DUYGULARİN ESIRI

27 4 1
                                    

Uykudan sıçrayarak uyandı. Hepsi kabusmuş.

"Şükürler olsun."

Eli hızlı atan kalbinin üstüne gitti. Kalbi sanki depara  kalkmıştı. Oda serin olmasına rağmen üstündeki pijamaları terlemekten ıslanmisti. Cama doğru baktığında karanlık yerini  aydınlığa bırakmıştı.

Odada gözlerini gezdirdiğinde herkes mışıl mışıl uyuyordu. Saate baktı.

Sabahın beşi.

Sabah ezanın okunmasına beş dakika vardı. Kafasını tekrar yastığa koydu.

Gözlerini kapatığında  kabusunda gördüğü son sahne gözlerinin önüne geliyordu.

Kalbi hala hızlı hızlı atıyordu.

Kafasında kabus hakkında binlerce düşünce vardı.

Yatakta ne yaptıysa olmadı. Içi rahat değildi.

Yataktan kalktı. Banyoya gitmek için odadan çıktı.

Abdestini kısa sürede aldı. Sessiz bir şekilde hareket ederek Feracesini giyindi. Telefonunu da yanına alarak odadan çıktı. Alt kata indi.

Sabah ezanı okunmaya başlandı.
Mescide geçip oturdu.
Sessizliğin için de yankılanan ezan sesi ona huzur verdi. Bir an gördüğü kabusu unutu....

Ezan bitince sabah namazını kılmaya başladı.

Dua etti. Gördüğü rüyanın Allah tarafından hayra çevrilmesini diledi.

Içi rahat değildi. Sürekli o son sahne gözünün önüne geliyordu.

Dolaptan aldığı kuranı açarak yasin süresini okudu.

Bitirince yerinden kalkti. Bir saate yakın mescitte kalıp ibadet etti.

Içinde hala bir sıkıntı vardı. Azadın iyi olduğundan emin olmadıkça içi rahat etmeyecekti.

Tekrar üst kata çıktı. Odaya gidip yatağına uzandı. Herşeyi unutmak için gözlerini kapattı. Gözünün önünde o son sahne geldi.

Olmuyordu. Ne uyuyabiliyordu ne de yatağa sığabiliyordu.

Kafasını boşaltmak için telefonunu alarak odadan çıktı.

Gizlice yangın merdiveninden bahçeye çıktı. Ön kapıda binadan sorumlu  güvenlik olduğu için bu yolu denemişti.

Azadı aramak istese de yapamadı.

Yangın merdiveninde oturdu. Gözlerini yok olmaya başlayan karanlığa dikti. Etrafta koca bir sessizlik vardı. Sadece arada havlayan köpeklerden başka ses yoktu.

Kafasında gördüğü rüya sürekli canlanıyordu.  Azad'ın söyledikleri. Yüzündeki tebessüm. Sonra kalbinden akan kan....

Soğuk havanın farkında değildi. Üstünde sadece pijamaları  vardı.

Yangın merdivenlerinde ne kadar oturduğunu bilmiyordu. Gelen seslere bakılırsa uzun bir süredir düşüncelerle boğuşuyordu.

Saate baktığında sabahın sekiziydi. Gökyüzü bulutluydu. Güneş, bulutların arkasına gizlenmişti.

Her iki fakülte de dersi vardı. Eğer biraz daha oturursa anatomi dersine geç kalacaktı.

Yerinden kalktı. Geldiği yolu geri kat etti.

Binanın içine girdiğinde üşüdüğünün farkına vardı. Odasına geçerken koridordaki aynadan kendi görüntüsünü gördü. Yüzü ve burnu kıpkırmızı olmuştu.

ARAFWhere stories live. Discover now