49

7.7K 731 260
                                    

Saatin altı olmasına dakikalar kalmıştı. Aşağı inmeli miydim? Onu dilemek istiyor muydum?

Elbette istiyordum ama o beni dinlememişti. Ben de onu dinlemeyecektim. Uğraşsın dursundu.

Gözüm saatte gezinirken sabah Şermin'le dışarı çıktığımızda konuştuğumuz şeyler aklıma geldi. Şermin daha abisiyle konuşmadığını ama abisinin dün çok keyifli olduğunu söylemişti. Keyifli olma sebebini de bana bağlamıştı. Öyle olabilir miydi?

İçimden bir ses zaten sebebi sensin diyordu.

Saate bakmaya devam ettim. İnse miydim acaba aşağıya?

Benimle ne konuşacak olabilirdi ki?

Saate gözlerimi dikmiş bakmaya devam ederken annem kolumu dürttü. "Yavrum ne bakıp duruyorsun saate?" diye merakla sordu. Annemin yüzüne baktım ama ne diyeceğimi bilemedim. Kalbim hızlı hızlı atıyordu.

"Anne ben dışarı çıkabilir miyim?" dedim anneme bakmaya devam ederken. Gitmem lazımdı. Onu affetmeyecek olsam da dinlemem lazımdı. İleride keşke gitseydim deyip pişman olmak istemiyordum.

"Nereye gideceksin kızım?" diye sordu. Ona yalan söylemek istemiyordum. Keşke sormasaydı. Doğruyu söylersem de utanırdım. Ne yapsaydım acaba?

"Senin bize anlatmadığın bir şey var ama hayırlısı." deyip elindeki bebek yeleğine başını çevirdi. "Çık hadi, ne yapacaksan arkandayız zaten hepimiz de." demesiyle şaşırarak yüzüne baktım. "Ne?" dedim yüzüne alık alık bakarken.

"Kaç zamandır aşk acısı çeker gibi odandan çıkmıyorsun Ilgaz'ım. Bir sevda işi var sende ama yakında biz de öğreniriz bakalım." dediğinde kalbim çok daha hızlandı. Gerçekten anlamış mıydı annem? Oysa ben babam için böyleyim zannettiler sanıyordum.

"Anne ne diyorsun?" dediğimde annem gülüp gözlerini yüzüme çevirdi. "Abinle abin gelmeden hemen gel." dedi ve ben yerimden kalktım. Annem bu konuda bana destek çıkıyordu. Karşı çıkacağını zaten düşünmezdim ama bu şekilde destekleyeceğini de düşünmemiştim doğrusu.

Odama gidip başıma hızla şalımı taktım. 1 dakika ya sürmüştü ya sürmemişti. Saat altıya bir dakika kalmıştı. Telefonumu elime alıp evden çıktım. Asansöre binince elimi kalbime bastırdım. Gerçekten ne konuşacaktık acaba?

"Asansör niye bu kadar yavaş bugün?" diye söylenerek ayaklarımı oynattım. Sonunda asansör durdu ve indim. Apartmanın kapısına gelip dışarıya baktım. Ufuk görünmüyordu. Yoksa beni çağırıp kendisi gelmemiş miydi?

Kapının camından merakla dışarı bakarken sağ taraftan birisi kapının önüne geçiverdi ve ben apartmanın içinde çığlık atarak geriye sıçradım. Çok komik (!) Ufuk Bey bu halime gülerken kapıyı açtı. "Amma korkakmışsın sen de." dedi gülmeye devam ederken. Elimi kalbime bastırırken nefesimin düzene girmesini bekledim.

"Kapının yanına niye saklanıyorsun, manyak mısın sen?" dedim adeta azarlayarak. Ufuk kapıyı bırakınca ben tutup dışarı çıktım.

"Hem ne yapıyorsun sen burada?" dedim ardından. Ufuk'un kaşları yukarı kalktı. Ona bakarken kalbimin hızla göğsüme vurmasına engel olamıyordum. "Sen niye buradaysan, o yüzden buradayım." dediğinde kafamı salladım dalga geçer gibi.

"Ben makete gidiyordum ama senin sandığının aksine market bizim apartmanın tersinde." dediğimde Ufuk güldü ama sonra ciddileşti. "Konuşmamız lazım." Ben de ciddileştim ama ona belli etmedim.

"Seni dinlemek istemediğimi gayet açık bir şekilde söylemiştim." diyerek yanından geçtim. Apartmanın önünden uzaklaşmak istiyordum. Merdivenlerden inip sağa saptığımda Ufuk da yanımda gelmişti. "Ben de konuşmamız gerektiğini gayet açık bir şekilde söylemiştim Ilgaz." dedi bezmiş bir sesle.

Benimle bir buçuk ay konuşmayan kişiyi hemen ilk günden kesinlikle affetmeyecektim. Eğer çok affedilmek istiyorsa uğraşsın dursundu.

"Bir buçuk ay sonra görüşürüz o zaman." dediğimde nefesini hırsla bıraktı. "Sen bana gerizekalı demiyor musun, şimdi de beni taklit mi edeceksin?" demesiyle yerimde durup ona çevirdim başımı.

"Şermin'le konuştun mu?" dediğimde kafasını iki yana salladım. "Konumuz bu mu?" dedi. Omuzlarımı silktim. "Şermin'le konuşup barışmadığın sürece ben seninle konuşmayı düşünmüyorum."

Ufuk burnundan derin bir soluk aldı. "Tamam, konuşacağım ama bari bir soruma cevap ver." dediğinde sessiz kaldım. Sorsun bakalım. "Soruyorum." dedi yüzüme temkinli bir şekilde bakarken.

"Bana sadece ismimi söylemenin bir sebebi mi vardı yoksa sadece sinirden mi öyle dedin?" Bu soruyu beklemiyordum. Gözlerimi ayakkabılarıma dikip yerimde hafif bir şekilde salladım. Ne söyleseydim? Doğruyu söylemem en iyisi değil mi?

Kalbim ve hatta tüm organlarım heyecandan titrerken kafamı kaldırıp tekrar yüzüne baktım. "Eğer sinirden söylemiş olsaydım gerizekalı demeyi tercih ederdim." dedim. Umarım az sonra kalbim göğsümü delip dışarı çıkmazdı.

Ufuk ağzımdan çıkan söze karşı dudaklarını kıvırdı. Utanmaya başlıyordum yavaş yavaş. Kafamı tekrar yere çevirip bir adım attım.

Şu an hem eve kaçmak istiyordum hem de dakikalarca Ufuk'la konuşmak ve ona bakmak istiyordum.

"Buna sevindim." dediğinde yere bakarken gülümsedim.

Sevinmesine sevindim.

*

Ehehehehehehe

Canlarım ciğerlerim bazen Şermin'i mutlu et, onu unuttun diye adeta bana emir veriyorsunuz ama korkmayın ben sizden çok düşünüyorum Şermin'i. Kendisi için gün boyunca ağladığım için onu mutsuz bırakmam emin olun. Sadece daha onun bölümü gelmedi.

Ufuk sen de az değilsin heeeeee

Ilgaz az daha naz yap annem sen.

Ilgaz ve minnoş nazlarını yiceeem ♥

Size bir şey sormak istiyorum. Dişimin kanaması durmuştu ama gece boyunca kanamış sanırım. Şu anda da devam ediyor. Kanamayı hızlı durduran bir şey biliyorsanız bana aktarır mısınız?

Birisi'ni hızlıca final mi etsem diye düşünüyorum ama sizi yarı yolda bırakmış gibi olmaktan korkuyorum. Yavaş yavaş olsa da tamamlayacağım inşallah

Bu aralara sürekli bölümler bu şekilde az gelecek çünkü 2 gün sonra bir diş çekimim daha var. Ortodonti tedavisine başladım da hepsi bu yüzden. :")

Bugün yine sınır koyup siz doldurdukça bölüm atacaktım ama hiç hayal ettiğim gibi olmadı. :( Elimde bir bölüm daha var ve bugün atarım ama başka yazıp atabilir miyim hiç bilmiyorum. Beni anlayacağınızı düşünüyorum. ❤

Birisi | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin