otuz dokuz

3.4K 418 430
                                    

"Hayır yeni bir sevgilim yok, zaten olsa sizden saklayacak değilim."

Chanyeol Baekhyun'a mesaj atmasının ardından yatağına geçmiş ve uzun süredir takipçileriyle konuşmadığı için canlı yayın açmıştı. Takipçilerinin sorularına elinden geldiğince yanıt veriyordu.

"Yeni videoyu iki üç gün sonra atarım." Daha yeni başladığı yayınında dikkatini dağıtan şey üst kattan gelen bağırış sesleri olmuştu. Bu ses Baekhyun'a değil, Kyungsoo'ya aitti. Chanyeol'ün hayal ettiğinin tam tersi mi olmuştu yoksa?

Hızla kafasını tavana doğru kaldırmıştı, bunu neden yaptığını anlamayarak kendine geldi ve yeniden telefonuna döndü.

"Evden memnunum, komşularım da iyi. Hepsini tanımıyorum ama tanıdıklarım iyi insanlar."

Yeniden bağırış sesini duyduğunda aldırış etmedi ve yayına devam etti. Bundan birkaç dakika sonra sesler kesildi ve Chanyeol sakince yayınını yapmaya devam ederken zil çaldı. Chanyeol tahmin ettiği şeyle birlikte hızla yatağından kalktı.

"Sanırım bu yayını daha sonra tekrarlayacağım çok kısa oldu çünkü. İyi geceler yatın uyuyun." Acele acele konuştuktan sonra yayını kapattı ve kapıya gitti. Kapıyı açtığında şaşırmamıştı. Karşısında Baekhyun'u bekliyordu çünkü.

Baekhyun kapıyı geç açan bedene dik dik bakıp hiçbir şey demezken Chanyeol konuştu. "Kavga mı ettiniz yoksa yanlış mı duydum?"

"Doğru. Beni evden attı." Baekhyun buz gibi sesiyle konuştuğunda Chanyeol başını salladı ve içeri geçmesi için işaret etti.

"Umarım bu gece de beni idare edebilirsin."

"İçeri kabul ettiğime göre seni gayet de idare ediyorum bence. Hem asla sorun degil, istediğin zaman bana gelebilirsin."

"Teşekkür ederim." Baekhyun içeri geçip gülümseyerek söyledi ve odaya doğru ilerledi. Chanyeol de peşinden gitmişti.

"Kyungsoo'nun bağırdığını duydum," dedi küçük bedenin yanına otururken. "Ama ne olduğunu anlamadım çünkü canlı yayın açmıştım."

Baekhyun kafasını salladı. "Bağırdı evet ama konu bambaşka bir şeydi."

"Başka bir şey için de mi kavga ettiniz?"

"Evet," dedi Baekhyun. "O kadar saçma bir andı ki kendimi kapının önünde buldum. Şaka gibi."

"Anlatmak ister misin?" dedi Chanyeol. Bir yandan da Baekhyun'a daha çok yaklaşmıştı.

"Tarçınlı süt içtiğimi gördü ve zayıf olduğum halde hala zayıflamaya çalışmama bağırdı. Sonunda kapının önündeydim."

Chanyeol Baekhyun'un açıklamasıyla kaşlarını çattı. "Tarçınlı süt zayıflatıyor mu?"

"Yani, yardımcı oluyor gibi." Baekhyun sakinlikle cevap verdiğinde Chanyeol göz devirdi. "Kyungsoo haklı."

"Ne?" dedi Baekhyun. "Nasıl Kyungsoo haklı?"

"Zayıfsın, oldukça hoş birisin ve kendini şişman ve oldukça çirkin biri olarak görüyorsun Baekhyun. 54 kilosun, daha ne kadar zayıflamayı düşünüyorsun? Amacın 44 falan olmak mı?" Chanyeol ciddiydi. Baekhyun Chanyeol'ün dediklerini ciddiyetle dinledi ve konuştu.

"Hoş biri miyim?"

"Baekhyun buna takılacak biri değilsin sen bence. Ama iki kere duymak istiyorsan evet, gayet hoş birisin." Chanyeol bıkkınlıkla cevap vermişti. Baekhyun derin bir iç çekti.

"Neden benim zayıflama çabama sen de bu kadar kafayı takıyorsun?" Bunu gerçekten merak ediyordu.

Chanyeol'den cevap gecikmedi. "Çünkü kendine zarar vermekten başka bir şey değil bu."

"Kendime zarar vermemi neden umursuyorsun?" Bu seferki soru karşısında Chanyeol duraksamıştı. Ne demesi gerektiğini bilmiyordu.

"Verecek cevabın yok Chanyeol. Sadece öylesine takılmak istiyorsun, değil mi? Baekhyun'u nasıl sinir etsem diye düşünüyorsun falan. Ama ben mutluyum bu halimle. Her neyse, misafir odası şuradaydı değil mi, oraya geçip uyumaya çalışacağım." Baekhyun yerinden kalkıp geçen günkü uyuduğu odaya doğru giderken Chanyeol'ün aniden dediği şeyle yerine çakılmıştı.

"Çünkü seni seviyorum. Aptal. Kendine zayıflama ayağına resmen zarar veriyorsun ve böyle yapman sinirimi bozmakla birlikte üzüyor beni. Seni sevdiğim için."

Ne demişti o?

"Ne?" Baekhyun arkasını dönüp şaşkınlık içinde sorduğunda Chanyeol de ayaklanmış ve tam karşısına geçmişti.

"Bunu şimdi söylemeyi asla planlamamıştım ama beni buna sen ittin." Karşısındaki bedenin elinden tutup ona bir adım daha yaklaştı. Aralarında mesafe yoktu artık. Bu cesaret nereden geliyordu, bilmiyordu.

Baekhyun hemen dibindeki bedenin gözlerinin içine bakarken içindeki bu hissin ne olduğunu anlamıştı sonunda. Chanyeol'le aynı şeyi hissediyordu işte.

Chanyeol'ün hafifçe tuttuğu elini sıktı ve boştaki elini ensesine götürüp Chanyeol'ün yüzünü kendi yüzünün hizasına getirdi. Ardına da hemen dudaklarını dudaklarına bastırdı.

Chanyeol yaşanan şeyi başta idrak edemese de kendini toparlaması uzun sürmedi ve Baekhyun'un ince belini tek koluyla kavradı. Dudaklarını hareket ettirmeye başladığında da derin ve güzel bir öpüşmenin içine çekildiler.

Birbirlerinin dudaklarını yavaşça tadarken arada bir ısırık darbeleri de bırakıyorlardı. Zaten dilleri iç içe geçmiş gibiydi ve ikisi de nefessiz kalmalarına rağmen birbirlerinden bir saniye bile ayrılmıyorlardı.

Sonunda ikisi de boğulacak gibi hissettiklerinden yavaşça ayrıldılar ancak aralarında hala çok azıcık bir mesafe vardı. Derin nefes alışverişleri birbirine karışıyordu. Birkaç derin nefesten sonra Chanyeol öpücüğü başlatan minik bedenin burnuna burnunu sürttü ve konuştu. "Bu ne demekti?"

Baekhyun derin nefeslerinin ardından kıkırdadı.

"Ben de seni seviyorum demekti."

...

selam bugün de matematikçinin aşırı pozitif şeyler söylemesi ve aşırı pozitif yeni yıl dileklerini dinlemekten sıkıldığım ve sinirlendiğim için bölüm atıyorum başımı şişirdi adam ✊🏻

ve demiştim birleşecekler ama güzel olmayacak diye :) aklımda bambaşka şeyler vardı ancak bunları yapmam için daha da uzatmam gerekiyordu bu yüzden kısalttım, böyle oldu

görüşürüz

Skate | ChanBaek Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora