Lise kendine macera arayan ergen öğrencilerle dolu bir tımarhaneydi. Jeon Jungkook ve arkadaşları ise kaosu peşinde sürükleyen bir avuç aptaldı. Her şey Taehyung'un okulda görmemesi gereken bir olayı görmesiyle başladı. Gördükleri yüzünden kaçırılma...
Ben geldimmmmm! Her gün bölüm atmaya alıştığımdan uzun zaman olmuş gibi geldi. Bu bölüm pek içime sinmedi gibi ama sindi gibi de ortaya karışık bir şeyler oldu sanırım. Bende daha fazla bekletmemek için atayım dedim. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar bebitolarım.
Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.
"Hoseok kaç!"
"Taehyung?" Hoseok kafası fazla karışmış bir şekilde bir bana bir de Mark'a baktığında, Mark Namjoonları fark edip kaçtı. Vay şerefsiz anında satmıştı.
"Kaç diyorum sana aptal!" Hoseok anlam veremeyerek bana baktığında hala durumu çözmeye çalışıyora benziyordu. Jimin bana doğru geldiğinde rastgele yumruk salladım havaya. Ya ben bu döngüden neden bir türlü kurtulamıyordum? Ya birilerine yumruk atıyordum ya da yumruk yiyordum!
"Ulan noluyor burada?" Jackson, Hoseok'u tutmaya çalışırken Namjoon Hoseok'u bayıltmak için uğraşıyordu ama ikimizde büyük bir direnişin içerisindeydik. Bir kez daha kaçırılmayacaktım ulan!
Yoongi koşarak bizden tarafa gelip Namjoon'a uçan tekme attığında bende Jimin'i salıncakların olduğu tarafa savurmuştum. Sana'da çöpün arkasından çıkıp Nayeon'a saldırdığında garip bir ortam vardı. "Hadi kaçırında göreyim bakalım şimdi!"dedim bağırarak. Bir olmuştu, iki olmuştu ama bu neydi böyle? Bunlar istedikleri gibi etrafta at koşturabileceklerini sanan bir avuç ergenden başka bir şey değillerdi ve dediğim gibi ben bu oyunu bozardım!
"Aşkım açıklayabilirim!"diye bağırıyordu Namjoon.
"Ulan noluyor amına koyayım?" Hoseok Jackson'ın yumruklarından kurtulmaya çalışırken hala ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Aniden baskın yiyen otel dayılarına benziyordu.
"Ebenin cebi oluyor!"diye bağırdım sırtıma atlayıp saçlarımı çekiştiren Jimin'den kurtulmaya çalışırken. Ya saçlarımdan ne istiyorsunuz siz? Offf! Jimin'i sırtımdan ittirmeye çalışırken böyle olmayacağını fark edip kendimi geri attım ve beraber yere düştük! Ufacık tefecikti ama içi dolu turşucuktu resmen!
Boğuşmadan dolayı nefes nefese kalmıştım ama hayır! Herkese gerekirse bir daha saçlarımı çekmemeleri gerektiğini öğretene kadar durmayacaktım! Nayeon'un çığlıkları dört bir yanı sararken Sanayla birbirlerinin saçlarına dolanmış parmaklarını gördüm. Yemin ediyorum Jimin'in sol kaburgama attığı tekmeden daha çok acıtmıştı bu görüntü. Ayrıca Sana'nın taktığı gözlüğün bir camı yoktu.
Yoongi Namjoon'u Allahına kavuşturmakla meşguldü. Gavura vurur gibi vuruyordu ve ilk defa bu kadar öfkeli olduğunu görüyordum. Bir kez daha Yoongi'nin düşmanım değilde dostum olmasına şükrediyordum. Onların eteri varsa bizim Yoongimiz vardı! Tek tekmeyle bayıltmaktan beter ediyordu.
"Siz kimsiniz lan? Kimsiniz siz!" Kendi kendime tiribe girip ayı gibi bağırırken birden belimden tutulup çekildim. Beni tutan kişi kim diye baktığımda şaşkınca bana bakan Jungkook ile karşılaştım.
