67

5.9K 650 240
                                    

2 ay sonra

Gelişen olayların hızına yetişemiyordum gerçekten.

Sınava girmiştim. Yine güzel bir bölüm tutturamamıştım. Abim eğer isteseydin özel üniversiteye yazdıracaktı beni. Ama istememiştim.

Birkaç ay önceki düşüncelerimle aynı düşüncelere sahip değildim. Okumayı istiyordum ama sonunda meslek sahibi olamayacağım bir bölümü de okumak istemiyordum.

Bu kafayla da iyi bir bölüm tutmazdı zaten.

Ufuk'la iki ayımız mükemmel geçmişti. Parmağımdaki yüzüğün varlığına alışmıştım. Ufuk'la sohbet etmeye alışmıştım. Her şey çok güzel gidiyordu.

1 hafta sonraki düğünümüzü saymazsak.

nE dediğinizi duyar gibiyim. 2 buçuk ay nişanlı kalıp evlenmek de tam bize yakışır bir işti gerçekten.

Bir de Saadet teyzeye.

Bugün Ufuk'la buluşacaktım. O yüzden üzerimi giyiniyordum. Ufuk'un işinden çıkmasına bir saat kadar kalmıştı. Dışarıda buluşacaktık.

Üzerimi giyip şalımı yaparken boynumdaki kolyeye baktım. Bana verdiği günden beri bir gün bile boynumdan çıkarmamıştım.

Şalımı yaparken gülümsedim. Gülümseme sebebim ise dün yaşananlardı.

Dün nikahımız kıyılmıştı. Düğünümüze 1 hafta vardı ama nikah tarihini biraz erken almıştık. Dün hem resmî hem de dini nikahımız kıyılmıştı.

Az sonra onu gördüğümde sıkı sıkı sarılacaktım ve içimde ufacık bir vicdan azabı olmayacaktı. Çünkü artık evliydik.

Tamamen hazırlanınca çantama telefonumu koyup odamdan çıktım. "Anne ben çıkıyorum." diye seslendim. "Tamam, dikkatli ol." diyen sesini duyunca evden çıktım.

Asansörü çağırdığımda telefonum çalmaya başladı. Çantamdan çıkarıp baktım. Arayan Şermin'di.

"Efendim görümcelerin en kralı." diyerek cevap verdim. Kendisi bana biraz tripliydi.

"Gelin olunca arkadaşını unutan birisi vardı da onu aramıştım ben." diye konuştuğunda güldüm. Asansör gelmişti.

"Asansöre biniyorum, bekle." dedim ve bindim. Birkaç saniye sonra asansörden indim.

"Sesim geliyor mu?" dedim. "Geliyor." Apartmanın kapısından da çıkıp yürümeye devam ettim.

"Abinin yanına gidiyorum." dediğimde "Tebrikler." diye söylendi. Güldüm.

"Daha dün beraberdik ya Şermin." Adımlarımı yavaşlatmadan yürümeye devam ederken ondan gelecek cevabı beklemeye başladım.

"Nikah şahidindim de ondan." Tekrar güldüm. Tripli ses tonuna gülmemem imkansızdı.

Şermin'le biraz daha konuştuktan sonra otobüse binmiştim. İneceğim yere yaklaşınca Ufuk'a mesaj attım.

Ilgaz: Ben geldim sayılır

Ilgaz: Çıktın mı sen?

Ufuk: Çıktım

Ilgaz: Neredesin?

Ufuk: Yemek yiyeceğimiz yere yakınım

Ilgaz: Gördüm seni

Ilgaz: İniyorum bekle

Ufuk: Bekliyoruum

Otobüs durakta durunca hemen indim. Ufuk biraz ilerideydi ve sırtı bana dönük bir şekilde duruyordu.

Ona doğru yürümeye başladığım sırada bana döndü. Gülümseyerek adımlarımı hızlandırdım.

Yanına ulaştığımda ise ona sarıldım. Ufuk da bana sarıldı.

"Ne kadar da özlenmişim." dediğinde gülerek ondan ayrıldım.

"İstersen bir daha özlemem." dediğimde gülümseyip elimi tuttu.

"Elinizi tutabilirim değil mi sayın eşim?" diye sorduğun düşünür gibi yaptım. "Yaani, tut neyse." Ufuk bu halime gülümserken yürümeye başladık.

Biraz sonra yemek yiyeceğimiz mekana gelmiştik. İçeri girip bir masaya oturduk.

Elimi çeneme yaslayarak Ufuk'a baktım. Sorgularcasına yüzüme baktı.

"Niye öyle bakıyorsun?" diye sordu. Omuzlarımı yavaşça kaldırdım. "Bilmem." diye mırıldandım. Bir yandan da yüzünü incelemeye devam ettim.

"1 hafta sonra artık hep yan yana olacağız." demesiyle dudaklarım iki yana kıvrıldı.

Evimiz şu anki mahallemizdeydi. Ailelerimize uzak olmak istememiştik. Geçen hafta içini tamamen yerleştirmiştik. Şu an evdeki tek eksik ikimizdik.

"Her şey bir anda olmadı mı sence de?" diye sordum. Ufuk'la birbirimize sevgimizi itiraf etmemizin üzerinden üç aya yakın süre geçmişti. Hatta iki buçuk ay da diyebilirdik. Bu kadar kısa sürede evlenen tek çift miydik acaba?

"Öyle oldu ama ben bundan memnunum." dedi Ufuk. Gülümsemem büyüdü. Aslında bakılırsa ben de memnundum. Çok korkmuştum ama şu an korkmuyordum. Mutluydum.

"Ben de memnunum." dedim. Garson geldiğinde ona siparişlerimizi verdik. Sonra tekrar birbirimize baktık.

"Daha önceden hiç ikimizi bu şekilde hayal etmiş miydin Ufuk?" diye sordum. Bunun cevabını gerçekten merak ediyordum. Çünkü ben hiç hayal etmemiştim.

"Aslına bakarsan bir kez düşündüm." dediğinde yerimde doğrularak gözlerine dikkatle baktım. "Ne zaman?"

"Sen lise üçe falan gidiyordun sanırım ve yine bizdeydin. Şermin'le sana bakarken bir anda sana odaklanmıştım. Şermin'in saçlarını örüyordun sanırım. Tabi bir yandan da Şermin'e düzgün durması için kızıp duruyordun. Gözüme çok şirin gözükmüştün. O an birkaç saniye de olsa seninle kendimi yan yana düşünmüştüm."

Güldüm. "Sonra hemen vaz mı geçtin?" Gülerek kafasını salladı.

"Tam o an Şermin'in kafasına elindeki tarakla vurdun ve ben direkt vazgeçtim."

Eğer dışarıda olmasaydık büyük bir kahkaha atardım kesinlikle. Onun yerine sessizce güldüm.

"Sen düşündün mü hiç?" diye sordu. Kafamı iki yana salladım. "Hiç düşünmedim hem de. Sana ilk mesaj attığımız günlerde bile ben Ufuk abi diyordum sana." Gülerek konuştum.

"Ama şunu söylemeliyim ki bana abi demeni hiç istemedim. İlk tanıştığızda hep Ufuk derdin ama birkaç yıl sonra abi demeye başlamıştın. Çok garip gelmişti kulağıma. Utanmasam bunu sana da söylerdim ama utanmıştı."

Ben cevap veremeden garson siparişlerimizi getirdi. Garson gidene kadar sessiz kaldık. Garson gider gitmez konuştum.

"Tamam, sen bana 5-6 yıldır âşıkmışsın." Ufuk bu dediğime güldü.

"Belki de öyleydi, fark edememişimdir." diyerek önündeki yemeğine döndü.

Kalbimdeki sıcaklıkla ona bakmaya devam ettim. Ufuk'a baktıkça bakasım geliyordu. Çok hoşuma gidiyordu, her şeyiyle.

"Yemek ye, sonra bakarsın bana." dediğinde burnumu kıvırdım. "Aman be ne bakacağım ben sana?" deyip ben de yemeğime çevirdim gözlerimi.

"Şu gördüğüm insan Giray mı?" Ufuk'un sesini duymamla kafamı kaldırdım. Hemen baktığı yere döndüm.

Gerçekten abimdi. Bizi fark etmemişti ama buraya doğru yürüyordu. "Bizi görmez inşallah." diye konuştum. Çünkü yanımıza otururdu ve eve gidene kadar da ayrılmazdı.

Abim oturduğumuz mekanın yanından geçip gitti ve bizi görmedi. Ufuk güldü. "Bizi göremediğini ona söylediğimde delirecek." diye keyifle konuştu. Gerçekten de delirecekti.

*

Bugünün son bölümü.

Yarın düğünde görüşürüz.

Sınır koymadığım için yine az oy ve yorum vereceksiniz siz tabii.

Birisi | textingWhere stories live. Discover now