Pansmione//Yarı Texting

9

Hermione, Ginny ve Luna büyük salonun kapısının önünde Pansy'yi bekliyorlardı. Luna garip hikayelerini Ginny'ye anlatırken fazla hevesliydi ancak Hermione onun aksine hepsinin saçma olduğunu düşündüğü için etrafta gözlerini gezdiriyordu.

Telefonunu çıkarıp Pansy'ye mesaj atmaya karar verdiği sırada zindanların merdivenlerinen çıkan üçlüyü gördü. Theo, Draco ve Pansy.

Draco Theo'nun omzuna kolunu atmıştı. Siyah bol pantolon, gömlek ve üstündeki kabanla her zamanki gibi resmiydi. Theo ise aksine baskılı bir kazak ve düz kahverengi pantolonuyla tatlı duruyordu.

En sonunda gözlerini Pansy'ye çevirdiğinde sadece yutkundu. Okul forması dışında fazla görmediği için bilmiyordu tarzını. Hafta sonları ise tamamen eşofman giyiyordu kız zaten.

Siyah pantolon üzerinde dar siyah bir boğazlı kazak ve kışlık bir gömlek giymişti. Gömlek de yeşil ve siyah olunca gözlerini açığa çıkarmıştı.

Dik dik baktığını fark edince gözlerini çekip yanlarına gelmelerini bekledi Hermione. Sonunda geldiklerinde ise Pansy "Theo'ya iyi bak. En son bensiz gittiğinizde kaybolmuştu." dedi işaret parmağını sallayarak.

"Lan daha 3.sınıftaydık, ikinci gidişimizdi." diye açıklama yapan Draco'ya bir fiske vurduktan sonra "Hadi gidin." dedi. Draco yürümeye başlayınca Theo geri dönüp el salladı.

"Ee... selam!" dedi Pansy kızlara dönüp.

"Sana da selam, ravenclaw kızları seni pek sevmiyorlar. Ama çok tatlısın." dedi Luna.

Hermione kafasını çevirirken Ginny kıkırdadı ve "Selam." dedi.

"Şey, galiba yarısının sevgilisiyle ya da eski sevgilisiyle çıktığım için olabilir." dedi Pansy.

Ginny gülmeye başlarken Hermione de siyah saçlı kıza baktı. İkisi anlık olarak göz göze geldiklerine Hermione hemen kafasını Ginny'ye çevirip "Gitmiyor muyuz?" dedi.

Ginny cevap vermeden Luna'nın koluna girip yürümeye başladı. İkisi önden giderken Pansy ve Hermione mecburen yan yana yürüyorlardı.

Hogsmeade'e kadar sessiz olan tek kişi Hermione'ydi. Ginny ve Luna önde konuşuyorlardı, Pansy de bazen yorumda bulunuyor ve herkesi güldürüyordu. Ancak Hermione hiçbir şekilde konuşmamış ya da gülmemişti. Sadece düşünüyor gibiydi.

"Bir sorun mu var?" dedi Pansy sonunda dayanamayıp. Hermione'nin dibine yaklaşıp fısıldamıştı.

Hermione kafasını aniden çevirince yüzleri birbirine çok yakınlaşmıştı. İkisi de anında geri çekilince Hermione yüksek sesle "Ginny siz gidin, biz ayrı gideceğiz." dedi.

Ginny bu hareketi beklese de en azından bir kaymak birası içmeyi planlıyordu.

"Ne, neden?" dedi.

Luna da ona dönüp "Sanırım yalnız kalmak istiyorlar, hadi gidelim." diyince diğer üç kız şok içindeydi.

"Tamam gidelim." diyen Ginny anında yürümeye başladı. Hermione'nin ters bakışlarına katlanmak istemiyordu.

"Şey bilirsin, o kendi düşüncelerini söylemeyi sever. Doğru olsa da olmasa da." dedi Hermione giden kızların ardından. Pansy kafasını eğmiş ayakkabılarını inceliyordu.

"Sanırım tam tersiydi. Yani onları yalnız bırakmaya çalışıyorduk." diyip kıza bakmaya başladı. Hermione'nin yüzünden utanç, şaşkınlık gibi bir çok duygu geçerken "Evet, özür dilerim." diyebildi sadece.

"Sorun değil, hadi geri dönelim." dedikten sonra arkasını döndü. Adım atmaya çoktan başladığı sırada Hermione yanına doğru gelerek "Aslında, önce birer içki içeriz ve sonra da gezeriz diye planlamıştım. Hem sen de tanımadığın insanların yanında durmak zorunda olmazdın. Daha rahat edersin gibi gelmişti." dedi.

Pansy kafasını çevirip kıza baktı. İkisi de yolun ortasında öylece duruyorlardı.

"Eğer benimle bir şeyler yapmak istemiyorsan kendini zorlamana gerek yok Granger." dedi Pansy. Cidden üzülmüştü ve belli etmemeye çalışıyordu.

"Hayır tabiki, yoksa böyle plan yapmazdım Pansy." diye kendini savundu Hermione. Pansy karşısındaki kızı süzdü önce. Sonra da kafa sallayıp Domuz Kafası'na doğru giden yolda yürümeye başladı. Zaten Hermione yanında yürüyordu. İkisi de heyecanlıydı. Hermione ilk defa biriyle baş başa bir yere gitmenin ve Pansy de kızın ona ilk defa ismiyle seslenmenin heyecanını yaşıyordu.

***********

Biyoloji çalışmamak için bölüm yazdım :)
Nasıl daha fazla mal olunur... Djdkdjskndjd.