Lise kendine macera arayan ergen öğrencilerle dolu bir tımarhaneydi. Jeon Jungkook ve arkadaşları ise kaosu peşinde sürükleyen bir avuç aptaldı. Her şey Taehyung'un okulda görmemesi gereken bir olayı görmesiyle başladı. Gördükleri yüzünden kaçırılma...
Veeee sonunda finale kadar geldik. Yazarken çok duraksadım çünkü yine bir sürü hallolmayan işlerim var :( zaten ne zaman rahat bir nefes aldım ki 🚬 (maga beee...) Her neyse benim karşıma hep sorunlar çıkıyor bunlardan bahsetmeyeceğim. Final bölümünü umarım seversiniz ve tatmin olursunuz. Finalleri yazma konusunda pek iyi değilim bu yüzden endişelerim var biraz. Umarım seversiniz. İyi okumalar bebitolarım💞(Hayatımın en uzun bölümünü yazdımmmm.)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jungkookların evinden döndüğümde derin bir nefes aldım ve Jungkook'a bir kez daha acıdım. Resmen gıcık ilişkiye sahip bir abisi vardı. Ben yarım saat bile dayanamamıştım. Sana da onların bu halini görüyor muydu acaba? Ne kadar da zavallılardı. Her neyse en azından bu duruma katlanmak zorunda olan o kişilerden değildim. Kapıyı açıp eve girmemle teyzemin üstüme atlaması bir oldu. Teyze sahibini bekleyen köpekler gibi kapı önünde beni mi bekliyordun ya?
"Oyy benim biricik yiğenim gelmiş! Yanaklara bakim yanaklara. Eyvah kalmamış sende yanak falan." Teyzem yanaklarımı çekiştirirken kafamı sallayarak elinden kurtulmaya çalıştım. "Kız Jihyun zayıflatmışsın sen bu çocuğu." Evet bu konuda kesinlikle annem suçluydu. Sürekli ot yapıyordu. Gerçi son zamanlarda benim sevdiğim yemekleri yapmaya özen gösteriyordu ama önceki yaptıklarını düşünürsek suçlamakta haklıydım.
Teyzemden sadece başımı sallayarak kurtulamayacağımı anlayınca aniden yere diz çöktüm ve bacaklarının arasından geçip emekleyerek odama doğru ilerledim. Teyzemse arkamdan kahkaha atıyordu. "Popişini yerim!" Tamam teyzem falandı ama bazen beni evcil hayvanıymışım gibi sevmesi zoruma gidiyordu.
Kan ter içinde odama girdiğimde yatağımda Hoseok'un uzandığını gördüm. Telefonla konuşuyordu.
Çantamı bir kenara bırakıp kendimi yatağa attım. Normalde okuldan gelince üstümü değiştirirdim ama Jungkook'un evinde duş alıp temiz kıyafetler giydiğimden (onun kıyafetlerini çıkarmak istemediğimden) gerek yoktu bence.
"Önce sen kapat aşkilatam. Hayır sen kapat. Ya aptal! Benim fındıklı kekim." Yüzümü buruşturdum. Şimdi yüzümü yastığa gömüp çığlık atacaktım. "Minamm benim. Biriciğim. Minik penguenim-AAAAA eyvah şarjım bitti!"
Hoseok'un flört eden iğrenç sesi birden panikli hale büründüğünde ona iğrençsin adlı bakışlarımı atmaya devam ediyordum. "Eyvah napıcam! Yüzüne kapattım gibi oldu. Taehyung hemen telefonunu ver!" Onun bu salak hallerine katlanamadığımdan telefonumu ona uzattım. İki saniyede numarayı girip aradı. Yuh kızın numarasını ezberlemişti. "Bebeğim telefonumun şarjı bitti. Ya tabi şapşal. Tamam öptüm. Önce sen kapat. Yaaa hayır önce sen kapat."diyerek yine aynı döngüye girdiklerinde ofladım.
Odamdan çıksam teyzemle mücadele etmem gerekiyordu, odamda kalsam Hoseok ve iğrenç ilişkisine şahit olacaktım. Çözümü kendimi tuvalete kilitlemekte buldum. Daha on dakika olmadan tuvaletin kapısı tıklatıldı. Yemin ediyorum kendi evimde kendime yer bulamıyordum.
