3.9

69.7K 5K 2.6K
                                    

Taylor Swift - Safe & Sound

"İşte sonra ben Baran'a sana yazdığım o fake hesaptan yazdım. Başta birkaç kere engelledi ama sonra kaldırdı, normal konuşuyoruz şu an. Miray sen beni dinliyor musun? Miray? Miray!" Kolumun hayvan gibi çekiştirilmesiyle kendime geldiğimde acıyla kolumu sıvazladım. Hazal'a kötü kötü bakarken elimi kolumdan çektim. "Salak kolumun ırzına geçtin."

"Sana şurada bir şey anlatıyorum, sen de beni dinlemiyorsun Miray!"

"Pardon." Dedim önüme dönerek. Aklım Ege'deydi. Önceki dersten bu yana müdürün odasındaydılar. Bu kadar uzun süre ne yapıyor olabilirlerdi ki?

"Canın teneffüste olanlara falan sıkkınsa çok takma. Bak görürsün müdür yine sadece fırça atıp gönderecektir." Bir ders süresi boyunca da fırça atması biraz abartı gibi geldi ama neyse.

Kafamı sallamakla yetindim sadece. Renkli kalemlerimle kitabın kenarına bir şeyler çizmeye devam ederken Enes'in arkasına yani bize döndüğünü gördüm. Enes, Hazal'a baktı birkaç saniye boyunca. "Konuştuklarınıza şahit oldum da Instagram'dan bana yazan sen miydin?"

Hazal gayet rahat bir tavırla onaylarcasına salladı. "Başka kim olabilirdi? Hayır başka hangi üstün zekânın aklına gelebilir ki böyle bir şey?" 

"Kendini övmen bittiyse ciddi bir şey söyleyeceğim." Dedi Enes ondan hiç beklenmeyecek bir ciddiyetle. Merakla kafamı kaldırıp ne söyleyeceğini beklemeye başladım. Hazal da saniyeler içerisinde egoist tavrını bir yana bırakmış, ilgiyle Enes'e yaklaşmıştı. "Günlerdir üzerime baskı yapıyordun." Dedikten sonra dudağını yaladı. "Deniz'i sevdiğimi kabul etmem konusunda. Deniz'in beni sevdiğini bilerek mi bu baskıyı yapıyordun?"

Hazal ile birlikte şok içerisinde birbirimize baktık. Enes bunu nasıl öğrenmişti?

Hazal bilmiyormuş gibi yapmaya çalışarak, "Ne? Ne alaka? Hayır bilmiyordum ben bir şey." dedi. Hemen ardından gergin bir şekilde arkasına yasladı ve o sırada bir kez daha göz göze geldik. Kaşlarını çattığında omuz silkerek Enes'e döndüm. Nasıl öğrendiği ya da ne zaman öğrendiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

"Hazal yalan söyleme. Gerçeği öğrendim artık saklasan da bir şey değişmeyecek. Bildiğin için sürekli beni baskılıyordun değil mi?"

Hazal bir şey söylemeden gözlerini kaçırdığında Enes cevabını almıştı. "Deniz'in üzülmesini istemiyordum sadece." Hazal aniden sinirle bakışlarını Enes'e çevirdi. "Çok şerefsizsin ve onu üzmekten başka bir şey yapmıyorsun. Bunun önüne geçmek istemiştim."

"Biliyorum." Diyerek önüne döndü Enes. Söylediği şey sadece bu oldu. Bugün biraz durgun görünüyordu ve sebebini yeni yeni anlıyorduk. Sonunda öğrenmişti. Nasıl öğrendiğini daha sonra Deniz'le konuşunca öğrenirdik ne de olsa.

Hazal oflayarak başını sıraya gömdü. Ona bakıp onun yaptığını yapmak üzereydim ki sınıfın kapısı tıklatıldı. Bakışlarım anında oraya kayarken Ege kapıyı aralayarak içeri girdi. Sonunda derin bir nefes aldığımda bakışları bu yöne döndü ama fazla tutmadı üzerimde. "Dersi böldüğüm için özür dilerim hocam."

Kimya hocası Ege'ye memnuniyetsiz bir bakış atıp yerine geçmesi için kafasıyla işaret etti. "İzninizle ben eşyalarımı alıp gideceğim."

"O nedenmiş?"

Hazal yavaşça kafasını kaldırdı. "Ne oluyor?" Diye fısıldadığını duydum ama tüm dikkatim Ege'de olduğu için cevap vermedim. "Uzaklaştırma aldım eğer izin verirseniz eşyalarımı alıp gideceğim?" Diyen Ege, hocanın bir şey demesini beklemeden sırasına doğru yürümeye başladı. Benim yüzümden uzaklaştırma almasının verdiği huzursuzlukla yerimde kıpırdandım.

KORKAK | TextingWhere stories live. Discover now