22

10.2K 929 112
                                    

Bay Han'ın dediklerinden sonra herkes içeri geçmiş ve geniş salonun koltuklarına oturmuştu. Jungkook ise korkuyordu. Hem de çok korkuyordu. Karşısındaki adamın ne diyeceği onu çok korkutuyordu. İçeri geçeli çok olmamıştı ama kimsenin artık bir sabrı yoktu. Taehyung dayanamayarak karşısında sıkıntıyla oturan adama sordu.

"Min Gyu amca bize ne anlatacaksın?"

Koltukta oturan yaşlı adam ne yapacağını bilmiyordu. Her şeyi söylemek ve kurtulmak istiyordu ama korktuğu şeyler peşini bırakmıyordu. Sıkıntılı bir nefes vererek Jungkook'a baktı.

"Beni hatırlıyor musun?"dedi. Sesi çok yorgun çıkıyordu. Jungkook ise zaten bu adamda bir gariplik olduğunu anlamıştı. Bir süre hatırlamaya çalıştı. Sonra gözünün önüne gelen anıyla soluğu kesildi.

Flashback

Küçük omega annesinin yerde yatan kanlı bedenine sarılarak ağlıyordu. Annesine uyanması için yalvarıyordu. Dışardan ise silah sesleri gelmeye devam ediyordu.

Boğuk çıkan sesler onun odak noktası değildi. Yerde yatan cansız bedene odaklıydı sadece. Sessizce hıçkırıklarının arasında konuştu.

"A-anne...n-nolur kal-k..."

Annesinin kanı eline,yüzene,kıyafetlerine heryerini bulaşmıştı. Üzerindeki beyaz pijamaları kırmızıya dönmüştü. Gecenin bir yarısı olduğu belliydi. Birden çatışma sesleri durmuş ve kapı hızla açılmıştı. Gelen kişiye bakmak için başını kaldırdı omega.

Babası gelmişti. Ve yüzü net bir şekilde gözüküyordu. Onu tam olarak hatırladığı ilk anıydı. Aynı kendisinde olduğu gibi onun da üstü başı kandı ve elinde bir silah vardı. Babasına yalvararak baktı omega. Annemi kurtar dermiş gibi. Titrekçe seslendi.

"B-baba.."sonrasında seslice ağlamaya devam etti.

Kang Dae ise oğlunun sesini duyunca hemen ona baktı. Gördüğü manzara ise nefesini kesmişti. Onun sevdiği ve canını bile verebileceği kadın yerde cansız bir şekilde yatıyordu. Gözleri doldu alfanın. Yere çöküp aynı oğlu gibi ağlamak istedi. Ama karşısında gördüğü adam ile istekleri suya düşmüştü. Nefretle baktı ona. Jungkook ise hala o adamın suratını göremiyordu. Bulanıktı. Annesinin katilinin yüzünü hatırlamıyordu.

"Sen... seni adi herif!"diye bağırmıştı babası. Hızla elindeki silahı yüzü gözükmeyen adama doğrulttu. Yabancı ise elinde annesinin canını alan o silahı küçük omegaya doğrulttu.

"Bir daha düşün Di."demişti. Sesinden alay anlaşılıyordu.

"Bana Di deme!"diye bağırmıştı. Yabancı ise yine alayla bir kahkaha attı.

"Ne o? Eskiyi bu kadar çabuk mu unuttun?"dedi.

"Asıl sen eskiyi unutmuşsun!"diye bağırmaya devam etti küçük omeganın babası.

"Hayır hayır. Ben asla geçmişi unutmam."dedi yabancı. Sonra devam etti.

"Siz beni mahvettiniz ben de sizi mahvedeceğim!"demişti bağırarak. Babası ise korkuyla ona baktı.

"Sen kafayı yemişsin! Şu yaptığın şeye bak!"demişti. Sonra gözü yerde yatan eşine kaydı. Yine nefesi kesilmişti. Zorlukla sordu, yalvarırcasına.

"Ha Eun... o...ölmedi değil mi?"dedi. Yine gözleri dolmuştu. Hissediyordu. Mühürü çoktan yok olmuştu. Ama kabul etmek istemiyordu. Aşık olduğu kadının öldüğünü kabul etmek istemiyordu. Yabancı ise sesli bir kahkaha attı ve sessiz odaya o iğrenç sesini doldurdu.

Offended / TaekookWhere stories live. Discover now