FİNAL

8.5K 674 457
                                    

Düşmemiştim.

Düğün boyunca bir sakarlık da yapmamıştım.

Ağlamayı abartmamıştım.

Annemlerden ayrılırken sandığım kadar kötü de olmamıştım.

Kısacası iyiydim.

Şimdi Ufuk'la birlikte evimize gidiyorduk. Kalbim heyecandan ağzımda atıyor gibiydi.

Tüm günü düşünüp duruyordum. Her şey tamamlanmıştı. Artık evliydik.

Bir hafta önce nikahımız kıyılmış olsa da artık herkes evli olduğumuzu biliyordu. Artık aynı evde yaşamaya başlayacaktık.

Ilgaz Güzel olmuştum.

İlk soyadımdan vazgeçmem benim için zor olmamıştı. Zaten o adamın soyadını taşımaya devam etmek de istemiyordum.

Ufuk'un soyadını taşımak, sevdiğim adamla aynı soyisme sahip olmak beni mutlu ediyordu.

Ufuk müzik çaları açtığında duyduğum şarkı beni kocaman gülümsetti.

"Bunu bilerek ayarladın değil mi?" dediğimde gülümseyerek kafasını salladı.

"Birisine birisine âşık oldum birisine. Rastlamak çok zor şeydir böylesine." diye şarkıya eşlik ettiğinde gövdemi ona doğru çevirdim.

"Birisine birisine gönül verdim birisine. Rastlamak çok zor şeydir böylesine." diyerek ona eşlik ettim.

Şarkı devam ederken biz evimize gelmiştik. Derin bir nefes aldım. Yeni evim. Artık evim burasıydı.

Ufuk arabadan indiğinde benim tarafıma gelmesini bekledim. Geldi ve kapımı açtı. "Buyurun Ilgaz Hanım." deyip elini bana uzattı. Uzattığı elini tutarak arabadan indim.

Ufukla el ele evimize doğru yürüdük. İki katlı ve bahçeli bir evdi. Bir ilk katı tutmuştuk. Üst katımızda oturanlar ise yurt dışında yaşıyorlardı. Birkaç senede bir Türkiye'ye geldiklerini öğrenmiştik. Mis gibi bir evdi anlayacağınız.

Ufuk'la el ele bahçemizden geçip evimizin kapısına gittik. Gülümserken aynı zamanda da tüm gün bedenimde bulunan heyecanın daha da arttığını hissediyordum. Ufuk kapıyı açınca içeri ilk ben girdim.

Evin iki kapısı vardı. Birinci kata açılan kapı bu kapıydı. Üst kata açılan kapı ise evin yan tarafındaydı. Önce bir merdiven çıkılıyor sonra kapıya ulaşılıyordı.

Eve girer girmez defalarca gördüğüm için aşina olduğum etrafıma bakındım. O sırada Ufuk lambayı yaktı.

Yavaş adımlarla evin içinde yürüdüm. Bir anda aklıma gelen şeyle Ufuk'a döndüm. "Sen neden beni kucağına alarak eve girdirmedin?" diye sordum. Ufuk ellerini iki yana açtı. "Aklıma gelmedi valla."

Güldüm. "Kabul etmiyorum böyle. Dışarı çıkalım tekrar girelim." dediğimde Ufuk ciddiliğimi anlamak ister gibi suratıma baktı. "Aman şaka yaptım be." diye konuştum.

Sonra mutfağa gittim. Bir bardak su doldurup birkaç yudumda içtim. Mutfaktan çıktığımda oturma odamızın ışığının yandığını görerek orya yürüdüm.

İçeri girdiğimde Ufuk'u koltuğa oturmuş başını da arkaya yaslamış şekilde gördüm.

Yanına gidip oturdum. "Çok yorucu ama güzel bir gündü değil mi?" dediğimde kafasını kaldırıp bana baktı.

"Sonunda burada, yanımda olduğun bir gün ne kadar yorucu olursa olsun çok güzel." diye konuştuğunda gülümsedim.

"Senin ağzın hep böyle güzel laf mı yapar?" dediğimde güldü. "Her gün onlarca cümle yazmamın yanı sıra bende bir yazar ruhu da var bence." dedi artist artist.

Birisi | textingTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang