XII

3.4K 334 284
                                    


Biraz kısa bir bölüm oldu ama tıkanınca daha fazla bekletmek istemedim. İyi okumalar...

Bölüm için minnak bi ipucu: Xianzhu Çin'de ikinci kademe prensin kızı olan prensese sesleniş biçimidir. Yani ülkenin yöneticisi olan asıl aile değil de ikinci ailenin kızı, ikinci derece soylu prenses anlamına gelir. 



Jeongguk uyanmıştı. Uyanalı iki gün olmuştu çoktan ve görünürde hiçbir terslik yoktu. Kendini fazla yormuyor ve kendini bir an önce toparlamaya çalışıyor fakat Taehyung'un bütün uyarılarına rağmen uzun süre yatakta duramıyordu.

Uyandığı gecenin sabahında Taehyung'un ailesiyle kahvaltı etmişlerdi. Tanışma gerginliği uzun sürmemişti çünkü Taehyung'un dayısı da kuzenleri de çok sevecen insanlardı. Kahvaltıdan hemen sonra dayısı onları kendi kızı ve gelininin yanındaki eve götürmüştü, bundan sonra orada yaşayacaklardı. İlk gün Jeongguk'un dinlenmesi gerektiğini söyleyip izin istemişti Taehyung ama zaten onu yatakta tutmayı başaramıyordu. Ya kalkıp yemek yapmaya çalışıyor, ya dışarı çıkıp gezmek istediğini söyleyerek Taehyung'un etrafında dönüp duruyordu. Bu yüzden ikinci gün Taehyung onu daha fazla evde tutamayacağını anlayıp -ki üzülmesine tahammül edemediğinden onu zorlamak da istemiyordu- beraber kısa bir kasaba turu yapmayı kabul etmişti. Kendilerini de omega kuzeni Sun Yeon ve eşi Hualing gezdirecekti. Bir de çocukları vardı tabii ama isimlerini henüz bilmiyordu Taehyung.

Jeongguk'un hazır olup olmadığına bakmak için yatak odasına gittiğindeyse Jeongguk'u hala üstündeki pijamalarıyla yatağın kenarına oturmuş üzgünce yerdeki küçük çantasına bakıyordu. Taehyung da yavaşça onun yanına oturdu ve omzundan destekleyerek kendine çekti bedenini. "Neyin var güzelim?"

"Hiç doğru düzgün kıyafetim yok, bu şekilde dışarı çıkamam. En güzel elbisemi babamla kavga ettiğimiz gün giymiştim, Bay Zhou'nun hediyesi olanı. Her yeri yırtılmıştı. Bir de şu kırmızı elbise var ama- Çok güzel bir elbise ama işte, onun aldığı şeyleri giymek istemiyorum. Hem zaten çok dikkat çeker." Duydukları Taehyung'u gülümsetti çünkü sürprizi için en uygun vakti bulmuştu. "Bekle beni." dedi ve hızlıca çıktı odadan. Önceki gün yiyecek alışverişi için pazara indiğinde kıyafet satan küçük bir butik bulmuştu ve vitrinde gördüğü açık mavi kıyafetin Jeongguk'a çok yakışacağını düşünerek içeri girmiş, içeride kırmızı ve siyah renkli daha rahat bir kıyafet görmüş ve karar veremeyip ikisini de almıştı. Eve geldiğinde de daha sonra sürpriz yapabilmek için Jeongguk görmeden hediyelerini mutfaktaki dolaplardan birine saklamıştı.

Hızlıca sakladığı yerden aldığı kıyafetlerle Jeongguk'un yanına döndüğünde sevgilisi onu büyük bir merakla takip ediyordu. "Bunları sana aldım, beğenirsin umarım." Jeongguk paketleri açtı ve gördüğü elbiselerle dayanamayıp Taehyung'un boynuna sarıldı dolu gözleriyle. Bir şekilde neye ihtiyacı olsa o söylemeden Taehyung hissediyor ve çözüyordu sorunu. Yanında o varken hiçbir şey ters gidemezmiş gibiydi, zaten sadece yanında olması da yetiyordu. Duygulanmıştı işte. "Teşekkür ederim Taehyung."

"Önemli değildi, hadi giyin de çıkalım." Jeongguk onu onayladı ve geceliğini çıkardı. Tabii kendisi odadan çıkana kadar bekleyeceğini düşünen Taehyung bu hareketiyle hem şok olmuş hem de paniklemişti. Ona bakmamak için gözlerini kapatıp kapıya ulaşmaya çalışırken ayağı takılmış ve düşmüştü hatta. Jeongguk da bu haline gülmek istese de içinde tutmuş ve yanına gitmişti. Diz çöküp Taehyung'un önünde durduğunda üstünde sadece iç çamaşırı olarak giydiği kısa şortu vardı. Taehyung yine gözlerini sıkıca kapadı ama Jeongguk bu sefer gülüşünü tutamadı. "Neden utanıyorsun?"

"Bilmiyorum, şimdiye kadar hiç ileri gitmemiştik, yani şey, belki rahatsız olursun diye... Ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum." Taehyung'un bu hallerine alışkın olan Jeongguk kıkırdamakla yetinmişti. Her ne kadar başlarda tecrübesizliği yüzünden çekingen davranan kişi Jeongguk olsa da aslında ikisi arasında en olgun olan oydu. İltifat almaya alışık olmadığından utanırdı bazen ama hiçbir konuda çekinmezdi. Genelde ilk atağı yapan hep Jeongguk olurdu mesela. Taehyung ise daha çekingendi. Şehirde saray mektebinde eğitim aldığı sıralarda birçok arkadaşının ilişkisine şahit olmuş ve birçok şey öğrenmişti bu konularda ama karşısında Jeongguk gibi biri varken hiçbir hareketine güvenemiyordu. İki yıllık bir ilişkileri olmasına rağmen hala onu rahatsız edecek veya incitecek bir şey yapmaktan korkuyordu. Belki de henüz küçük olduklarındandı bu tatlı telaşı.

Tote Vita - TaekookWhere stories live. Discover now