BİTEN AŞK SANCISI

11.1K 370 13
                                    

"Ayy acayip heycanlıyım ya..."
Ayça umursamazca bana baktı. Sinir oluyorum bu kızın, şu hallerine!
"Aman Derin, ne olacak? Hayatında ilk defa buluşuyorsunuz sanki."
En iyi yaptığım şeyi yaptım, gözlerimi devirdim.
Sakinleşerek konuştum.
"Önemli bişey konuşacağım, dedi ama."
Ayça umursamaz tavırlarını sürdürdü.
"Yani? "
Gülümseyerek yanına oturdum.
"Belki evlenme teklif eder."
"Umarım. "
Ayağa kalkıp aynadaki görüntüme baktım.
"İyisin hacı! "
Ayça' ya sıkıca sarıldıktan sonra odadan çıktım.
◀▶
Cafe her zamankinden daha lükstü. Evlenme teklifi düşüncesiyle Barkın' a doğru ilerledim. Oldukça gergin gözüken Barkın, beni görünce yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirdi.
"Otursana! "
Dik dik baktım.
"Sandalyeyi çekersin diye bekliyordum. "
Garsona eliyle işaret ettikten sonra garson sandalyemi çekti. Odun herif.
"Ben senin için de sipariş verdim."
Gülümsedim.
"Ne sevdiğimi biliyorsun tabi..."
Barkın sürekli gözlerini kaçırıyordu.
"Seninle buluşmak istemem..." derin bir nefes aldı. "Sana bişey söylemem gerekiyor. "
Aslında hayalimdeki evlenme teklifi hiçbir zaman lüks bir mekanda masaya koyulan yüzük değildi. Her zaman uçan balon da evlenme teklifi almak istedim. Ama napalım, buna da şükür.
"Evet ne söyleyeceksin? "
"Ben..."
Amma büyüttün be Barkın , sanki dünyayı kurtarıyorsun.
"Evet? "
Gözlerini gözlerime cesaretlice dikti.
"Ben gidiyorum. "
Afalladım. Kalbimin üzerine öküz oturdu, boğazıma düğümlenen yumrudan bahsetmiyorum bile. Sakin olmaya çalışarak sordum.
"Nereye? "
O an 'acil bir işim çıktı' ile başlayan cümleyi duymak için dualar ediyordum.
"Okul için. .." yutkundu. Gözlerindeki hüznü gördüm. Ve bende o an öldüm.
"İngiltere' ye gidiyorum. "
Kendimi o kadar kasmıştım ki salıverdim. Ama işin garibi duygu yoktu o an.
Ayağa kalktım. Sırtımı dönmüşken sordu.
"Nereye? "
Acı acı gülümsedim.
" Döndüm arkamı sana, sen sırtımdan vurmayı seversin, yüzüm ağır gelmesin."
"Derin lütfen..."
Hissizliğimin yeri öfke almıştı.
"Ne lütfen? Defolup gidiyorsun ve bana söylediğin tek kelime ' lütfen' mi? Allah kahretsin lütfen mi diyorsun bana? !"
Söylediğim tüm sözler kulağıma uğultu halinde gelirken sendeledim. Beni yerime oturtan Barkın' a uzun uzun baktım.
" Seni önceden hep saçma sapan sevmişler, benimki ağır geldi."
"Saçmalama !"
Hem suçlusun, hem güçlüsün tanımına uyan dakikalar bunlardı.
"Ben mi saçmalıyorum, Barkın? Şu an yaptığın hareketle senin o kaybolan karakterini Müge Anlı bile bulamaz."
Boş gözlerle bana baktı.
"Ben eğitim için gidiyorum Derin, okul için! "
" Seni çok sevmiş olmam sana yetmedi Barkın! Ben sana yetemedim."
Sinir bozucu bir şekilde tebessüm etti. Bir zamanlar kalbimin ritmini değiştiren bu tebessüm şimdilerde sinirimi bozuyordu, ne acı!
"Mesele yetip yetmeme değil Derin neden anlamıyorsun ?"
"Ben ne anladım biliyor musun? Sen bende dolup taşarken ben sende hiç olmamışım. Babamın bana yaptığı onca teklifi ben senin için hiçe saydım. "
Gözlerimi kısarak nefretle baktım.
" Ulan sen beni çok üzdün be. Yerle bir ettin beni."
Barkın' ın kızaran gözleri kalbime bir ok gibi saplansa da umursamayacak haldeydim. Görüyor musun Barkın Duru, beni ne hale getirdin?
"Gözlerini kapatır ve sessizce beni çağırırsan, ne zaman olursa olsun sana koşarım."
Bu son sözü sinirlerimi altüst etmeye yetmişti. Gülmeye başladım. İçim acıya acıya, kalbimi toprağa göme göme güldüm. Bilir misiniz kalbi toprağa gömmeyi? Bilmezsiniz. Bileniniz olur elbet, ben uğraşmayım bilenler bilmeyenlere anlatsın. Ama kolay anlaşılmaz kalp ağrısı. Güldüm. En büyük yalanım, en iyi oyunculuğum buydu benim. Çok gülen insanlara iyi davranın. Onların ruhunda derin izler vardır. Ve acıyan kalbinizse, kimse bilsin istemezsiniz! Çünkü içten gelir kalp ağrısı. Derinden derinden sızlar. Kimine söylersiniz ayıplar, kimi de sizinle beraber ağlar.
Kahkalarım kesilmeden Barkın'a baktım.
" Umarım beğendiğin bütün kızlar lezbiyen çıkar canımın içi."
Bunu der demez içimden acı bir çığlık koptu. 'YETER DERİN, YKILDIN ARTIK BİTTİN KABUL ET'
Ağladım. İkimizde ağladık. Susmadık. Kalbim ve bedenim yoldan çıktı. Gururu olmayan öyle bir aptalım ki! Aşk tarafından aldatılmama rağmen gözyaşları döküyorum.
Kendime geldiğimde benim kadar bitkin olan Barkın' a baktım. O çok sevdiğiniz insanın sizi başkasına tercih ettiğini fark ettiğinizde, yaşadığınız o hayal kırıklığını asla unutamazsınız. Bende unutmadım. Ayağa kalkıp ona son defa yüzüne baktım.
" Gün gelir beni mumla ararsın, çünkü sen salaksın telefonla aramak aklına gelmez."
◀▶
"Boşver be! Her zaman iyi giden işlere burnunu sokan bi Yavşak vardır."
Canberk boş gözlerle Ayça' ya baktı.
"Bu durumda yavsak, Barkın' ın babası mı oluyor? "
Ayça gözlerini devirdi.
"Ne fark eder! "
Canberk bana bakarak dudak büktü.
"Gidiyorsa gidiyor, benim hoşlandığım kız bana 'kanka ' dedi ben napıyım? "
" Kız ''kanka'' diyorsa gerçekten kankası olarak gördüğünden değildir. Yavşacağını bildiği için en baştan götü sağlama alıyor."
"Yani? "
"Yanisi çeneni kapa! "
Ayça bana döndü.
"Biliyorum saçma olacak ama, kendini nasıl hissediyorsun ?"
"Bir şey var, adını koyamadığım. Kırılmaktan öte, parçalanmak gibi. Toplamaya çalıştıkça dağılıyorum. Bir şey var, halledemiyorum."
Canberk boş gözlerle bana baktı.
"Madem bu kadar çok seviyorsun..." gözünü kesip dudağını ısırdı. " Bu zekayla fazla uzağa gitmiş olamaz, onu bulup getiriyim. "
Gülümsedim.
"Ne kadar sevsen de umursanmadığını hissettiğin an bitmiştir."
"Asla geri veremeyeceklerini ne kolay götürdüler bizden..."
Ayça' ya baktım. Doğru söze ne denir ki, boş boş bakarsın ancak.
"Ama seviyordu be, vallahi seviyordu. Bana bir bakışı vardı sanırsın Fenerbahçe'min görücüye çıkardığı yeni transferiyim!"
Canberk koyu beşiktaşlı olarak bana baktı.
"Belki de Fenerbahçe trasferi olduğun için terk etmiştir seni."
Takımını korumak için söylese de bu söz canımı çok yakmıştı. Evet, ben terk edilmiştim.
Beni üzdüğünü fark edince yanıma gelip bana sarıldı ve kulağıma fısıldadı.
"Yalnız değilsin, biz varız. "
" Etrafımda çok insan olabilir ama ben kendimi yalnız hissediyorum kardeşim. işte bu da beni derinden vuruyor."
Yalnızdım evet yapayalnızdım. Hasta bir köpek kadar yalnız, yaralı bir kedi gibi yalnız. Saklambaç oyununda ben hariç herkesi bulmuşlar da beni unutup başka oyuna geçmişler. Öyle bir yalnızlık.
Sonra sustum, sustuk. Tam da kırıldım be Barkın, seni seven yerimden.
" Yalnız bende de ne hayaller varmış yıka yıka bitiremediler."
Tebessüm ederek söylediğim o söz odadaki o kötü atmosferi dağıttı. Ve ağzımdan tek bir kelime çıktı.
" Peki ya bir gün sevmekten vazgeçersem?"

Sessiz ve mükemmel gece. Ve biri eksik. Biri her zaman eksik. Biri, geldiğinde bile eksik. Öyle eksildik ki yaşarken, bize dokunan herkesi eksiltiyoruz.Yalnızlığımızla çoğalıp kalabalığımızla eksiliyoruz ve öylesine kalabalık ki yalnızlığımız; ne yana dönsek kendimize çarpıyoruz.

Bebeğim ve BenWhere stories live. Discover now