14

530 31 19
                                    

Pansy hızlıca merdivenleri çıkarken eliyle saçlarını savurdu. Önüne gelmelerini sevmeyip kahkül seven garip bir insandı.

Tılsım sınıfına girip gözlerini etrafta gezdirdi. Gidip Draco'nun yanına otururken Theo'nun neden Blaise'le oturduğunu merak etti. Garip bakışlarını sarışın oğlana çevirip "Lan bu çocuk niye başkasının yanında?" dedi.

"Küsmüş." dedi Draco da. Tamamen karşıya bakarak söylediği için Pansy ciddi bir şeyler olduğunu anlamıştı.

Blaise'e dönüp ses çıkarmadan ağzını oynatarak "Ne oluyor?" dedi. Blaise telefonunu çıkarınca Pansy de çantasından çıkarmadan telefona baktı.

Blaise: Draco bir kızla flörtleşiyormuş

Pansy: Ee, nolmuş? Daha önce yapmadığı şey değil

Blaise: Kızı sevmedim diyip durdu, Draco da umrumda değil iyince konu kapandı

Pansy: Neyse detaylı anlatırsın

Blaise: 👍🏿

Çantasını masanın kenarına bırakıp derse döndü ikisi de. Ders boyunca ilginç hiçbir şey olmadı. Theo üzgün üzgün Draco'ya bakıyordu ve Draco kafasını oynatmamak konusunda oldukça kararlıydı.

***********

Dersler bittikten sonra gryffindor quidditch takımı sahaya çalışmaya gittiklerinde, Harry bacağının üstüne yere çakılmıştı.

Hermione orada diye sahaya gelen McLaggen olaya kahkahalarla gülerken Ron dayanamayıp ona bir yumruk sallamıştı. McLaggen da karşılık verince kavga büyümüş ve sonunda Madam Hooch görmüştü. Ron ve McLaggen'ı Profesör McGonagall'a götürürken Hermione de Harry'yi hastane kanadına götürdü.

Harry Madam Pomfrey'in onun için birkaç ilaç hazırlamasını beklerken Blaise Hastane Kanadının kapısını sertçe açıp içeriye daldı.

Sevgilisinin iyi olup olmadığına bakarken Hermione onların yanına kötü göründüğünü düşünüp Harry'ye hoşçakal dedikten sonra kapıya yöneldi. Hızlı hızlı yürürken kapıdan çıktığında kenarda duran siyah küt saçlı kızı gördü. Pansy yere oturmuş, bacaklarını uzatıp birbirinin üzerine atmıştı. Elindeki telefondan bir şeyler bakıyordu. Hermione yavaşça yaklaşıp telefona göz attı. Yürürken, kütüphanede ders çalışırken, büyük salonda kahvaltı masasında olmak üzere kendi fotoğraflarını gördü. Çok şaşkın olsa da çaktırmak istemiyordu.  Görmemiş gibi yapacaktı.

"Yerde beklemene gerek yok, onlar birlikte kalırlar. Sen git." dedi kıza. Blaise'i beklediğini tahmin etmişti.

Pansy gelen sesle biraz korkmuştu fakat kendini hemen toparlayıp "Ö-öyle mi, peki gideyim." dedi yerden destek alarak kalkarken.

Hermione de yerinden kıpırdamadan kızın kalkışını izledi. Pansy de kalktıktan sonra yürümek yerine çok anlık bir süre durup yumruklarını sıktıktan sonra "McLaggen'la beni gördüğünü biliyorum. Hakkım yoktu bunu yapmaya, kusura bakma." dedi. Kızın yüzüne bakmıyordu.

Hermione onun bakmamasını fırsat bilerek hafifçe gülümsedi. Sonra yanındaki kızın koluna elini koyarak yürümeye başladı. Pansy şaşırsa da onunla yürüdü.

"Onunla gitmeyecektim, Slughorn'a söyledi ama umrumda değildi zaten. Ron'u davet ettim. Kardeşimle gitmeyi o... nasıl desem, aptala tercih ederim." dedi gülümseyerek.

Pansy şaşırıp olduğu yerde durdu. "Senin aptal diyeceğini hiç düşünmezdim." dedi.

Hermione küçük bir kahkaha attıktan sonra "Sen beni ne sanıyorsun bilmiyorum ama ben kötü bir kızım." dedi. Yine gülmeye başlarken Pansy de ona katıldı. Birlikte büyük salona kadar konuşmadan arada birbirlerine bakıp gülerek yürüdüler.

****************

Draco yatakhanenin kapısını ayağıyla iterken gömleğinin üst düğmelerini açmaya çalışıyordu. Hızlıca üzerini değiştirip çıkacaktı. Yatakta yatan çocuğu görünce durakladı. Ellerini iki yana serbest bırakıp yatağın yanına doğru ilerledi. Theo'nun sırtı açık kalmıştı, Draco da üzerinde pikeyi biraz yukarı çekti hafifçe.

Theo bu belli belirsiz hareketi fark edip gözlerini açtığında etrafa bakınıp sarışın çocuğu gördü. Hemen yatakta oturur pozisyona geçip uykulu uykulu bakmaya başladı. Draco çocuğa bakmayı bırakıp, kafasını 'Ben ne yapıyorum.' dercesine sallayıp komidinin önüne doğru ilerledi. Gömleğinin düğmelerini çözdükten sonra pantolununu çıkarıp yerine siyah eşofmanını giydi. Üzerine de gözlerini daha da açığa çıkaran mavi kazağını geçirdiğine arkasındaki çocuğa döndü. Theo tüm giyinme boyunca gözlerini elleriyle kapatmıştı. Draco kafasını aşağı eğip gülümsedikten sonra "Aç gözlerini, giyindim zaten." dedi.

Theo yavaşça ellerini çektikten sonra "O kızın yanına mı gidiyorsun?" diye sordu sessiz ama duyulacak şekilde.

Draco'nun bakışları hemen sertleşirken "Hayır kimsenin yanına gitmiyorum, şu meseleyi uzatmaktan vazgeç artık." diye sert sert konuştu.

Theo'nun gözleri anında dolmaya başlamıştı ve o da göstermemek için "Tamam." drdikten sonra tekrar yatağa girip pikeyi kafasına kadar çekti. Draco yaptığı aptallığa içinden bir küfür savurup hiçbir şey demeden kendini dışarıya attı. Yatakta kalan Theo'ysa ağlamamak için yorganına sarılıp gözlerini sıkı sıkı kapattı.

Pansmione//Yarı Textingजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें