yirmi dört

4.5K 419 358
                                    

Soğuk bir cuma gününün öğleden sonrasıydı. Chanyeol Jongin ve başka birkaç arkadaşıyla buluşmak için hazırlanmış, son olarak ayakkabılarını giyip evden çıkmıştı. Asansörün yanında gidip çağırdığında yedinci katta olduğunu gördüğünde dudaklarını birbirine bastırdı. Tamam üst katta sadece Baekhyun oturmuyordu, başka evler de vardı ancak ne olursa olsun yedinci katı görünce aklına istemsizce Baekhyun gelmişti uzun olanın.

Birkaç gün sonra tam iki hafta olacaktı. Öpücüklerinin üstünden tam iki hafta geçmiş olacaktı, ayrıca öpücükten sonra da hiç konuşmamışlardı. Chanyeol her ne kadar küçüğün sadece görünüşünü beğeniyor olsa da onunla konuşmayı biraz özlemiş olabilirdi. Aslında aralarındaki konuşma eğlenceli değildi, öylesine olan şeylerdi ancak Chanyeol o monoton konuşmaları bile ufak ufak özlediğini hissediyordu.

Gözlerinin önüne bir anlığına küçüğün güzel yüzü geldiğinde kendine gelmek için gözlerini kırpıştırıp kafasını iki yana salladı. Bu sırada da asansör gelmişti.

Asansörün kapısı açıldığında Chanyeol'ün iki haftadır ki görmediği Kyungsoo ve Baekhyun tam karşısında duruyordu. Kyungsoo Chanyeol'ü gördüğü zaman bakışlarını bile değiştirmemişti. Ama Baekhyun öyle değildi. Asansörde biraz daha Kyungsoo'ya doğru kayıp Chanyeol'e yer açtı. Bu sırada Chanyeol onun derince soluduğuna ve ardına yutkunduğuna yemin edebilirdi.

Chanyeol kendisine bomboş gözlerle bakan Kyungsoo'ya minik bir baş selamı vermiş ve asansörde Baekhyun'un kendisi için açtığı yerde durmuştu.

Üçünden de tek ses çıkmazken Chanyeol boğazını temizledi. İki hafta sonra görüp de konuşmamak olmazdı. "Okula mı gidiyorsunuz?"

Dediği şeyle Baekhyun yeri gözlemeyi sürdürürken Kyungsoo ona kafasını çevirmişti. Gülümseyerek cevap verdi. "Evet. Sen?"

"Arkadaşlarımla buluşacağım. İyi dersler size." O da aynı şekilde gülümseyerek konuştuğunda henüz üçüncü kattalardı.

Kyungsoo da ona baş sallamasıyla karşılık verdiğinde Chanyeol gözlerini yanındaki siyah bereli çocuğa çevirdi. Yine üstünde kendine aşırı büyük olan siyah bir mont vardı. Montun içinde kayboluyordu neredeyse ama bu görüntü Chanyeol'ün hoşuna gitmişti, sevimli görünüyordu.

Baekhyun kendisine bakan Chanyeol'ü hissettiğinde kafasındaki bereyi daha da çekiştirdi ve kenarlarından çıkan sarı saçlarını da kapattı. Chanyeol küçüğün rahatsız olduğunu hissederek bakışlarını ondan çekti ve o da tıpkı Baekhyun gibi yere bakmaya başladı.

Birkaç saniye sonra zemin kata geldiklerinde yavaşça kapı açıldı ve Chanyeol ile Kyungsoo aynı anda dışarıya adımlarını atarken Baekhyun'un sesiyle durdular. "Chanyeol."

Baekhyun'un çatlak gelen sesinden hasta olduğu belliydi. Chanyeol dışarı attığı adımını geri çekti ve Baekhyun'a döndü. "Efendim Baekhyun?"

"Biz o öpücüğü unutalım, olur mu? Hiç öyle bir şey olmamış gibi yaşayıp gidelim." dediğinde Chanyeol başından aşağı kaynar sular dökülüyormuş gibi hissetti çünkü Baekhyun'un böyle bir şey diyeceği aklının ucundan dahi geçmemişti.

Chanyeol Baekhyun'a şokla bakarken Kyungsoo'nun ifadesi yine dümdüzdü. Baekhyun Chanyeol'e göz ucuyla baktı ve bu sefer önce o çıktı asansörden. Hızlı adımlarla apartmanın çıkışına yöneldi. Peşinden de Kyungsoo gitmişti.

Chanyeol nasıl hissettiğini bilmiyordu.

---

flashback

"Baekhyun şu kapıyı ne olduğunu öğrendim! Açmazsan gerçekten kırarım, yaparım bunu!"

Skate | ChanBaek Where stories live. Discover now