XVII

113 17 9
                                    

Üzerindeki smokinin papyonunu düzelttim.

Gülümsüyor, öylece gergin ve heyecanlı olan bana bakıyordu.

Yutkunarak ona baktım.

"Nasıl hissediyorsunuz?" Diye sordu, yüzümde stresli bir gülümseme vardı, dahası elim ayağım titriyordu.

"İyi sayılırım, sadece heyecanlıyım." Omuzlarına elimi koydum ve derince bir nefes verdim.

"Otursana." Diyerek duvara yapışık olan piyanomun oturağına doğru ilerledim, yavaş adımlarla peşimden geldi, piyanoya yaslandı.

Kalbim tüm vücudumda sesli şekilde atarken, yani aslında atan bir kalpten ibaretken, kelimeleri zar zor seçerek konuşmaya başlamıştım.

"Bu senin için... Sana minnettar oluşumu simgeleyen bir ifade ediş biçimim." Bana olan bakışları yumuşaktı. Ne kadar duyguyu barındırdığımı biliyordu ve bu sebeple bana karşı aşırı anlayışlıydı.

Tuşlara basmaya başladığımda dirseğini piyanonun başına koydu ve elini de çenesine. Usulca hiçbir şey demeden dinlemeye devam etti, hiçbir şey demiyordu belli ama yüzü çok şey anlatıyordu.

Canımın acısını anlıyordu. Biliyordum.

Ve sarıyordu yaralarımı.

Parçayı bitireceğime yakın yanıma geçti, oturakta hafifçe yana kayarak oturmasına izin verdim.

Bittiğinde ise ona dolu gözlerle bakıyordum, "Çok hoştu, Bay Ronald." Dedi.

Daha fazla bir şey demesine gerçekten gerek yoktu, ona duygularımı yaşatabilmiş gibi hissediyordum.

"Gidelim mi?" Diye sordum. Başını olumlu anlamda salladığında gülümseyerek elmacık kemiğinden öptüm.

1928 BxBWhere stories live. Discover now