[19]

2.2K 263 67
                                    

Tender - Smoke


Siktir, diye yineledi Yoongi. İçinden kaç kez bu kelimeyi söylemişti, bilmiyordu. Siktir, siktir. Jimin üzerine eğilmiş, tüm ağırlığıyla dudaklarına baskı uygularken başka bir şeyi düşünebilmesi de mümkün değildi. Yaşayan en zeki mutantlardan biriydi; çevresindeki herkesi kontrol ederek her ihtimale hazırlıklı olan Yoongi, bunu beklememişti. İstemsizce eli çocuğun ensesine gittiğinde biraz daha çekmişti bedenini kendine, gece yaptıklarından gündüz pişman olmamayı dileyerek. Vücudundaki tüm kan yüzünde yoğunlaşmıştı sanki ona karşılık verirken. Çocuğun dudaklarından çıkan kısık bir inleme sesi dudaklarına çarpmıştı o anda. Duyduğu ses ile şoka uğrayan Yoongi ne yaptığını fark ederek hareket etmeyi kesti. Olabildiğince açılan gözlerini karanlığa sabitlemişken dudaklar kaybolmuş, kıkırtı eşliğinde ılık bir nefes sıyırmıştı tenini. Ürperen vücudu gerilirken Jimin'in başı omzuna düşene dek nefesini tutmaya devam etti. ''Ne yapacağım ben?'' Kolları kucağına yığılan bedeni sararken mırıldandı. Jimin sarhoştu ve Yoongi onu kışkırtmıştı. Jimin sarhoştu ve Yoongi'yi öpmüştü. Jimin ayıldığında ne yaptığını hatırlamayabilirdi ve Yoongi dudaklarından vücuduna yayılan bu hissi hiçbir zaman unutmayacaktı.

-

Taehyung yolun ortasından, önüne çıkan ufak taş parçalarına tekme atarak yürüyordu. Arkasında koltuk altında bira şişeleri, ceplerinde jelibon paketleriyle onu takip eden Jungkook vardı. Uğradıkları birkaç mekan boyunca söylenmiş; şimdi de sessizce solucan şeklindeki jelibonları yemekle meşguldü. Taehyung bazen onun homurtusunu duysa da karşılık vermiyor, dudaklarına yerleşen belirsiz bir ezgiyle yürümeye devam ediyordu. Eğlenmek için girdikleri bir mekanda kadın şekline bürünmesi Jungkook'u kızdırmıştı. Hayır, aslında Jungkook'u kızdıran Taehyung'un ona asılan erkeklere karşılık vermesi olmuştu. Kızgınlığına anlam veremese de şekil değiştirmekten ve insanlarla oynamaktan keyif alırdı o. Bunu da en iyi Jungkook biliyordu.

''O şeylerden yediğin için azar işiteceksin.'' Namjoon'un kaldıklarını söylediği pansiyon görüş alanlarına girdiğinde dayanamayarak konuştu. Jungkook ise omuz silkmişti, ''Uslu durduğum sürece sorun yok. Hoseok sandığın kadar her şeye karışan biri değil.'' 

Taehyung burun kemiğini sıkarken iç çekti. Sarhoş olduğunu umarak Jungkook'a dertlerini anlatmak hiç de iyi bir fikir değildi görünüşe göre. ''Sana hiç Hoseok'un öyle biri olduğunu söylemedim.'' dediğinde Jungkook tekrar omuz silkmişti. ''Onun anne ya da baba ne bileyim, öyle davrandığını söyledin.''

''Evet, görüyor musun? Aynı şey değil.''

Jungkook boş paketi yere attı Taehyung'un sinirlenmeye başlayan yüzü ona doğru döndüğünde. Eğlenceli ama yorucu bir gün geçirmiştiler. Bunun üzerine bir de Taehyung kızmıştı onu. Daha fazlasınu istemiyordu.

''Her neyse,'' Koltuğunun altına sıkıştırdığı bira kutusunun ağzını açtığında homurdanmış, çatılan kaşlarına aldırmadan Taehyung'un yanından geçerek pansiyona doğru yürümeye devam etmişti. ''Hoseok'un davranışları değişmeyecek, aklına soksan iyi olur.''

Taehyung öfkeyle dudaklarını aralamış, ardından her ne söylemek istiyorsa bundan vazgeçerek derin bir nefes almıştı. ''Sana bebek gibi davranmasını seviyorsun, değil mi?'' Jungkook ağzını üzerindeki ceketin koluna silerken kısık gözlerle karşısındakine baktı bir süre. ''Elbette seviyorum. Azarlaması ve yaptıklarımı onaylamaması hoşuma gitmiyor ama benimle ilgilenmesini seviyorum.''

''Aptalın tekisin,'' Taehyung arkasını dönmüş, ellerini montunun ceplerine soktuktan sonra hızlıca pansiyona doğru yürümeye başlamıştı. Arkasından zikzaklar çizerek gelen Jungkook'u bir süre görmezden gelmeye devam edecekti. Nasıl olsa kısa bir süre sonra araları eskisi gibi olacak, liderleri ve büyüklerine yakalanmadıkları sürece istedikleri gibi etrafı karıştırmaya devam edeceklerdi.

X-Force - YoonminWhere stories live. Discover now