[26]

1.2K 158 69
                                    


Jimin dudaklarını kurumuş çatlak dudaklara bastırırken Yoongi yavaşça onu kendine çekmişti. Her ikisi de işlerin böyle son bulacağını tahmin etmemişti- Özellikle de Yoongi. Şu ana dek düşündüğü, savunduğu çoğu şeyi yerle bir etmiş sayılıyordu parmakları yumuşak saçların arasında kaybolurken. Kampta öğrendiklerini anımsıyordu. Onun gibiler bir aileye sahip olamazdı; artık bir ailesi vardı. Evlenemez, çocuk sahibi olamaz ve sevemezdi. Ama şimdi midesinde yumuşak bir ağrı, parmak uçlarında karıncalanma vardı.

Mahvolacağım, dedi kendi kendine. Mahvolacağım ve bu hoşuma gidecek.

Jimin'in dudakları yumuşaktı. Saçları, yanağı ve teni de yumuşaktı. Yoongi ona dokunurken zihninin bulandığını hissediyordu. Bir rüyanın içinde olmalarına rağmen gerçek hissettiriyordu kollarının arasındaki çocuğun dudağını ısırmak. Jimin daha önce tatmadığı bir acıyla inildediğinde Yoongi güçlükle kendini geriye çekmişti. Başarılı olmuş da sayılmazdı. Omzunu sıkıca tutan parmaklar sadece birkaç santim uzaklaşmasını sağlamıştı.

Jimin gözlerini kaçırdı. Kulaklarına değin kızarmıştı ve vücudunun, en çok da dudaklarının yandığını hissediyordu. Çok belli ediyor muydu utandığını?

''Evet,'' dedi Yoongi, kıkırdayarak konuştu. ''Bana öyle bakma. Bu senin rüyan ve düşüncelerini okumamak çok zor.''

O an uzun süre hissetmediği bir duyguyla kaplandığını hissetti kalbinin. Karşısındaki çocuğa karşı şefkat duyuyordu. Bu arkadaşlarına duyduğundan çok daha farklıydı. Yine oluyor, dedi. Bu hisle nasıl başa çıkacaktı? Korku ve heyecanla karşılık hislerini görmezden gelmeliydi, en azından şu anda. Daha önce hiçkimseye olmadığı kadar yakındı karşısında kaçamak bakışlarla ona bakan çocuğa. Ondan kaçamaz ve onu uzaklaştıramazdı artık. Bunu göze almıştı.

''Oldu mu?''

Jimin sonunda cesaretini toplayarak sorduğunda Yoongi gülümsemiş, eliyle saçlarını düzeltirken başını sallamıştı.

''Sanırım oldu.''

''Sanırım mı?'' dedi Jimin. En iyisini yaptığını düşünüyordu. Ekiptekilerle izlediği filmlerde insanlar böyle öpüşüyordu. Neyi yanlış yapmıştı? Ya da neyi atlamıştı?

''Bu bir rüya.'' diye cevapladı ötekisi. Yüzünde hoşnut bir ifade vardı. Demek ki olması gerektiği gibiydi Jimin'in verdiği öpücük.

''Evet! Bu yüzden tekrar öpüşmelisiniz!''

Taehyung'un sesi duyulduğunda Yoongi hızlıca ellerini çocuğun üzerinden çekti.

''Orospu çocuğu.''

Homurdanarak söylendiğinde Jimin şaşkınlıkla etrafına bakıyordu. Taehyung'un rüyasında ne işi vardı, anlayamamıştı. Gencin böyle bir yeteneğinin olmadığını biliyordu. Bunu nasıl başarmıştı?

''Özür dilerim, patron! Prensesler gibi uyuyordunuz; dayanamadım.''

''Ama bu benim rüyam.''

Jimin ayağa kalkarak Taehyung'u aramaya koyuldu. Resmi sıkıca tutuyordu elinde.

''Boşuna uğraşma, burada değil.'' dedi Yoongi. Jimin'e doğru ilerleyerek boştaki elini yakaladı. ''Uyansan iyi olacak.''

''Nasıl?'' Jimin'in tüm dikkati elinde hissettiği sıcaklıktaydı. Geçmişini hatırlamıyordu ama ilk kez biriyle elele tutuştuğuna emindi.

''Madem bu kadar ileriye gittik...'' dedi Yoongi, yönünü Jimin'e doğru döndü. ''Sana göstereyim.'' Çocuğun dudaklarına eğilmeden önce mırıldanarak konuştuğunda Jimin beklentiyle gözlerini kapattı. Yoongi'nin öpücüğü hafif ama bir o kadar da yakıcıydı. Yoongi ve etrafı kaybolurken göz kapakları ağırlaşmış; kısa bir süre sonra açtığında ise beklentiyle kendisine bakan birkaç çift gözle karşılaşmıştı.

X-Force - YoonminWhere stories live. Discover now