesi kırılmasına sebep olmuştu. Fakat bunu dile getirmek yerine sadece "Tamam canım. Sıkıntı değil." Demek ile yetinmişti.

Eliane bir şey deme gereği duymadan Peter'a ait odaya geçmiş, kapıyı ardından yavaşça kapatarak uzun uzun bakınmıştı etrafına. Şimdi ne yapacaktı?

Masada kapalı vaziyette duran bilgisayarı fark ettiğinde hızla oraya ilerlemiş, sandalyede duran bir kaç parça kıyafeti önce düzenleyip yerine yerleştirmiş, ardından monitörü açarak karşısına kurulmuştu. Amacı bir şekilde ailesine sosyal medya aracılığı ile ulaşabilmekti.

Bilgisayar ağır ağır açıldığında kendisinden şifre istemesiyle sessiz bir küfür mırıldanmış, o sırada kapının hızla açılmasıyla bakışlarını o tarafa çevirmişti.

Genç çocuk ikişer üçer çıktığı merdivenlerin ardından soluk soluğa genç kıza ait olan odanın kapısını hızla açmış, içeriden gelen kısık bir ses ile bakışlarını o tarafa çevirmişti.

Peter Parker'ın bedenindeki Eliane Stewart kapıdan içeriye giren kendine ait bedeni görmesi ile büyük bir şok içinde masadan fırlamış, dili tutulmuş gibi öylece bakakalmıştı.

Eliane Stewart'ın bedenindeki Peter Parker ise çalışma masasında bilgisayarın başında oturmuş kendi bedenini fark etmesi ile çatık kaşlarla öylece bakmış, gözlerini sıkıca açıp kapatarak doğru görüp görmediğini kontrol etmişti.

Uzun bir bakışmanın ardından neler olduğunu çözemeyen Peter Parker ve Eliane Stewart gözleri birbirine kenetli halde korku içinde çığlıklar atmaya başlamışlardı.

Switch/Peter ParkerWhere stories live. Discover now