VII

3.9K 433 545
                                    

Arkadaşlar Yunanca öğreniyorum ve fark ettim ki aslında beta diye bir şey yokmuş... Alfa, omega, delta ve vita var sadece... Betaların hepsi hayal ürünüymüş 🥺 hatta bizim beta sandığımız β harfi aslında vitaymış 🥺yani ya Jeongguk şizofren ve taehyungla yoon aslında gerçek değil çünkü beta diye bir şey yok ya da taehyung aslında Vita yani ikisi aynı kişiler 🥺 seri üzgünüm şu an 🥺

O yüzden bol bol yorum yapın da mutlu olayım 🥺


Delta uyanalı birkaç dakika olmuştu. Vitaya yakın olmak için geçici olarak taşındığı odasında bir ileri bir geri yürüyordu. Zaman geçtikçe aklındaki şüpheler içini kemiriyor, korkularına hakim olamıyor ve vücuduna söz geçirmekte zorlanır hale geliyordu. Vitanın kaçacağını, ona ihanet edeceğini düşünüyor ve gittikçe daha da paranoyaklaşıyordu. Bir hafta bekleyecek direnci kalmamıştı artık. Bir an önce mühürlenmek ve huzura ermek istiyordu. Deltası bile göğüs kafesine pençelerini geçirerek onu zorluyordu.

Sonunda daha fazla dayanamayınca üzerindeki geceliği umursamadan omuzlarına ince bir pelerin geçirdi ve bir hışımla odasını terk etti. Adımları bir üst katta, kendi odasının hemen üstündeki odayı hedef alıyordu. Kapının önündeki muhafızları basit bir el işaretiyle oradan uzaklaştırmış, geniş koridorda yalnız kalmıştı. Kırmızı sürgülü kapıyı açtı ve içeriye girdi. Bakışları geniş yatakta uyuyan vitayla buluştuğunda ise asla tahmin etmediği bir durumda bulmuştu kendini.

Buraya gelirkenki amacı yalnızca vitayla konuşmak ve onu düğünü erkene almaya ikna etmekti ancak uzun geceliğinin iç astarı sıyrılmış, ayak bileklerine kadar uzanan beyaz tülün altından kıvrımlı vücudu ve çıplak bacakları rahatlıkla görünen vita tüm savunmasızlığıyla karşısında uyurken; on dört yıldır eş hasreti çeken deltanın sakin kalması pek de mümkün olmamıştı.

Geri dönüp odadan çıkmayı çok istese de dürtülerine engel olamadı ve ipek çarşaflı geniş yatağa yaklaştı. Attığı her adımda vitanın eşsiz kokusu biraz daha doluyordu burnuna. Deltanın daha önce hiçbir yerde duymadığı, gerçekten eşsiz bir kokusu vardı. Derinlerden hafif bir bergamot ve yeşil elma kokusu eşlik ediyordu fakat delta asıl kokusunun ne olduğunu bir türlü anlayamıyordu. Fazla ütopikti sanki, ilahi, meleksi bir kokuydu. Tanımlamaya kelimeler bile yetmiyordu. Vitaya en uygunu buydu belki de.

Sırtı dönük olan vitayla arasında en fazla bir adım kalmışken vita huzursuzlukla kıpırdandı, birkaç kez yumruklarını açıp kapattıktan sonra kaşlarını çatarak arkasını döndü. Şimdi yüzü deltaya bakıyordu ve dönerken kıvrılıp vücudunun altında kalan eteği sayesinde karnına doğru çektiği bacakları göz önündeydi. Delta yaklaşıp kırmızı örtülü yatakta boş kalan yere oturdu. Bir süre kıpırdamadan vitayı izledi. Açıp kapattığı ellerini, yüzünün önüne düşen saç tellerini ve göğsünün inip kalkışını izledi. Mırıldandığında odaya yayılan tatlı sesini dinledi.

Neredeyse yarım saat geçmişti. Jeongguk bu sefer sırt üstü dönmüştü ve uzun siyah saçları ipek çarşafın üzerine dağılmıştı. Ellerinden biri karnının üstünde, diğeri yarı açık bir şekilde başının yanında duruyordu. Dudakları aralıktı. Delta oturduğu yerde havalanıp bir bacağını vitanın üstünden geçirdi. Şimdi elleri Jeongguk'un başının, dizleri ise bacaklarının iki yanındaydı. Sadece biraz yakınlaşmak istiyordu. Biraz daha yakından görmek. Belki biraz hissetmek. Bu yüzden sağ elini yavaşça kaldırdı, parmaklarını vitanın dizlerine kadar sıyrılmış olan tül eteğinin altından geçirdi ve sıcak tenini parmak uçlarında hissetti. Yumuşak, pürüzsüz ve huzur vericiydi. Delta elini hareket ettirdikçe vitanın beyaz teni parmaklarının ucundan adeta ipek bir kumaş gibi narince kayıp gidiyordu. Yetmedi. Daha fazlasını istedi. Bu sefer avuç içiyle Jeongguk'un bacağını boylu boyunca okşadı. Sanki buzlu suya sokulmuşçasına uyuşuyor fakat bir yandan da cayır cayır yanıyordu elleri. Bağımlısı oldu. Ona engel olan elbise astarını umursamadan parmaklarını geçirdi ve neredeyse karnına kadar uzandı sarılmak için.

Tote Vita - TaekookOnde histórias criam vida. Descubra agora