Herşey Çok Güzel Giderken- 2

44.1K 1.3K 142
                                    

"Sevgilim!"

"Ah Tanrım güne bu güzel sesle uyanmak ne harika."

Ant kahkaha attı. Bende gözlerimi açmaya zorlayarak ona gülümsemeye çalıştım.

"Sakın bozma..." diyerek gözüme bir flaş indi.

"Ant, sanki gözümde bişey oturuyor..." cümlemi  tamamlayamadan Ant yatağa kendini attı.

"Bak ne diyorum, bugün işe gitmesem mi? "

Bu fikirle gülümsedim. Ama saniyeler geçmeden Canseza aklıma geldi. (Canseza bebeğe düşündüğü isim:D )

"Hadi bakalım azman,doğruca işe gidiyorsun. "

Yatakta oturmaya çalışırken Ant beni geri çekti. 'Ah sevgilim bir bilsen'

"Yine ne düşünüyorsun Derin?"

Gülümsedim.

"Acaba sana ne hazırlasam diye düşünüyordum sevgilim."

"Pilav üstü memeye hayır diyemiyorum. "

Gülmemek için kendimi tuttum ve bu sefer kararlı bir şekilde yatktan kalktım.

"Bay Antonio Thomson, mızmızlanmayı bırakın lütfen. "

Yatktan kalktım ve banyoya kendimi zor attım.

"Canseza' m, bir bilsen annen senin için neyi feda etti."

Ben bebeğimle konuşurken Ant ona seslendiğimi sandı. Gülümseyerek çıktım. Oda da Ant yoktu. Üstelik oda toplanmıştı. Kocamın düşünceli haline gülümseyip mutfağa indim.

-Antonio-

Güne bir melekle uyanmak harika birşey. Bunu 1 aydır yaşıyorum. Hayatımın en mutlu günleri. Bütün gece huzursuz olan Alya için endişelenmeye başladım. Sanki birşeyler var ve benden saklıyor gibi hissediyorum. Ama tüm bu dusuncelere son vererek güzel eşime minnetarlıgımı belirtmek üzere odayı topladım. Ve ona enfes bir kahvaltı hazırlamak üzere mutfağa indim.

"Ant!"

'Ah bu ses...'

Alya olanca güzelliğiyle merdivenleri iniyordu, yüzünde koca bir gülümsemeyle.

"Heyy..."

Ellerini boynuma doladı.

"Efendim kraliçem."

"Benim şövalyem ne yapıyorlar burda? "

İşte en sevdiğim oyunu oynuyorduk.

"Kraliçeme hizmet ediyorum. "

Alya ciddi bir ifade takınarak "Imm..." diyerek dudağını ısırmaya başladı. Tanrım biri bu kıza çok tatlı olduğunu söylesin. "Sanırım bu hizmetin karşılığını alacaksın."

Dudaklarını dudaklarımla birleştirdi. Ama bu çok kısa sürdü.

"Ne öyle dudak büzüyorsun? "

Alya kocaman gülümsedi. "Daha hizmetini görmedim. Hani masa? "

Kafama vurdum. Aceleyle kahvaltıyı hazırlamaya başladım. İşim bittiğinde merdivende Alya' nın ayak seslerini duydum. Topuklu giymiş diye düşünürken önümde duran görüntüye inanamadım.

"Daha önce böyle bir ifade görmemiştim. Tablo gibi duruyorsun."

Kıpkırmızı dudaklarıyla gülümsedi. Kahverengi düz saçları beyaz gömleğinden siyah eteğindeki sıkı kalçasına kadar uzanıyordu. Siyah topuklu ayakkabılarıyla bana yetişmeye çalışıyordu.

"Ant, kesme oyma işin bittiyse kahvaltı yapmak istiyorum. "

Bir melekle uyanmaktan daha güzel bir şey varsa o melekle kahvaltı yapmaktır.

~ALYA~

Ant gittikten sonra onun hazırladığı muhteşem kahvaltıyı toplama sırası bana gelmişti. Tam işlere dalmışken kapı çaldı.

"Selam! "

Ayça olağanca tatlılığıyla bana gülümseyip sarıldı.

"Hoşgeldin. "

"Burayı özledim. "Diyerek kendini koltuğa attı.

"Aydan aya gelirsen böyle olur."

Ayça dudağını büzdü.

"İşimden mi oluyum? "

Gözlerimi devirdim.

"İşimden olursam evimden de olurum. "

"Gel bizimle yaşa. "Dedim gözlerim parlayarak.

"Aşk böcüklerinin arasına giremem."

Gülümsedim.

"Biri giriyor ama..." dedim elimi karnıma götürerek.

Ayça' nın suratı düştü.

"Bende onun için gelmiştim. "Dedi sıkkın bir ses tonuyla.

"Ne oldu? "

"Derin, bak canım. O bebeği gerçekten istiyor musun? "

O an sanki dünya üstüme yıkıldı. Neden bebeğimi istemiyordu. Üstelik Ayça' ydı onu istemeyen benim Ant ve bebeğimden sonra sahip olduğum tek kişi.

Suratımın düştüğünü fark etmiş olmalı ki elimden tuttu.

"Savaş Bey' i biliyorsun..."

Kırık bir tebessüm ettim.

"Babam..."diyebildim sadece. "İsmi gibi hep savaş istiyor. "

Ayça hüzünlü gözlerle bana baktı.

"Antonio' yu bile kabullenemezken, sanırım bebek biraz fazla gelecektir."

Elimi çektim.

"Canseza! Onun adı Canseza! "

Tebessüm etti.

"Kız olacağını nerden biliyorsun ?"

"Hissediyorum. "

"Vaaaay, annelik içgüdüsü ha. "

"Ayça, ben Ant için ailemi yoksaydım. Bebeğim için herkesi yok sayarım. Ant' i bile! "

Ayça şaşkın şaşkın yüzüme baktı. Yutkundu.

"S-sakin ol." Diyebildi güçlükle.

Gülümsedim. Gerginliğimden korkmuştu. Hep korkardı zaten.

"Ayça, biliyorum. Ailemle olanlar yüzünden kendini suçlu hissediyorsun. "

Kafasını eğdi. Pantolonuna bir damla gözyaşı düştü. Elini tuttum.

"Ama ben sana minnet duyuyorum. "

Gözlerini umutla kaldırıp bana baktı.

"Gerçekten mi ?"

O an onun yüzündeki o umut ışığı bugüne kadar tattığım en güzel hislerden biriydi.

"Elbette. Ben şu an o kadar mutluyum ki, ve bu mutluluğu senin sayende yaşıyorum."

Sarıldık. Birine sarılmak demek onun içindeki tüm kötülükleri boğmak demek. Eğer karşınızdaki üzgünse veya sıkıntılıysa onu öyle sıkıca sarın ki tüm dertlerinden kurtulsun.

Bebeğim ve BenWhere stories live. Discover now