BÖLÜM 2

17.5K 722 142
                                    

İyi okumalar ❣️

Umudun olduğu sürece vazgeçme, o yıldızlar eninde sonunda sana görünecek...

Korkudan göğüs kafesim yerinden çıkacak gibiydi. Ben nasıl bir belanın içine düşmüştüm? Duyduklarımı tekrar etmek ister gibi boğazımın tam ortasına oturan yumruğa inat titreyen sesimle konuşmaya çalıştım.

"Kurban mı?"

Kırmızı gözleri maviliklerimin en derinine bakıyordu. Maskenin ardındaki dudakları gerildiğinde o beyaz sivri dişlerini gözlerimin önüne sermişti.

"Korktun mu?"

Derin bir şekilde yutkundum, nefesim tıkanmıştı. Bu kadar yakın olmak bana iyi gelmiyordu. Bedenim gerilmiş ondan uzaklaşmak için yerimden kıpırdanıp ellerini üstümden çekmesi için çırpınmaya başladım. Bir erkekle bu kadar yakın temasa giremezdim. O ise tam tersi beni iyice kendine çekmiş elleri ile kollarıma daha ağır bir baskı vermişti. Kemiklerim o an sanki birbirine girmiş gibi olmuştu. Dudaklarımdan acı dolu bir inleme çıktığında tutuşunu biraz olsa bile hafifletmişti.

"Şimdi ben sana ne yapayım Ahsen?"

Gözleri iyice kararmış, kırmızı kan rengini almıştı. Buradan, bu adamın elinden kurtulmak için gerekirse yalvarırdım.

"B-bırak beni lütfen b-ben bir şey görmedim."

Yalan söylediğimi biliyordu ama şu an tek umudum buna inanmasıydı. Onun ise dudaklarından dökülen kelimeler umudumu yerle yeksan etmişti.

"Artık çok geç küçük kız."

"Kimseye bir şey söylemem."

"Hâlâ anlamıyor musun? Bu kimseye bir şey söylemenle ilgili değil. Sen görmemen gereken bir duruma tanık oldun, hiçbir tarikata mensup olmayan biri için kural açık ve nettir. Senin tabirinle kurban olacaksın, bizim tabirle hediye verileceksin."

Gözlerimde akan yaşlara engel olamayıp akmalarına izin verdim, damla damla dökülüp akmaya başlamışlardı. Yanaklarımdan dökülen yaşlar eline doğru değdiğinde sanki kızgın bir demir değmiş gibi anında çekmişti. Vücudum en azında serbest kaldığında derin bir nefes almıştım.

Ama aynı saniyeler içinde demir kapı büyük bir gürültüyle çalmıştı. Kırmızı gözlerini direkt yüzüme çevirip sert ve öfke dolu sesiyle konuşmaya başlamıştı.

"Sakın yerinden kıpırdama!"

Kırmızı gözlü adamın dediklerinden sonra yerimde anında mıhlanmıştım.

Yavaş ve sakin adımlarla demir kapıyı açmasıyla içeriye beş adam girmişti. Dudaklarım varla yok arasında kıpırdadı. Bu adamlar o ayindeki adamlardı. Bunların burada ne işleri vardı? Elimi kalbimin üstüne koydum, sakinleşmek için uğraşsam da olmuyordu. İçime oturan korku beni iyice güçsüzleştirmişti.

"Bu kız kim Zebani?"

Karşımdaki adamların yüzleri bu kez açık saçık bir şekilde görünüyordu. Yüzleri ürkütücü ve hepsinin hemen hemen yüzlerinde dövme vardı.

"Ne zamandır size hesap veriyorum!"

Öyle bir sesle tıslamıştı ki biraz önce benimle en sakin haliyle konuştuğunu anlamıştım. Beş adamda anında başlarını yere indirmişti. En azında onların ürkütücü yüzlerini görmemek beni biraz bile olsa sakinleştirecekti.

"Neden geldiniz?"

Biraz önce Zebani'yle konuşan pelerinden az bile olsa sarı saçları görünen adam tekrardan söze girdi.

KİMLİKSİZLER ŞEHRİ +18 (KİTAP OLDU )Where stories live. Discover now