Lise kendine macera arayan ergen öğrencilerle dolu bir tımarhaneydi. Jeon Jungkook ve arkadaşları ise kaosu peşinde sürükleyen bir avuç aptaldı. Her şey Taehyung'un okulda görmemesi gereken bir olayı görmesiyle başladı. Gördükleri yüzünden kaçırılma...
Ben geldimmmmmm! Bugün bu fici yayımlayalı tam olarak 1 ay oldu 🎉🎉🎉 ve bir ayda 1k olmak bilmiyorum çok mutluyum. Tüm gece boyunca fice yapılan tümmm yorumları okuyup yatağımda tepineceğim büyük bir ihtimalle. Hepinize iyi okumalar bebitolarım💜
Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.
"Kaç kaç ebemizi sikecek bunlar!"
Jungkook'un elini sıkıca tutmuştum ve ciğerlerimi parçalamak istercesine koşuyordum. Jungkook ilk başta kaçmakta dirensede şimdi beni sürükleyen oydu.
Beni bir apartmanın girişine sürüklediğinde açık dış kapıdan içeriye girdik ve apar topar merdivenleri çıktık. Herhalde cümbür cemaat apartmana girmeye kalkmazdı ne olduğunu bilmediğim ama gerizekalı olduğundan emin olduğum aptal sürüsü.
"Neden seninleyken ya dayak yiyorum ya da kaçıyorum ben?" diye söylenirken artık emekleyerek çıkmaya başlamıştım merdivenleri. Jungkook elimi bırakıp çantasından anahtar çıkardı.
"Bende tam sana bunu soracaktım!" Gözlerimi devirdim. İkimiz tam bir belaydık ve yan yana gelince sanırım daha büyük belaları çekiyorduk.
Jungkook kapıyı açıp elini bana uzattı. Elini tutup merdivenlerden kalktım. Aşağıdaki kapı açılınca aceleyle onu içeriye ittirip kapıyı kapattım.
Büyük bir ihtimalle burası onun eviydi ve ben aileyle tanışma kısmına hiç ama hiç hazır değildim.
"Jungkook geldin mi?" Seokjin hoca pembe bir önlükle mutfaktan çıktığında gözlerim şokla açıldı. Ben bu adamla neden hep tuhaf durumlarda karşılaşıyordum? "Taehyung?"
"Ders çalışmaya geldi. Akşam yemeğini yedikten sonra çalışacağız." Seokjin hoca başıyla Jungkook'u onayladığında Jungkook beni koridorda ilerletti.
"Yemek on dakikaya hazır olur."
"Tamam!" Jungkook'un odasına girdiğimizde heyecanlanmıştım. Odası çok fazla kalabalıktı. Bir yerde bateri takımı vardı, diğer köşede duvara asılı bir elektro gitar duruyordu. Cam kenarına yatağını ve dolabını sıkıştırıp kendisine kocaman bir alan yaratmıştı. Büyük küçük bir sürü hoparlör bulunuyordu odada. Müzikle ilgilendiğini bilmiyordum.
"Abim anlamasın diye yalan söylemek zorunda kaldım. Senin için sorun olur mu?" Başımı hayır anlamında salladıktan sonra bateri koltuğuna oturup ona baktım. Gömleğinin düğmelerini çözüyordu. Soyunacak mıydı?
"Sizinkiler sorun eder mi?"
"Annemle Woojin abi memlekette. Ben Seokjinle yaşıyorum." (Kısa bir yazar notu: Yorumlarda çok fazla gördüğüm için bir açıklık getirmek istedim. Ficdeki woojinin bahsettiğiniz woojinle alakası yok bebitolar. Ana karakterler hariç çoğu karakterimin ismini sallıyorum ya da uyduruyorum.) Jungkook hakkında hiçbir şey bilmediğimi fark etmiştim. Gömleğini çıkarıp siyah bir tişört giydi. İstemsiz gözlerimi kaçırdım. Mahremiyet denilen şeyden hiç mi haberi yoktu? Bunuda mı ben düşüneyim yahu? "Sanada giyecek bir şeyler vereyim mi?"
