6. Okul ?!?

78.4K 2.3K 598
                                    

Bu bölümün şarkısı Archive - You Make Me Feel, multimedyada...

Eve dönmemi sağlayan yol belediye sarayına gelirkenkine göre daha soğuk ve ıssız geliyordu. Ayaklarım soğuk betonu dövercesine ilerliyor, beni evime, aileme bir adım daha yaklaştırıyordu. Ben böyle bir şeyi annemlerden nasıl saklayacaktım?

+++++

Evin dış kapısı sessiz bir şekilde kayarken beni annem ve babamın mavi ve meraklı gözleri karşıladı. Neler olduğunu, beni neden çağırdığını bilmek istiyorlardı. Hemen bir yalan uydurdum:

'' Bilekliğimin üretim hatası olduğunu fark etmişler, bana yenisi verdiler. Ciddi bir şey yok, merak etmeyin. ''

Annem ve babam rahatlamış görünseler de gözlerindeki süphe ve merak yok olmamıştı. Gözlerini benden almalarını bekledim ama bu olmadı, ben de alaycı bir tavırla konuşarak odama gittim:

'' Ben odama gidiyorum, bu arada gözünüzü kırpmak isteyebilirsiniz. ''

+++++

Her zamanki gibi yatağıma uzanmış, elimdeki controller ile oyun oynuyordum. Ekranın sağ alt köşesinde sürekli bildirimler beliriyordu ama hiçbirini takmıyordum. Patlamalar ve gürültü dolu birkaç saatten sonra başım ağrımaya başlamıştı. Her odada olduğu gibi benim odamdaki duvarda da bir interaktif ekran vardı, gerçi bilekliği kullanmak çok daha kolaydı. 

Menüdeki seçeneklere baktım ve [SAĞLIK] adlı tuşa bastım. Çıkan yeni menüde ilaç türü soruluyordu, seçenekleri yukarı doğru kaydırdım ve [AĞRI KESİCİ] bölümüne tıkladım. Günümüzde ağrı kesici olarak sadece bir ürün vardı: '' Ağrı Kesici Bantlar ''. Tek kullanımlık bu bantlar ağrı olan bölümdeki negatif enerjiyi emiyorlar, işleri bitince ise kırmızı renge dönüyorlardı.

Duvardaki ekran duvar içinde yukarı kaydı ve arkasında bulunan bölmede bir adet bant kutusu çıktı. Arkasındaki yapışkanı çıkardıktan sonra bantı alnımı kaplayacak şekilde yapıştırdım ve kafamı yastığa koydum. Uykuya dalmak hiç bu kadar kolay gelmemişti.

+++++

Uyandığımda saatin gece 03:00 olduğunu fark ettim, elimi alnımdaki banta götürdüm ve yapışkanın güçsüzleşmiş olmasının verdiği rahatlıkla kırmızı bantı hızla çektim. Hafif bir acı dışında bir sorun olmamıştı, üstelik baş ağrım da tamamen kaybolmuştu. Kırmızı bantı çöpe atmış ve birkaç saniye içinde kırmızı toza dönüşmesini seyretmiştim, günümüzde plastiğe değen çoğu madde kolayca toğrağa karışabilen ve toprağın kalitesini arttıran bir çeşit toza dönüşüyordu. Bu da Aquarium' un en çevre dostu ülke olmasının onlarca kanıtından biriydi.

Gözlerimi yeniden açtığımda sabahın ilk ışıkları odamı aydınlatıyordu. Üstümü giyindim ve açlıktan zil çalan midemi doyurmak üzere mutfağa yöneldim. Beni bekleyen şey ise çok korkutucuydu, annem ve babam bana bakıyor ve ellerinde sol üstüne '' Priceton (Praystın) Koleji '' arması işlenmiş bir okul üniforması tutuyorlardı. Ben aklımdakini sormadan annem cevabımı vermişti:

'' İki gün önce bilekliklerimize bir mesaj geldi, mesajda doğudan gelen tüm çocukların okula dönmeleri söyleniyordu. Biz de seni ülkenin en kaliteli liselerinden birine veriyoruz, çok heyecanlı değil mi tatlım! ''

Hiçbir şey söylemeden gözlerine baktım ve şu an olan her şeyin bir rüya olmasını diledim ama tabi ki bunlar gerçekti. Ne söylesem de beni gitmeye zorlayacakları kesindi. Elimi istemsiz ve tembel bir şekilde uzattım ve üniformayı aldım. Kahvaltı masasına oturacakken duyduklarım ise üniformadan bin kat daha korkunçtu:

'' Ve hayatım küçük bir detay var, bir saat içinde okul başlıyor. ''

Gözlerim istemsizce açılmışlardı, ellerim ise titriyorlardı. Kendime hakim oldum ve sakinleştim, hiç iştahım yoktu. Bilekliğimden bir ''Kahvaltı Hapı'' seçtim ve tatsız hapı çiğneyerek yuttum. Bilim adamları bu haplara gerçek yemek tadı verebilselerdi artık kimse gerçek yemezdi. 

ELEMENTUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum