AYLAR SONRA

12.8K 430 13
                                    

"Alya? "
"Yalvarırım 5..." duyduğum sesle irkildim.
Ant!
Yüzünü avcumun içine alıp baktım.
"Ant? "
Dalga geçer gibi hülyalı bir bakış ve ses tonuyla cevap verdi.
"Alya? "
"Aşkım buradasın. "
Ant gülümsedi.
"Sevgilim ben iyileşeli bir hafta oluyor."
Duraksadı. İbne ibne sırtıp sordu.
"Özledin mi len? "
"Kimi? "
"Beni."
Boş boş suratına baktım. Ant açıklama yapma gereği duydu.
"Yani halen beni özlüyor musun? "
Ellerimi boynuna doladım.
"Kaktüs olsan sarılırım aptal."
Ufak bir öpücük verdikten sonra doğruldu. "Hadi kahvaltı hazır. "
"Biraz hızlı gitmiyor muyuz sence? "
"Ne gibi? "
"Bilirsin, Uyandıktan sonraki 2 saatlik dilimde sim kartsız çalışan telefon gibi oluyorum."
"Biliyorum. "
"Ve sende 7 aydır yoktun. Böyle birden bire giriş yapman Canseza bile şaşırdı. "
Ant dudağını ısırdı.
"Canseza demişken, aşkım senin karnın tank gibi."
"Nasıl yani? "
"Çok büyük ya. Bugüne kadar çok hamile kadın gördüm..."
Sözünü kestim.
"Nerde gördün? "
"Ya yolda..."
"Sen milletimi dikizliyorsun? Üstelik hamile kadınları. "
Son aylarda olmama rağmen hormonlarım yine altüst olmuş bir hale gelmişti. Üstelik karşımda en değerlim vardı ve ben onu üzüyordum. Ama istemsizce dudağım titredi ve ağlamaya başladım. Alya,titre ve kendine gel! Kendime bu emri versem de başarılı olamıyordum. Hıçkırıklarım arasında konuştum.  
"Özür dilerim sevgilim. Seni üzmek istemedim."
Ant sevgiyle bakıp gülümsedi.
"Biliyorum sevgilim, biliyorum. "
İçimi koca bir hüzün kapladı. Ben onu böylesine üzerken o hala benim üzerime titriyordu. Titreyen dudaklarıma ve dolan gözlerime hakim olamayarak hönkürmeye başladım. Evet hönkürmek ben ağlamam hönkürürüm. Ant yine sevgi dolu bir halde bana sarılmaya çalıştı. Ama pek de başarılı olamadı. Hıçkırıklarım arasında konuştum.
"Ayaklarımı görmeyi özledim. "
Ant attığı kahkahayı bastırmaya çalışsa da pek başarılı olamadı. Aldırmadan iç çekerek devam ettim.
"Zaten çok büyük. Anormal bir şekilde çok büyük. "
"Aşkım bu ilk hamileliğin normal."
"İşkim bi ilk himililiğin nirmil. Konumuz bu mu? Ben çok hamile gördüm. Ama hamile kadınlar güzel olur, tatlı olur. Ama ben fil oldum."
Ant kafamı kaldırıp gözyaşlarımı sildi. Alnını alınma dayadı.
"Hayatım boyunca hiç böyle güzel, tatlı, sempatik bir fil görmedim. "
Ağlamam yerini sinire bıraktı.
"Yani sende fil olduğumu kabul ediyorsun. "
Ant' e tekme yapıştırarak yataktan düşürüp tekrardan ağlamaya başladım.
"Aşkım valla yalnış oldu. Ben anne diyecektim. "
Omuz silktim. Ant önüme geçerek   sinirle karnıma doğru bakıp tehditler savurmaya başladı.
"Anneni üzdüğün için cezalısın Canseza!"
Kolumla Karnımı sararak öfkeyle Ant' e baktım.
"Kızıma sesini yükseltme Antonio! Allah herkese Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra Alex'e transfer teklif eden Elazığspor'un bi de senin şu  özgüveninden versin. "
"Nedenmiş o? "
"Kızıma bağıracak kadar özgüvenin var maşallah. "
"Napıyım, sen üzgün olduğunda, ölüyormuş gibi hissediyorum."
Ellerimi kollarına doladım. Öpmeye yeltendiğimde koca göbeğim izin vermedi.
"Sana Sımsıkı sarılıp hiç bırakmayasım var da..." karnıma gösterdim. "Canseza izin vermiyor ."
Ant tam bir şey diyeceği sırada guruldayan karnım bu büyülü anı bozdu.
"Hadi bakalım tatlı anne, yemeğe. "
Yataktan debelenerek kalkmaya çalışsam da pek başarılı olamadım. Ant gülümseyerek alnımdaki teri silerek ellerimden çekti. Epey zor olsa da kalkmayı başardığımda ikimizde gülüyorduk.
Aşağı indiğimde mükemmel bir masayla karşı karşıya geldim.
"Ant. Bu. Mukemmel. "
Ant, kazandığı zaferin gururuyla gülümsedi. Sandalyemi çekip oturmama yardımcı oldu.
"Koca bir göbeğin olmasına rağmen inceciksin aşkım. "  
Bu seferde zaferi ben kazanmıştım. Ant devam etti.
"Canseza' ya iyi bakmıyor musun yoksa? "
Yetişkin bir Antonio doğada gaf yapmadan en fazla 1 dakika durabilir. Bu sefer sakinliğimi koruyarak konuştum.
" Bak ben senin bi lafından 2593 tane anlam çıkarabilirim istersen hareketlerine dikkat et."
Ant gülümseyerek masadan uzanıp elimi tuttu.
"Gel de birbirimizin kıymetini bilelim. Çünkü ansızın ayrılacağız birbirimizden."
Gözlerimi gözlerine diktim.
"İşte şimdi haklısın Ant. Sen o kadar ansız gittin ki benden ben çok korktum aşkım. Geri gelmeyeceksin..." sözümü düzelttim. "gelemeyeceksin sandım. "
Şefkatle baktı bana. Gözlerinin içindeki ışıkla koca bir dünya ısınırken konuştu.
"Sen bensizliğe nasıl dayandın? "
Yemek yerken konuştum.
"Sırf seni göremiyorum diye seni kolayca aklımdan çıkaramam, biliyorsun."
"Aklından çıkarmadın, peki o zaman ne yaptın? "
"Gözlerimi kapayıp, bazı şeylerin eskisi gibi olması için dualar ettim. Ama aynı zamanda hep düşündüm de 'Eğer biraz daha üzülürsem, eğer biraz daha acı çekersem, seni bir daha sevemez miyim?' diye."
Ant elini yanağına koymuş keyifle beni dinliyordu. Yüzündeki şapşal gülümsemeyle sordu.
"Peki ne oldu? "
Son lokmamı yuttuktan sonra konuştum.
"Daha çok sevdim."
◀▶
Odadan çıktıktan sonra Ant salondan seslendi.
" kalk karı bi white chocolate makiyato demlede içek."
Kafasına yediği yastıkla bana döndü.
"Hamile karını yormaya utanmıyor musun Bay Antonio Thomson? "
Ant önüne dönüp televizyonu izlemeye koyuldu.  Yanına oturduğumda sıkıntıdan patlamak üzereydim. Elime tableti alıp Ant' in sosyal medya hesaplarını incelemeye başladım.
" Aşkım DNA şifreni versene."
Ant şaşkınlıkla bana döndü.
"Anlamadım? "
"Şimdi sen hastanede yattın ya, bunlar senin sifreni çözmüştür." 
"Bilmediğin tek sifrem bu kalmıştı değil mi Alya? "
Şımarık çocuk edasıyla gülümsedim. Ellerimi tutup gözlerimin içine baktı.
"En kıymetlim, herkesten daha güzel olan kişi.." Duraksayıp gözümün önüne gelen saçlarımı kenara çekti.
"Bunlarla ihtiyacın yok. Benim kalbimin şifresi sende. Ve kalbim benim merkezim olduğuna göre..."
Gerisini duymaya gerek duymadan omzuna yaslandım başımı.
"Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır, Üşüyorum, kapama gözlerini."
"Körsem, başkasını görmüyorsam, senden gayrısına yoksam, ellere nesi hadi çık gel."
"Heey, atladın !"
Ant mahcup bir şekilde bana baktı.
"Unuttum aşkım. "
Onun o halini görünce içimi bir hüzün kapladı. Yine her zamanki gibi gözümden dökülen yaşlara engel olamadım. Ant' e hissettirmeden ağlamaya başladım. Bir yandan ağlasam da diğer yandan içimden gülmek geliyordu. En sonunda bu saçma tavırlarımı fark eden Ant bana döndü.
"Aşkım ağlıyor musun? "
Hiddetle Ant' e bağırdım.
" SAÇMALAMA TABİKİ AĞLAMIYORUM GÖZÜME PASİFİK OKYANUSU KAÇTI MAL MISIN!"
Ant şaşkınlıkla bana bakmaya devam etti.
"Ant, ben çekilmez biri oldum." Cümlemi tamamlayamadan hönkürmeye başladım.
Ant bana sarıldı.  
"Yanımda olduğunda bile, sen yanımdayken bile böyle bitirememiştim kelimeleri; Seni seviyorum."
"Seni seviyorum, Alya. Hadi bahçeye çıkıp hava alalım. "
Ant' i onaylayarak bahçeye çıktık. Baharın gelişini müjdeleyen erguvanlar bu şehrin dört bir yanını sarmıştı. Yeşilliklerle kaplı olan bahçemiz serindi.
"üşüdüm Ant. "
"Bir dakika üstüme birşeyler alıp geliyorum. "
Şaşkınlıkla baktım. Zavallı kocam yoğun bakımda yatmaktan nöronları büyük zarar gördü galiba.
"Nasıl ya, üşüyen benim."
"Tamam ışte, sen içimdesin ya."
O an içimi kaplayan sıcaklık bana ömür boyu yetecek cinstendi. Sıkıca sarıldım.
"Tamam Ant, ısındım. "

Pek içime sinen bir bölüm olmadı arkadaşlar. Hatta ben bu bölüme kendi kendime lanetli diyordum. Bi türlü bitmedi. Ama sonunda 15 voteye yetiştirdim. Yeni bölüm final olacak. Bu yüzden final bölümü 20 voteye elinizde. Teşekkürler

Bebeğim ve BenWhere stories live. Discover now