18

516 34 18
                                    

Hermione sabah çalan alarmla gözlerini açtıktan sonra anına doğrulup alarmı kapattı. Ayaklarını yataktan aşağı sarkıtıp ellerini iki yanından yüzüne götürerek gözlerini ovaladı.

Yeni yeni bilinci yerine gelirken zihninde canlanan görüntülerle şok içinde gözlerini karşıya dikti.

Yanında yatan diğer kızlar uyanmasın diye başkanlar banyosuna gitmek üzere havlusunu ve eşyalarını alıp hemen dışarı çıktı.

Parolayla içeri girdiğinde sabahın körü olduğu için içeride kimsenin olmadığını gördü yine. Suyun dolmasını beklerken kıyafetlerini çıkarıp havuza inen birkaç merdiveni geçti.

Su tamamen dolduğunde rastgele ileri geri doğru kulaçlar atarak yüzdü. Sonunda kenara geçip sırtını mermere yasladığında yaptığı aptallıkları tek tek kafasından geçirdi.

Parkinson'u öpmüştü. Yapmak istiyordu, bazen aklından bunu geçiriyordu ama hiç eyleme dökeceğini tahmin etmezdi. Alkolün getirdiği etkiyle birden cesaret etmişti. Hoşuna da gitmişti zaten, devamı gelsin istiyordu. O kızı tekrar ve tekrar öpebilirdi. Pansy'nin de ona karşı bir şeyler hissettiğini biliyordu.

Yine de bunu birden yapması garipti. Durup dururken olmasını istemiyordu.

Kapının açılma sesini duymasıyla sıçraması bir oldu. Üzerinde iç çamaşırları vardı ama yine de her ihtimale karşı önündeki köpükleri üzerine çekti. İçeriye giren kızı görmesiyle kahkaha da atmaya başladı.

Pansy yaklaşırken kızın gülmesine çok şaşırmıştı. Ama yine de utanmadan saten geceliğini atıp siyah iç çamaşırlarıyla suya girdi. Hermione hala gülümserken Pansy "Keşke şuan neye güldüğünü bilsem..." dedi.

"Yüce Parkinson sabah uykusunu nasıl bölebildi ona şaşırıyordum. Çünkü Snape'in dersinde uyuduğunda ve o sana kızdığında 'Kusura bakmayın Profesör önceliğim uykum.' demiştin." dedi. Pansy'nin söylediği kısımda sesini değiştirmeye çalışmıştı.

Pansy diğer kenara doğru ilerlerken "Gör bak aşk insana neler yaptırıyor." dedi gülerek Hermione'nin beceremediği taklidi eğlenceliydi.

Hermione anında gülmeyi kesti ve biraz da kızardı. Özgüveni yüksek biri olsa bile genelde pek böyle şeyler işitmezdi. Pansy havuzun diğer ucundan kızı izliyordu rahatça. Sonunda sessizliğe dayanamayıp Hermione'ye doğru yüzmeye başladı. Kollarını kızın yanından duvara dayayıp o çok yakın mesafeden gözlerinin içine bakarak "Hala senden hoşlandığımı biliyorsun değil mi Granger?" dedi.

Hermione öne biraz daha yaklaşıp burunlarını neredeyse birbirine değdirerek "Artık seni öylesine biri olarak görmediğimi biliyorsun değil mi Parkinson?" diye karşılık verdi.

Pansy kafasını geriye atarak gülmeye başladı.

"İsteyince fazla seksi oluyorsun." diyip boynuna doğru yaklaşarak bir öpücük kondurdu. Hermione'nin nefesi anlık olarak kesilirken öylece duruyordu.

Pansy kızın boynunda geri çekilip yüzüne baktığında utandığını gördüğü için kendi üzerine köpükleri giderecek kadar su döküp havuzdan çıktı. Kenarda duran siyah geceliğini üzerine geçirip onu izleyen Hermione'ye dönüp "Utanmana gerek yok, gidiyorum." dedi gülerek.

"Şey... Sonra görüşürüz o zaman. Derste." dedi Hermione duraklayarak.

"Olur." diyen Pansy eğilerek kızın burnunun ucunu öptü. Doğrularak dışarıya çıktı. Gece boyu hiç uyumamıştı. Hermione'nin erken kalktığını bildiği için görmeden uyumak istemiyordu.

Yatakhaneye giderek üstünü değiştirip doğruca yatağa girdi. İstediğine ulaşmanın rahatlığıyla gözlerini yumdu.


Pansmione//Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin