23. İdam

22.3K 601 500
                                    

Bu bölümün şarkısı Arctic Monkeys - Stop The World I Wanna Get Off With You, multimedyada...

( Bu bölümde geri dönen Led' in kim olduğunu daha iyi hatırlamak isterseniz 10. bölümü yeniden okumanızı tavsiye ederim. )

Bir hafta sonra...

Cass omzuma doğru eğildi ve boynumda kulağımın alt tarafında kalan kısma bir öpücük kondurdu. Lydia şehire geldiğimizden beri görünmez olmuştu, sanırım ailesini görmeye gitmiş ve onlarda kalmaya karar vermişti, Cass ve benim etrafında olmasını ya da bizi beraber görmeyi istemiyordu sanırım, gerçi ona hak veriyordum. Yüzümü Cass' e çevirdim, solgun beyaz teninin yanında yüzünde ufacık da olsa biraz canlılık getiren pembe dudaklarına hafif bir öpücük kondurdum ve ona elimi uzatarak ikimizi de ayağa kaldırdım.

Bugün idamın yapılacağı gündü. Başkan bir haftadır hücresine geri gönderilmişti ve ölümün keskin hançerinin onda kalıcı bir yarık bırakmasını bekliyordu. Bir haftadır şehir merkezine yakın başka bir dairede kalıyorduk çünkü Match' den gitmeden önce yaşadığım binanın da dahil olduğu çoğu bina Firex ile olan çatışmalarda hasar görmüştü. Ailem hala Firex' de yerleştirikleri dairede kalıyorlardı. Onları uzun zamandır görememiştim ama aklımdan çıkmak bilmiyorlardı, ve her şey başlamadan onlara bir not bile bırakmadan gittiğim için son zamanlarda büyük bir pişmanlık yaşıyordum. Bunun nedeninin Cass olup olmadığını sorgulamıyor da değildim.

Daireden çıktık ve idamın yapılacağı yer olan şehir merkezindeki binaya doğru yola çıktık. , komutan motorsikletin bizde kalmasına izin vermişti, bu sayede de Cass' in bana bu metal yığınını sürmeyi öğretecek epey bir zamanı oluyordu. Motorsikletin önüne atladım ve Cass belime sarılmışken gaza bastım, tekerlekler dönmeye başlar başlamaz hareket ettik ve arkadamızda bir toz bulutu bıraktık. Boş caddeler boyunca hızlanırken rüzgarın bizi daha da içine aldığını, bize uğuldayarak şarkı söylediğini duyabiliyorduk. Binanın önüne gelir gelmez frene bastım, motorsiklet yavaşladı ve acele etmeden durdu.

Burası en ciddi davaların görüşüldüğü Adalet Sarayı' ydı. Binanın ön tarafında kalan mermer merdivenlerin sol tarafında kalan tarafa da yine beyaz mermerden yapılmış bir kadın heykeli yerleştirilmişti. Kadın gözlerini sağ eliyle kapamış, diğer eline de sabit duran bir terazi almıştı. On yıl kadar önce olan protestolarda sıçrayan kan izleri hala beyaz mermerin üzerinde parlıyordu. Lekeler sanki adalete karşı çıkmanın karşılığının vahşet olduğunu göstermek istermişçesine hala hayatta kalmakta direniyorlardı.

Merdivenlerden yukarı çıktık ve otomatik açılır kapıdan geçerek içeri girdik. Bir hafta önce olduğu gibi yine önümüze çıkan ilk şey siyah zeminli lobi olmuştu, ama bu sefer zemini görmek pek mümkün değildi. İçerisi alışılmadık derecede kalabalıktı ve bir metre ötenizi görmek imkansız gibiydi. Başkanın idamı gerçekten de ülkeyi, hatta Dünya' yı sallamışa benziyordu. İçeride dört ülkenin de saç renklerini görmek mümkündü, hepsi diğer ülkelerin elçiliklerden geliyor olmalılardı.  

Cass' in elini daha sıkı kavradım ve gözlerimle komutanı aramak için parmak uçlarımda yükseldim. Arayışım sonuç vermese de en sonunda onun yerine başka tanıdık bir surat gördüm. Led' in suratını. Onunla Başkan Edillion - ismini duymak hatta düşünmek bile tuhaf hissettiriyordu - nötr sığınağına robotları yolladıktan sonra ışınlanarak kaçtığımız Aura' daki sığınakta tanışmıştık. O da benim gibi bir özel durum' du, nötr genleri taşımasına rağmen benim gibi modern insanların fiziksel özelliklerine sahipti. Şu Dünya' da durumu bana yakın olan tek insan bile sayılabilirdi. Tabi o bir Aura' lı olduğu için saçları ve kaşları beyaz, gözbebekleri ise griye kaçan tonda bir beyazdı. Yavaş adımlarla önüme çıkanları iterek ilerledim ve Cass' i de elinden çekiştirdim, Led' in yanına gelir gelmez göz göze geldik ve Led tek kolunu sırtıma atarak hafifçe vurdu.

ELEMENTOnde as histórias ganham vida. Descobre agora