19

569 32 27
                                    

Pansy uykusuz olduğundan Hermione'ye söz vermesine rağmen derse girememişti. Gözlerini açıp saate baktığında çoktan öğle yemeğinin geçmiş olduğunu gördü. Dersler bitmişti. Hemen telefonuna baktığında gelen mesajları okudu.

Hermione: Ders başlamak üzere.
(09.00)

Hermione: Derste görüşürüz demiştin.
(12.58)

Pansy alnına eliyle vurduktan sonra kıza mesaj attı.

Pansy: Sabah seni görebilmek için gece uyumamıştım. Uyursam kalkamayacağımı biliyordum. Çünkü 02.00'de falan ayrıldık ve sen de 5'te kalkıyorsun. 3 saatlik uykuyla ayık olmazdım.

Pansy: Ama şimdi de kalkamadım, özür dilerim.

Pansy: Hala görüşebiliriz. Hava güzel, bahçeye çıkmak ister misin?

Yazdıklarını gözden geçirdi. O sırada Hermione de mesajı görüp cevap yazmaya başlamıştı.

Hermione: 10 dakikaya inerim.

Pansy gülümseyip hazırlanmaya başladı. Elini yüzünü yıkayıp dişlerini fırçaladıktan sonra açık mavi bol kot pantolonunu ve üzerine beyaz bluzunu giyip kendini dışarıya attı.

Bahçedeki büyük meşe ağacının altına doğru ilerlerken Hermione'nin çoktan gelmiş olduğunu gördü.

Hermione siyah kısa bir etek ve açık mavi vücudunu sıkıca saran bir tişört giymişti. Pansy yanlışlıkla aynı renkleri giydiklerini fark edip gülümsedi.

"Selamm!" diyerek yanına oturdu kızın.

Hermione gülümseyerek "Selam!" dedi.

"Her yere her zaman geç kalırım, kusura bakma. Alarm kurmayı unutmuşum, diğer kızlar da beni uyandırmaya korktukları için kaldırmazlar." dedi önemsiz bir şeyi anlatırmış gibi elini sallarken. Bu sırada yere bağdaş kurarak oturup yüzünü kıza dönmüştü.

"Senden korkmalarına şaşırmadım." diyen Hermione ufacık güldü. Garip bir şekilde onun yanında heyecanlıydı ve sürekli gülümsemek istiyordu.

"Ahh biraz, minicik...küçücük korkutucu olabilirim. Fazlasını kabul etmiyorum." diyerek işaret parmağını sağa sola salladı Pansy.

Hermione kaşlarını kaldırıp dudaklarını birbirine bastırarak gülmemeye çalışırken "Evet asla etme." dedi.

Bu gülüşmelerin ardından ortamda bir sessizlik başladı. İkisi de konuşacak bir şey bulmaya çalışsalar da akıllarına gelmiyordu. Bir süre sonra ortam biraz gerici olduğunda Pansy Hermione'ye dönerek "Gerçekten beni eskisi gibi görmüyorsun değil mi? Yani demek istediğim-

"Hayır senden hoşlanıyorum." dedi Hermione kızın lafını keserek. Hızlıca söylemişti. Uzatmanın, lafı dolandırmanın alemi yoktu.

"Ahh, pekala. Bunu beklemiyordum!" dedi Pansy. Hermione utangaç olduğu için hemen söylemez zamanla açılır sanıyordu.

O sırada Hermione de eteğini düzelterek kıza dönerken derin bir nefes aldı.

"Hatırlıyor musun bilmiyorum ama biz trende birlikte oturmuştuk. Bir iki saat kadar. Birinci sınıfta." diye söze başladı.

Pansy kaşlarını çatıp bakarken kafasını sağa sola salladı.

"İlk trene binişimde Theo'nun camdan atlayıp eve gitmek istediğini hatırlıyorum sadece. Blaise, Draco ve ben onu tutmak için yanından bile ayrılmamıştık." dedi açıklama olarakta.

"O zaman Malfoy seni çağırmıştı. Sanırım trene binerken bir şeyden dolayı kavga etmiştiniz ve küsmüştünüz. Sen de birkaç saatliğine benim yanıma oturmuştun. Sonrasında gittin."

Pansy hala hatırlamıyordu

"Neyse önemli değil. Sadece merak ettim. İlk defa o zaman tanışmıştık sonuçta." dedi.

Pansy kafasını aşağı yukarı sallarken hala hatırlayamadığı anıyı düşünüp duruyordu. Hermione onun bu halini görüp "Ben anlatayım sana ne dersin? Belki hatırlarsın." dedi.

Pansy gözlerini kıza dikip sakince başını sallarken en iyi dinleme pozisyonunu almıştı.

"Aslında ben Hogwarts Ekspresine binene kadar pek inanamamıştım böyle bir yer olduğuna. Her ne kadar görevliler gelip bana ve aileme anlatmış olsa da onca yıl yaptıklarımı hemen cadıyım kategorisine koyamıyordum. Sadece tuhaf biriyim diyip kendimi teselli ediyordum." diyip derin bir nefes alırken eliyle yüzüne gelen saçı kulağının arkasına koydu

"Sihir gücüm yüzünden küçükken hiç arkadaşım yoktu. Çünkü çocuğuz ve oyunlarda hep kazanmak istiyoruz bu yüzden de hile yapabiliyoruz. Fakat ben hilelere katlanamaz çabucak sinirlenirdim. Sinirlenince farkında olmadan bir şeyler yapıyordum. Topu patlatmak, ipi koparmak... Hatta nir keresinde salıncak yerinden sökülüp beş altı metre ileri doğru fırlamıştı."

Utanarak anlatsa da Pansy gülüyordu.

"Senin küçükken oyun kuran kişilerden olduğunu sanardım. Böyle kurallı falan. Hiç bozan kişi olacağın aklıma gelmezdi." dedi gülmeye devam ederken.

"Bana kalsa olurdum. Ama diğerleri benden büyüktü. Benim istediklerimden hoşlanmıyorlardı." dedi Hermione de. Sonra tekrar konuşmak için ağzını açtı.

"Ve bu yaptıklarım başta yanlışlıkla gibi dursa bile zamanla çocuklar korkmaya başladılar. Ben de oyunlara katılmaktan vazgeçtim."

"Aa, lanet veletler. Senin gibi birini nasıl dışlayabilirler? Eğer ben olsam herkesi mahvederdim." dedi Pansy.

Hermione böyle yorumlamasını sevmişti.

"Sonunda kendimi kitaplara vermiş oldum. Okumaya başladım ama okuduklarımı anlatmaktan çok hoşlanıyordum. Annem ve babamsa işten eve geldiklerine bir süre beni dinlemeye çalışsalar da yorgun oldukları için her zaman başaramıyorlardı."

"Ben olsam dinlerdim." diye tekrar lafı böldü Pansy.

"Dinledin zaten." diye cevap verdi Hermione. Pansy sorgularca bakarken Hermione açıklamaya çalıştı.

"İşte ilk gün trende bana ayrıdığın iki saatin bir buçuk saatinde ben sana Hogwarts hakkında okuduklarımı tarihini ve hangi olaylara maruz kaldığını anlatırken sen bolca yorum yaparak dinlemiştin." dedi.

"Lan ben bunu nasıl hatırlamam." diye söylendi Pansy.

"İlk defa biri beni bu kadar süre ciddiye alarak dinlemişti. Çok mutluydum ve heyecanımı atmıştım. Ayrıca masal kitabından alınma sandığım bilgilerin bazıılarını sen de bilince rahatlamıştım. Gittiğinde üzülsem de tekrar görüşürüz diye umuyordum." dedi konuşmasını noktalayarak.

"Aslında bazen neden Hogwarts tarihinin saçma olayları aklımda diye merak ediyordum." diyip gülen Pansy'e, Hermione yalandan kızgın bir bakış attı.

Pansy kızın bu halini görüp elini boynuna doğru koyarak kendine çekip kafasını öptü.

Hermione dengesini kaybettiği için elini Pansy'nin bacağına koyup kafasını kaldırarak kıza bakmaya başladı. Pansy kızı bir süre izlese de sonunda "Bak ben daha ilk andan itibaren seni kaçırmamam gerektiğini biliyormuşum." dedi ciddi ciddi.

Hermione kıza hafifçe vurup geri çekilirken "Dalga geçme, sana travmalarımı anlatmıştım." dedi.

Abartarak söylemesi Pansy'nin hoşuna gittiği için yine kızı hayran hayran süzdü. Bu bakışlar Hermione'ye cidden sevildiğini hissettiriyordu.

'Onu sevmek benim istemli yaptığım bir şey olmasa da en doğru işimdi.' diye geçirdi içinden Hermione. Söyledikleri resmen gözlerinden okunuyordu. Pansy yine gülümseyip kafasını eğdi.

*************

Saçma sapan yerlerde bitirmek 🤝 Ben
Kfkdkfkfkkfkfmfm

Saat 6'dan beri bölüm yazıyorum. Okula sınava gideceğim...

Pansmione//Yarı TextingWhere stories live. Discover now