BÖLÜM 25

11.5K 635 136
                                    

İyi okumalar ❣️

Oysaki adam kadın gitmesin diye kendi yarasını kendi deşmişti...

Tüm şehri korku salmıştı. Biliyordu herkes Helios eğer bulunmazsa Zebani' nin herkesi yakacaklarından emindi.

Zebani ise aklına gelen her yere bakıyordu. Ama yoktu çıldıracaktı ya biri ona zarar verdiyse? Bütün şehir ondan korkuyor olabilirdi ama Zebani'nin düşmanı da fazlaydı. Herkes anlamıştı bu kadının ne kadar değerli olduğunu.

"Zebani."

Renat'ın sesiyle Zebani elindeki viski bardağını sertçe bıraktı.

"Söyle buldunuz mu?"

"Bütün şehir arıyor şu an hiç bir yerde yok..."

Zebani önümdeki sehpaya sert bir tekme atmıştı. Kafayı yemek üzereydi. Gözü gibi baktığı kadın ortalarda yoktu.

Renat' a doğru yürüyüp gözlerinin içine bakması için çenesinden tutup başını kaldırdı. Renat ilk kez Zebani'nin kırmızı gözleriyle karşı karşıya geldiği için vücudu titremeye başlamıştı.

"Bak Renat gözlerimin içine bak ve yangını gör ki bulamazsanız ya da başına bir şey geldiyse bu şehirdeki herkesi nasıl yakacağımı gör!"

Renat görmüştü. Bu adamın gözlerinde bu kadına karşı hisselerini görmüştü. Ve ona bir şey olursa kimseye acımayacağının farkındaydı. Göz kapaklarını kapatıp daha fazla cehennemi andıran gözlere bakamamıştı. Zebani ise Renat' tan ayrıldığında ellerini saçlarının içine geçirdi.

Yaşadığı kaybetme korkusu onu bambaşka yerlere sürüklemişti. Bu farklıydı kardeşinde bile böyle hissetmemişti.

Gözlerini anlık açıp kapattığında nerede olabileceğini düşündü. Ama lanet olsun bilmiyordu. Bu şehri karış karış bilirken küçük bir kadının nerede olduğunu bilmiyordu.

Canım yanıyordu. Kalbimin ağrısı vücuduma fazla geliyordu. Bu nasıl bir acıydı her şeyden herkesten önde olan bir acıya dair dayanma gücüm yoktu.

Şu an tam olarak korktuğum gibiydim. Yalnız ve kimsesiz. En çok da bu canını yakıyordu. Kalbimin içinde açılan filizler tek tek kurumaya başlamıştı. Elimdeki şişeyi kenara fırlattım alkol bedenimi iyice gevşetiyordu. Acı çekmeme izin vermiyordu.

Kim için çekecektim? Oysaki bana dokunduğu eller beni temiz hissettirmişti. Ama temiz değilmiş o benden daha kirliymiş ağzımda bir hıçkırık çıkmış, bulunduğum yere kıvırıp uyumak istiyordum. Gözlerim yıldızlara takıldı. Sonra alev alev yanan şehirle yine neyin kutlamasıydı? Sürekli mi eğlence olurdu bu şehirde yaktıkları alev bir gün sanki onları da içine alacak gibiydi.

Acaba Zebani fark etmiş miydi gittiğime? Yoksa umurunda bile değil miydim?"

Leyna 'nın sözleri kulaklarımda yankılanıyordu. Başka kadınlara gitmesi beni darmadağın etmişti. İçimde büyüyen filizi kendi eliyle söküp atmıştı. Belki de ondaki aşk değildi, merhametti. Ve ben onu aşk zannedecek kadar zavallıydım.

Bir kez daha lanet ettim aileme. Beni bırakıp gitmeseydiler bunları yaşamayacak normal bir genç kız olacaktım. Belki de bir erkek arkadaşım olacaktı. Bu duyguyu sevmemiştim. Ondan başka kimseyi yanımda istemiyordum.

Kalbimi çıkarıp eline versem parçalayacak diye düşünüyordum. Gök gürültüsünü duyduğum da yattığım dönme dolabın kabininden kalkmıştım.

Nereye gideceğimi bile bilmiyorum ama burada kalırsam fena derece de hasta olacaktım. Zaten ortalık karanlıktı kimse benim burada olduğumu bilemezdi. Yağan yağmur sebebiyle ayağa kalkıp kalbinden çıktığımda karşımdaki gölge beni korkutmuştu.

KİMLİKSİZLER ŞEHRİ +18 (KİTAP OLDU )Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα