X-Force - Yoonmin

[31]

''Gerçekten X-Force mu demiş?''

Taehyung Jungkook'a sokularak sorduğunda Seokjin iç çekerek başını sallamıştı. ''Bunun ne önemi var?''

''Burası baya iyi, değil mi?'' Hoseok'un toplantı salonunu incelemesi uzun sürmüştü. Diğerleri gibi o da hayranlığını gizleyemiyordu etrafa bakarken. Sahip olmayı dileyecekleri her şey vardı bu yerin içerisinde.

''Evet, Namjoon öyle söylemişti.''

''Vay be, hiç tahmin etmezdim.''

''Değil mi? Tabii... Jimin söylediği için...''

Seokjin karşısında oturan iki çocuğun açık bir şekilde dedikodu yapmasına rahatsız olsa da aralarının iyi gözükmesinden dolayı görmezden gelmeye karar vermişti. Namjoon'dan azar işitmeleri kavga etmelerinden çok daha az başlarını ağrıtırdı çünkü.

''Toplantımızın amacı ne?'' Hoseok yanlarına oturduğunda fısıldaşmalar son bulmuştu.

''Yeni çocuk yüzünden olmalı.''

''Geldiği yerde ondan fazlası olduğuna eminim. Tıpkı geçen seferki gibi.''

''Öyle olmasa bile, neyin nesi olduğunu bilmediğimiz bir çocuğu yanımızda tutamayız. Bu bizim için bile tehlikeli.''

Taehyung'u onaylarcasına başlarını salladıklarında sessizleşmiştiler. Mutantlara karşı olan insanların tutumu yıllar geçse de aynı kalmıştı. Onları kontrol etmek ve yapamazsalar bile yok etmek istemişlerdi. Bu yüzden pek çok yöntem denenmişti mutantlar üzerinde. Bunlardan bazılarına yabancı değillerdi.

''Hey, sen.'' Hoseok üzerine çöken ağırlığı atmak istercesine silkelendikten sonra Jungkook'a doğru eğilerek konuştu. ''Her şey yolunda mı? Eğer iyi hissetmiyorsan senin için idare edebilirim.''

Jungkook iyi hissettiğini düşünmüyordu ama ekibin düzenini bozacak bir şey yapmak niyetinde de değildi. ''Buna gerek yok.'' demişti ona aynı gülümseme ile karşılık vermeye çalışırken. Hoseok hiçbir şey söylemeden arkasına yaslandı. En küçüklerine yardım etmek istiyordu. Ama davranışlarının yanlış anlaşılabileceğini de biliyordu. Bu yüzden liderlerinden uyarı bile almıştı. Yine de Jungkook için endişelenmeden alıkoyamıyordu kendini.

''Bu arada, Jimin nereye kayboldu?''

''Jimin mi? Tuvalete gitmemiş miydi?''

''Buradayım!''

Hızla açılan kapı duvara çarparken Jimin Namjoon'un yanından geçerek diğerlerinin yanına koşmuştu.

''Derdin ne? Kapıyı kırmak mı istiyorsun?''

Seokjin kapıya vuran arkadaşına bağırırken Namjoon burun kemerini sıkarak söylendi. ''Neden her zaman bu kadar gürültülü olmak zorundasınız?''

''Kime gürültücü diyorsun sen?''

''Kesin şunu.''

Yoongi'nin sesi duyulduğunda salon sessizliğe bürünmüştü. ''Yerlerinize oturun.'' dedi, ayakta olan ekip arkadaşlarına boş sandalyeleri işaret etti.

''Başlamadan önce...'' Arkadaşlarının yüzlerine bakarken ona gülümseme ile bakan tek kişinin Jimin olması onu neredeyse güldürecekti. Koridorda karşılaşmışlardı ve buraya gelirken yaptıkları ufak sohbetin onda böyle bir etki yarayacağını nereden bilebilirdi ki? Konuşması için beklediklerini hatırladığında hafifçe öksürerek boğazını temizledi. ''Söylemek istediğiniz bir şey var mı?''

Namjoon ayağa kalkarak elindeki dosyaları ekip arkadaşlarının önüne bıraktı. ''O arada bunlara da bir bakın.''

''Nedir bu?''