19

7.9K 741 306
                                    

Yine cevap gelmedi.

Cevabı bırak, mesajıma bakmadı bile.

Yanlış değil miydi bana bu yaptığı?

Zorbalık değil miydi?

Bir şeyi bana zorla yaptırmak istiyordu. Yapmayınca da bana küsüyordu.

Ben onun en yakın arkadaşıydım. Kırılmasın, üzülmesin diye her istediğine tamam diyordum.

Ama bu kez de kendimi yok sayıyordum.

Böyle arkadaşlık olur muydu? Aramızdaki ilişki beni öldürüyordu aslında. Ben, ben olmaktan çıkıyordum.

Sırf onun yüzünden şurada, yatağımda saatlerden yatıyordum.

Bunu kendime yapmamalıydım.

Ilgaz bunu hak etmiyordu.

Üzerimden yorganımı atarak ayağa kalktım. Sonra da saçlarıma yaptığım topuzu açtım. Tarağımı alarak saçlarımı taradım.

Ne zaman evde saçlarım salık gezsem daha enerjik birisi olurdum.

Ardından yatağımın üzerini düzelttim ve masamın başına oturdum.

Yıllardır uğraştığım, kazanmam gereken bir sınav vardı.

Kendimi üzerek sadece kendime zarar verirdim. Göründüğü gibi Şermim hiç üzülüyornuş gibi değildi.

Masamın üzerinde halihazırda bekleyen Türkçe test kitabımı çıkarıp kaldığım sayfayı açtım. Saate baktıktan sonra da çözmeye başladım. Zaten konusunu birkaç gün önce tekrar ettiğim için çözmek sandığım kadar zor olmamıştı.

Test bitince kontrol ettim.

"Eh be Ilgaz! Bu mu kolay testin ya! 12 doğru 8 yalış ne!? Hayvanlar çalışsaydı şu kadar yıl bu derslere, senden iyi çözerlerdi!" Kendime kızarak masamdan kalktım.

Ne zaman 20/20 yapabilecektim?

Odamdan sinirle çıkıp abimin yanına gittim. Salondaki kanepede uzanmış kitap okuyordu.

"Abi." dediğimde kitabını bırakıp bana döndü. "Buyurunuz." diye konuştu.

"Ben hiç 20 soruya ful çekemiyorum ya." diye söylenerek yanına gittim. Övünmek gibi olmasın ama abim aşırı çalışkan ve zeki birisiydi.

"Ilgaz, farkında mısın abicim üç günde bir masa başına geçiyorsun?" Dudaklarımı bükerek kafamı eğdim.

"Eğer gerçekten başarmak istiyorsan bunu diyet yapmak gibi düşün. Bir gün her şeyi yiyeyim, egzersiz yapmayayım ertesi gün yemeyeyim, egzersiz yapayım... Bu şekilde nasıl zayıflanmazsa senin bu çalışmanla da üniversite kazanılmaz. Kazanılsa bile kayda değer şeyler olmaz."

Haklıydı.

"Ama her gün çalışmaya çok üşeniyorum." Abim bahaneme karşı güldü. "O zaman okumamayı seçeceksin. Liseden mezun olalı 3 yıl oldu ve sen hâlâ aynı konular içinde debeleniyorsun abim, olmaz böyle."

Yanına yaklaşıp başımı omzuna yasladım. "Pazartesi başlayacağım." dedim.

İçimden devam ettim: Kesin yaşanır.

"Çocuklar hadi sofraya!" Annemin bağırışını duyunca ayağa kalktım. Abim de kitabını sehpaya bırakıp oturduğu yerden kalktı.

Mutfağa doğru yürürken ablamın odasından çıktığınu gördüm. Biraz sonra hep birlikte küçük, güzel masamızdaydık.

Annem hepimize de yemekleri bol bol doldururken ben de masada ekmekleri dağıttım. Annem yerine oturunca da yemeğe başladık.

"Anne, günün nasıl geçti?" diye gülerek soru soran ablama baktım. Annem de güldü. "Ne olacak kızım aynıydı. Bir yasin okudular, yemek yedik, sonra da paraları dağıttık."

Annem ve komşular sohbet tadında gün yapıyorlardı. Eh hem sevap kazanıyoruz hem karnımızı doyuruyoruz mantığıydı demek ki.

Şermin'in annesi ile annem hiçbir zaman samimi olmamışlardı. Sadece birbirlerini gördüklerinde selam verirlerdi o kadar.

Yine Şermin'i düşünüyorum. Ama ne yapayım onu çok seviyorum...

"Senin işin nasıldı kızım?" diye sordu bu kez annem. Ablam gülümsedi. "Çok iyiydi, çocuklarla geçen bir gün nasıl kötü olur ki?" dedi mutlulukla.

"Bugün Uraz Bey'in eşiyle tanıştım. Öyle tatlı bir kadın ki. Hâlâ üniversite okuyormuş kendisi." Uraz dediği kişi ablamın çalıştığı iş yerinden bir arkadaşıydı. Çocuklarla yapılan etkinliklerde genellikle ikisi sorumlu olduğundan bize sık sık ondan bahsederdi.

"Küçük müymüş eşi?" Annem merakla konuşmuştu. "20 yaşındaymış." diye cevapladı annem.

"21 yaşında hâlâ üniversiteye gidemeyen ben." dediğimde herkes gülmüştü.

(İlayda kitaplarını birbirine katmaya doyamıyordu.)

"Oğlum, sen ne yaptın bugün?" Annem şimdi de abime soru soruyordu. Önümdeki çorbayı içmeye devam ederken abimin konuşmasını bekledim.

"Gelene gidene ilaç verdim anne, her günkü gibi." Yine gülmüştük. Abim Eczacıydı. Mesleğine âşık birisiydi.

"Ilgaz Hanım size de soracağım ama malûm bugün sadece yattınız." Annem beni iğneleyerek konuştuğunda nefesimi sessizce ve yavaşça verdim.

"Bir tane test çözdüm ben de. Ha bir de 1 sezon dizi bitirdim." Ablam gülüp beni sessize alkışladığında güldüm.

Ek olarak arkadaşımı özledim. Beni asla umursamayanı...

*

Şermin'e gelen beddualar ve kötü sözleri duyuyorum...

Şermin'in ne yapmasını istersiniz?

Ilgaz, Şermin'i hayatından çıkarmalı mı?

Ilgaz gibi misiniz? Yoksa size zarar verenleri hemen hayatınızdan çıkarabilir misiniz?

Uraz ve Sare detayı...  (özleyerek ağlayan emoji)

Sınır:

75 vote

75 yorum

Birisi | textingWhere stories live. Discover now