kırk sekiz

3.1K 338 125
                                    

"Çok aniden buluşmak istedin ve ben üstümden şaşkınlığımı hala atamıyorum."

Kyungsoo'nun buluşmak istediği yer ikisinin evine de yakındı, bu yüzden kısa sürede gelmişlerdi ve kahvaltı için bir şeyler sipariş etmişlerdi. İkisi de tek kelime etmeden birbirlerine bakarken Jongin kendini fazla stres altında hissetmiş ve konuşmuştu. Kyungsoo yüzüne bomboş bakmaya devam ederken yeniden konuştu. "Neden buluştuk?"

"Önüme yiyecekler geldikten sonra bu konu hakkında konuşacağım çünkü çok açım." diye kesin bir cevap vermişti Kyungsoo. Jongin kafasını tamam anlamında sallamış ve etrafı incelemeye koyulmuştu. Kısa süre içinde de yemekler gelmişti, Jongin hala gergindi. Yeniden Kyungsoo tarafından değişik bir şekilde reddedilmek istemiyordu.

Kyungsoo yemeğinden yavaş yavaş yerken sonunda konuşmayı başarabilmişti. "Açık konuşacağım."

"Dinliyorum." Elindeki çatalı tabağına bırakırken ilgiyle söyledi Jongin. Kyungsoo boğazını temizledi. O da gergin görünüyordu.

"Aynı arkadaş grubunun içindeyiz artık, biliyorsun." dediğinde Jongin kafasını salladı. Kyungsoo devam etti. "Herkesle çok da iyi anlaşıyorsun gibi görünüyor, onlar da seni çok sevdi."

"Eğlenceliler." dedi Jongin. Daha birkaç hafta olmuştu ama onlara alışmıştı bile. Özellikle de Sehun'a.

"Öylelerdir evet." Kahvesini dudaklarına götürüp bir yudum aldı. "Yani, aynı grup içindeyiz ve şimdiye kadar bugünkü grup konuşması dışında hiç konuşmadık."

Öyleydi, şu zamana kadar birbirlerini yok saymış gibiydiler, soğuktular hep birbirlerine karşı ve uzun bir aradan sonra ilk defa bugün grupta konuşmuşlardı.

"Seni çok iyi anlıyorum." dedi Kyungsoo. "Reddettikten sonra arkadaş olmayı teklif ettim, senden bir cevap bekledim ama cevap alamadım. Cevap vermemeni anlıyorum, insanları anlamak işim çünkü." Jongin konunun buraya geleceğini elbette biliyordu, yine de daha da stresli hissetti kendini. Ofladı. Kyungsoo oflamasını görmezden gelerek konuşmaya devam etti.

"Seni gerçekten anlıyorum ama aynı arkadaş grubunun içindeysek bir şekilde konuşmalıyız," dedi. "Birbirimize soğuk olmamız bazen ortamı geriyor. Arkadaş olalım."

Jongin kendine su doldurup içerken düşünmek için zaman bulmaya çalışıyordu. Kyungsoo'dan hoşlanıyor muydu, evet. Çok değildi ama hala onu fazlasıyla hoş buluyordu. Zamanında ona Kyungsoo'nun fazlaca soğuk yapmasını unutmuş muydu, hayır. Ama Kyungsoo ona karşı herhangi bir şey hissetmiyordu, bunun için onu zorlayacak hali yoktu. Karşısındaki çocuk ona sadece arkadaşlık teklif ediyordu. Sehun gibi, Lisa gibi ya da Jongdae gibi.

"Bana karşı hislerinin olduğunu söylemiştin," diye devam etti Kyungsoo. "Hala var mı bilmiyorum, şu an kalbini mi kırıyorum onu da bilmiyorum ama gerçekten arkadaş olmak istiyorum. İnan bu aynı arkadaş grubunda olmalarına rağmen konuşmayan iki kişiden çok daha iyidir."

"Yok," demişti Jongin. "Rahatsız olduğunu biliyorum bu durumdan, ama emin olabilirsin. Seni karşı hissim yok."

Kyungsoo elbette bunun doğru olmadığını direkt anlamıştı.

"Zaten o his dediğim şeyler de sadece arkadaş olma isteği gibi şeylermiş. Biraz geç oldu ama anladım," Jongin yeniden bardağına su doldurdu. Yalandı. Hala Kyungsoo'dan hoşlanıyordu. "Bu yüzden arkadaş olmamız en iyisi. Arkadaş olalım."

Kyungsoo karşısında domates gibi kırmızı olmuş çocuğa gülmek istedi ama bunu yapmadı, kafasını sallamakla yetindi sadece.

"Bu arada," dedi Jongin. "Baekhyun o kadar mı rahatsız etti?"

"Yok ya, zaten gece sesleri duyunca oda değiştirdim." dedi Kyungsoo. Jongin dediği şeyle gözlerini kocaman açmıştı. "Ne?"

"Bazen Baekhyun'u sinirlendirmek ve gruptakileri çıldırtıp meraka düşürmek hoşuma gidiyor."

Jongin kafasını iki yana salladı. "Sana şeytan demek istiyorum."

Kyungsoo ilk defa dümdüz ifadesini bozup gülümsemişti. "Diyebilirsin. Sehun'un dediklerinin yanında hiçbir şey."

Jongin gülümsemesini gördüğü anda bakışlarını kalın dudaklarda sabitlemişti. Gülümsemek Kyungsoo'ya çok yakışıyordu.

Kyungsoo Jongin'in bakışlarının nerede olduğunu fark ettiğinde gülümsemesini sildi yüzünden. "Yemeğini ye."

"Yiyorum." Jongin de hipnoz modundan çıkıp yeniden tabağına baktı. Gördüğü en güzel gülümseme Kyungsoo'nun gülümsemesi olabilirdi.

Kyungsoo kaçamak bakışlarını karşısındaki yemek yiyen çocuğa çevirdiğinde elinde olmadan gülümsemişti.

Ne için gülümsediğini bilmiyordu aslında, sadece bu çocuk fazlasıyla tatlıydı ve sonunda aralarını düzelttikleri için mutluydu. Bunun için gülüyordu, yani Kyungsoo'ya göre.

Aslında olay çok başkaydı.

...

şimdi de bize #happykaisooday

Skate | ChanBaek Onde histórias criam vida. Descubra agora