16

495 31 6
                                    

Üzerinde simsiyah vücudunu saran kısa elbisesiyle Pansy kızlar yatakhanesinden dışarı çıktı. Kolları tül gibi ve siyahtı. İnce bileklerini sıkı sıkı sarıyordu. V şeklinde olan yakada duran gümüş yılan kolyesi tüm havayı daha da güzelleştirmişti. Ancak bu hazırlanışı sadece Hermione içindi. Yoksa morali fazlasıyla bozuk olduğundan gitmek bile istemiyordu.

En yakın arkadaşlarından biri odadan hatta yataktan çıkmıyordu. Yemeğe bile inme zahöetine girmiyordu. Bir diğeri ise ortak salonda uyuyor yatakhanede yatan çocuğu daha az görebilmek için kendi odasına çoo az girmeye özen gösteriyordu.

İlk defa birbirlerinden bu kadar kopuk olan bu dört gençten her biri kendince çok üzülüyordu.

Pansy her zaman kendini dik durmaya alıştırmış biri olduğundan partiye gitmeye karar vermişti. Ayrıca Theo ve Draco'yu barıştırmak için elinden geleni yapıp başarılı olamamıştı. En azından sevdiği kızı görüp moralini biraz da olsa yükseltmek istiyordu.

Sonunda merdivenlerden ortak salona ulaştığında çoğu öğrencinin orada oturduğunu gördü. Parti için arkadaşlarını bekleyenler, masalarda ders çalışanlar, şöminenin önünde oturup muhabbet edenler, kitaplığın önünde dikilenler...

Gözlerini etrafta gezdirip Draco'yu aradı. Sonunda buşduğunda ona bakanlara aldırmadan yanına ilerletip çocuğun onu susturmasına izin vermeden hızlı hızlı konuşmaya başladı.

"Theo hasta. Biliyorum duymak istemiyorsun ama, biraz ateşi var gibi geldi. Yemek yemiyor, hatta su içmek bile istemiyor. Ona böyle davranman çok acımasız."

Draco söylenen sözlerin ardından kafasını kaldırıp acımasız bir gülüşle "Bunu senin gibi birinin söylemesi komik." dedi.

"Benim gibi?" diye soran Pansy anladığı halde lafını geri alması için sormuştu.

"Senin gibi acımasız, kimseyi umursamayan, sevdiğini üzüyor diye insanlara kötü davra-" derken Pansy sarışın oğlanı sertçe itti.

Ardından işaret parmağını çocuğun göğsüne doğru vurup "En azından ben sevdiklerim için uğraşıyorum. Tıpkı o kızın beni sevmediğini bile bile McLaggen'ı tehdit etmem gibi. Sinirle bana bu tarz şeyler söyleyeceğini bildiğim halde gelip seninle konuşmam gibi. Ama sen onun sevgisinin yalan olmasından korktuğun için herkesi üzüyorsun." durup ona bakan sarışın çocuğu süzdü.

"Ben bu tarz sözlerden alınmam Draco bilirsin. Ama sen de cidden ne dediğinin ve yaptığının farkında değilsin. Biraz o lanet gözlerini aç ve siktiğimin duygularının farkına var." diyip çocuğun yanından geçerek ortak salonun çıkış kapısına yöneldi.

Yine ona bakan insanları umursamadan kollarını sallayarak rahatça yoluna devam etti. Giydiği yüksek topukluları yokmuş da en rahat ayakkabısıymış gibi hızlıca Hermione'yi bekleyeceği merdivene yürüdü.

****************

Heemione beyaz elbisesiyle gayet sade bir şekilde hazırlanmıştı. Kabarık saçları yeterince dikkat çekerken bir de elbisede patlatmak istememiş hatta takı bile takmamıştı. Saçlarını düzleştirmek için üç saatlik bir uğraşa katlanmak istemiyordu.

Pansy'yle buluşacağı merdiveni inerken tüm bu düşüncelerine lanet okuyup kızı gördüğü anda durdu. Normalde merdivenden inen kişiden kimse gözlerini ayıramaz ve ne kadar güzel olduğunu düşünürdü. Ancak Hermione, Pansy'nin ne kadar güzel olduğunu görünce yutkunmuş ve öylece izlemeye başlamıştı. Kendisi bu kadar güzel olmadığına inandığı için aşağı inmek istemiyordu. Kızın yanına gitmek için de can atıyordu. Sonunda daha fazla bekletmemesi gerektiğini anlayıp inmeye devam etti.

Pansy gelen ayakkabı sesleriyle kafasını kaldırıp genç kıza bakarken "Selam, yakışmış." dedi eliyle elbisesini gösterip.

"Kime yakışmış belli." diye kendi kendine söylendi Hermione. Ancak Pansy çok hafif duymuştu.

"Teşekkür ederim. Sana da yakışmış." dedi sonra da. Pansy'nin onu duyduğunun farkında bile değildi.

"Ben de teşekkür ederim. Hadi gidelim, biraz geç kaldık." dedi Pansy de.

İkisi Slughorn'un parti odasına doğru yürümeye başladılar. Odaya girdiklerinde de Slughorn kızları fark edip hemen yanlarına doğru geldi.

"Bayan Grangeer, Bayan Parkinson! Hoşgeldiniz." diyip övücü sözlere başladı. Sonra iki kızı iki yanına alıp bir fotoğraf çektirdi. Sonunda rahat bırakmaya karar verip gittiğinde "Bu adamı severim ama çok konuşuyor." dedi Pansy.

"Evet gerçekten öyle." diye onayladı Hermione.

Birlikte içeceklerin olduğu masaya ilerleyip birer meşe viskisi aldılar.

"Ben kenara bir yere gideceğim, kimseyle muhabbet edecek havam yok. Birazdan giderim zaten." dedi Pansy adımlarını eliyle gösterdiği yöne doğru atarken.

Hermione bir kıza bir de gideceği yere bakıp yürümeye başladı. Pansy önüne geçen kıza bakarak gülümserken yürümeye devam etti.

İkisi de erken çıkmayı planladığı halde geç saatlere kadar birlikte sohbet ettiler.

İkisi de erken çıkmayı planladığı halde geç saatlere kadar birlikte sohbet ettiler

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

P

ansy'nin elbisesi buna benziyor, kolları düz böyle değil. Ve bilekleri de düz.

Neyse diğer fotoğrafı diğer bölüm koyam... :)

****************

Öyle salak bir bölüm oldu ki fjdkkdkdkd. 2 saat sonra denemeye gireceğim ve fizik çalışırken verdiğim molada yazıyorum.

Bu gecenin iki farklı şekilde devamını yazacağım. Ama düzgün bir vakitte.

Pansmione//Yarı TextingWhere stories live. Discover now