HAYAL

44 21 6
                                    

Hayat bin parçalı pazzıl gibidir. Her bir parça küçük de olsa  bizdeki eksik duyguları tamamlayan ve kafamızdaki sorulara bir yanıtır. 

Azad kafasındaki eksik parçayı tamamlamaya yakın iken Elya'nın kafasında cevapsız binlerce soru oluştu.
Bundan kaçmanın tek yolunu mutfağa gitmekte aradı....

Elindeki tepsiyi tezgaha bıraktı. Kirlenen bulasiklari makineye kısa sürede yerleştirip kapağını kapatı. Beynini istila etmeye hazır olan düşünceleri def etmek için mutfakta uğraşacak başka bir şey bulmak için gözleriyle etrafı taradı. Fakat uğraşacak hiçbir şey bulamadı. Sandalyeyi çekip derin bir nefes aldı. Kafasını iki elinin arasına koydu. Beyni yine düşüncelerle istila olurken  gözleri yorgunluğa kapandı....

Azad, giden kadının arkasından koltuğa uzanıp başını yastığa koydu. Nedensizce yüzünde bir tebessüm belirirken. Gözlerini tavana dikti. Ve  Kalbi aklıyla bir olup hayalare daldı...

Minik bahçeli bir ev ve ona ait bir araba.

Arabanın arkasında oturan minicik bir kız çocuğu, onun yanında ise elini tutmuş bir kadın. Aceleyle bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Herşey ona ait. Bir aile....

Peki yanındaki o kadın kim olabilir diye düşündü. O bu düşüncelere ve hayallere dalarken uzun bir süredir ses çıkmayan Elya'yı unutmuştu....

Daha önce hiç bu kadar güzel hayaller kurmadığını veya neden şimdi böyle bir dünyaya yelken açtığını düşündü.

Düşüncelerin boğazından onu çekip çıkaran,  Kulağına aniden dolduran telefon melodisi oldu. 

Önce gözlerini tavandan ayırdı daha sonra uzandığı koltuktan dogrulup ikinci kez çalan melodi sesine kulak verdi.

Ayağının ucundaki küçük ahşap sehpa üzerinden telefonunu alıp arayan isme baktı.

"CAN KARDEŞİM"

telefonu kulağına yaklaştırdı. Ahizeden  gelen sesi dinledi.

"Iyi misiniz?"

Azad, endişe ve korkunun yer aldığı sesin sahibini yanıtladı.

"Iyiyim."
"Oğlum sabahtan beri telefonumu niye açmıyorsunuz."

Tek kaşını istem dışı havaya kaldıran Azad telefonunu kulağından uzaklaştırıp arama kayıtlarına baktı.

"Beni daha önce aramamissin" diyerek konuşmayı devam ettirdi.

"Elya'yı kaç defa aradım ama cevap vermedi. Yanında mi?"

Ömer'in duymayacağı kadar sesiz bir şekilde mırıldandı.
"Elya"
Onu en son mutfağa giderken görmüştü. Ondan sonra hiç görmemişti.

"Azad, Elya yanında mi?"
Yerinden kalkarken karşıda sabırsız bir şekilde bekleyen adamı yanıtladı.

"Bilmiyorum"

Endişenin kat be kat arttığını beli eden sesiyle tekrar sordu;
"Bilmiyorum derken. Daha bu sabah yanında değil miydi?"

Salondan çıkan adam yalın ayak ve kulağında telefonla mutfağa doğru yol aldı.

"En son çorba tabağını bırakmak için mutfağa gitti. Ondan sonra görmedim"

Kurduğu Bir kaç kelime boyunca hızlı adımlarla mutfak kapısına ulaştı. Sandalyede oturmuş bir vaziyete kafasını masaya dayadığı kollarının arasına alan Elya'yı gördü.

"Elya"
Seslenerek yanına yaklaştığı kadından herhangi bir tepki almayınca, kulağında bir haber bekleyen Ömer gibi endişelenmeye başladı.

ARAFWhere stories live. Discover now