[29.2]

847 117 22
                                    


Dostlarının küçük bir iyilik olarak bahsettiği evi gördüğünde şaşırdığını itiraf etmeliydi takım lideri. Beklediğinden daha büyük ve lüks bir yerdi burası. Üstelik gizlilikten yoksundu; merkeze yakın ve çevresi kalabalıktı. Belki de insanın aradığı şeylerin gözlerinin önünde olması ve bir türlü bulamamamarına atıfta bulunuyorlardı bu yeri onlara sunarken. Hissettiği tedirginliğin sebebi böyle bir şeye olmadığından da değildi. Birçok kez düşmanlarıyla aynı havayı solumuş ve farkına varılmamıştı. Ama bu kez, yalnız değildi. Ekip arkadaşları, dostları da yanındaydı. Ve tabi ne olduğu belirsiz küçük bir çocukla birlikte.

''Yukarı çıkabilir miyim?''

Jimin ona doğru eğilerek sorduğunda başını hafifçe salladı. Neden sorma ihtiyacı duymuştu ki?

''Burası senin de evin, istediği yap.'' dediğinde onun kısa bir an tereddüt ettiğini fark etti. ''Tamam.'' dedi Jimin hızlıca yanından ayrılmadan önce. Jimin'in aceleyle merdivenlerden çıkmasını izlerken ''Bu da neydi?'' diye mırıldandı. Sevimli bulmadığını söylemek doğru olmazdı ama onu rahatsız eden bir şeyler vardı. Ne olduğunu henüz bulamamıştı.

Bir şey mi bekliyordu? Belki de ona eşlik etmeliydim. Yalnızken daha rahat olmaz mıydı?

Bakışlarını merdivenlerden geniş salona kaydırdığında koltukta uyuyan çocuğu fark etti. Bedeni kıvrılarak daha da ufalmıştı. Bir anlığına Jimin'i anımsatmıştı bu görüntü ona. Jimin de onlara geldiğinde bu haldeydi. Güçsüz ve savunmasız.

''Sen peşinde ne getireceksin acaba bize?''

Çocuğun önüne geldiğinde diz çökerek yüzünün hizasına geldi. Her ne kadar yol boyunca Seokjin onu temizlemeye çalışmışsa da çocuk hala, fazlasıyla, pisti. Ve kendisi de, yerler ve diğerlerinin bastığı her yerle birlikte. Böylesine bir yer için fazla kirli ve kötü kokuyorlardı. Uygun bir oda bulup temizlenmeliydi. 

''Bence farklı olmayacak.''

Hoseok'un sesini duyduğunda omuzunun üzerinden arkasına baktı. Hoseok kucağında havlularla ona bakıyordu. ''Çocukları banyoya yolladım. Gidip sen de yıkanmak ister misin? Burada... çok fazla banyo var.''

Henüz üzerindekileri bile çıkarmamışken Hoseok'un ona sormuş olması gülümsemesine sebep olmuştu. Muhtemelen diğerlerinden daha fazla zorlanıp yorulduğunu düşünüyordu Hoseok. Belki haklıydı, belki de değildi.

''Evi gezdin mi?'' dedi ayağa kalktığında. Hoseok'un uzattığı havluyu alarak yüzünü ve ellerini sildi. ''Önce şu veledi bir yere taşımak istiyorum.''

''Onunla ben ilgilenirim.''

Hoseok gülümsemeye devam ederken konuştu.

''Senin kadar yorulduğumu sanmıyorum. Gürültücüler aşağıya inmeden önce dinlenmelisin.''

Yoongi karşılık vermek için dudaklarını aralasa da Hoseok'un bakışlarından onu ikna edemeyeceğini anlamış ve bundan vazgeçmişti. ''Tamam.'' dedi, havluları Hoseok'un kucağından alarak merdivenlere yöneldi. ''Duş alıp geleceğim. Yalnızca onun yanında kal, olur mu? Diğer şeyleri boşver.''

''Tamam, tamam.'' Hoseok eliyle gitmesini işaret ederken kısık sesle konuşarak çocuğun ayak ucuna oturdu. Gerçekten de bu küçük çocuktan bile korkunç bir koku geliyordu. Krem rengi koltuk kirlenmişti ve muhtemelen kuru temizlemeye gitmesi gerekecekti.

X-Force - YoonminWhere stories live. Discover now