25- "İlkel Bir Duygunun Esiri"

12.6K 487 133
                                    

Adele - Someone Like You (Slowed + Reverb)

Patron - Benden Bu Kadar (Slowed)

Patron - Benden Bu Kadar (Slowed)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

25.BÖLÜM

Kalbimin hızını artıran hayal kırıklığıyla, "Cesur?" diye fısıldadım. Bize yalan söylemeyi gerektirecek mantıklı bir açıklaması olduğunu söylesin diye bekledim ama o Savaş'ı haklı çıkarmak ister gibi bakıyordu.

"Bana anlatmak istediğin bir şey var mı ortak?"

Savaş kendini sakinleştirmek ister gibi usul usul söyledi bunu. Oturduğu yerden kalçasını kaydırarak uca yaklaştı ve dirseklerini dizlerine koydu. Tam karşısında onu soluksuz dinleyen Cesur'un gözlerinin içine baktı. "Tehdit falan mı ettiler?" diye sordu bir abi gibi. "Söyleyemiyor musun?"

Savaş'ın sözleri bitince Cesur'a baktım. Ağzını açıp tek kelime etmedi ama aslında birçok şey söylemek istediği yüzünden okunuyordu.

"Cesur..." dedim bir kez daha. Parıltısı kaybolmuş bakışlarını bir süreliğine bana çevirdi, sessizce yüzümü izledi. "Bir şey söyle, lütfen."

Savaş bu ısrarlı sessizliğin üzerine aniden yerinden fırladı. "Anlamıyorum, neden?" dedi dişlerinin arasından. "Neden Cesur? Neyi anlatamıyorsun gözünü seveyim ya. Sen öyle kafan esti diye yalan söylemezsin var bir şey işte."

"Savaş,"

Cesur sonunda sessizliğini bozduğunda Savaş, adımlarını olduğu yere çivileyip can kulağıyla dinlediğini belli etti.

"Saye'nin güvende olduğunu biliyordum çünkü kapıyı açması karşılığında onunla bir anlaşma yaptım."

Bir nefeste kurduğu cümle gözlerimi kırpmamı bile engellemişti. Kapının belli bir süre sonra kendiliğinden açıldığını düşünürken benim donarak ölmekten kurtulmamı sağlayan Cesur'muş. Bunu hiç düşünmeye ya da irdelemeye fırsatım olmamıştı. Ona kocaman sarılma isteğiyle dolup taşsam da bunun yeri değildi. Cesur, bakışlarını yere indirdi ama nedeni henüz ortaya çıkmamıştı.

"Anlaşma?" diye sordu Savaş.

Cesur, uzun bir soluk alıp bıraktı ve başını dimdik tutup Savaş'a baktı.

"Şirketteki kendi payımı ona devrettim."

"NE?" dedim hışımla ayağa kalkarken. Cesur beni aldırmadan devam etti.

"Artık şirkette bir hissem yok."

Savaş ellerini sakallarında sertçe gezdirirken bana döndü. Dehşete düştüğü belliydi ama büyük bir kahkaha atarak gizledi bunu. "Ben doğru mu duydum, Saye? Ne diyor bu?"

En az onun kadar hayret içindeydim ama söyleyebilecek tek kelime bulamıyordum. Beni kurtarmak için böylesine büyük bir şey yapması ve bundan hiç de şikayet etmemesi... Bunun karşılığını Cesur'a hiçbir şekilde ödeyemezdim. Bunun utancıyla ona baktığımda yüzünde söylediği sözlerin ciddiyetini ve korkunçluğunu daha öncesinden kabullenmiş olduğunu gösteren bir ifade vardı. Bu yüzden bize nazaran tepkisizdi.

İHTİLALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin