6-Kurulan hain pusu

5.7K 594 486
                                    




"Jeon Jungkook."

Telefona bir süre baktım. Yemin ediyorum bu çocuğu anlamak çok zordu. Bir telefon sapığı olmadığı kalmıştı zaten. Gözlerimi devirip ayağa kalktım. Babamlar oyuna daldıklarından beni pek umursamadılar. Misafir odasının balkonuna çıkıp numarayı aradım. İlk çalışta açtı.

"Naber?"

"Taşak mı geçiyorsun benimle?"

"Evet!"dedi bağırarak. Sarhoş muydu? Anlamak çok zordu. Çünkü genel halide bir sarhoştan farksız oluyordu. "Napıyorsun?" Kör kütük sarhoştu galiba. Halimi hatrımı sorduğuna göre baya kafasının uçması gerekiyordu.

"Sana ne?"

"Benden neden bu kadar nefret ediyorsun?" Titrek bir nefes almıştı. Sanırım dışarıdaydı. Bu havada dışarıda mı içilirdi be? Biz genelde hep bizim evde gizlice içerdik. Dışarıda sarhoş olmamıştım hiç. Zaten ne Hoseok'a güvenebilirdim ne de Yoongiye. Benden önce götü başı dağıttıklarından hep arkalarını toplayan ben oluyordum.

"Birçok sebebi var. Hangi birini sayayım?"derken balkonun demirlerine yaslanmıştım. Jungkookla konuşmak için dışarıda donduğuma inanamıyordum!

"Hah! Benimde birçok sebeplerim var. Güzel olman mesela. Niye bu kadar güzelsin sen? Bir erkek nasıl bu kadar güzel olabiliyor?" Üst üste saçmalarken dudaklarım kıvrıldı. Demek beni güzel buluyordu ve bundan nefret ediyordu. Keşke bu konuşmayı kaydetme şansım olsaydı! Kıskanılası bir güzelliğimin olduğunun farkınsaydım. Jungkook kekosuna bile dert olmuştu bu.

"Jungkook köstebek kimdi?"

"Mark piçi!"dedi anında. Tamam biraz sarhoş halinden faydalanmamdan zarar gelmezdi bence. Demek ki Jungkook sarhoşken fazla ketum davranamıyor anında dökülüyordu.

"Jaewon'u neden kaçırdınız?" Güldü. Sanki çok komik bir şey söylemişim gibi bir tepki vermişti.

"Ondan şüpheleniyorduk çünkü." Sarhoşken peltekleşiyordu. Tipini görmek istedim. "Dur bir dakika! Sen benim ağzımdan laf mı almaya çalışıyorsun?" Hışırtı oldu. Sonra cızırtılı bir ses geldi. "Sana asla gerçeği söylemeyeceğim! Asla öğrenemeyeceksin!"

"İyi git başkalarıyla uğraş o zaman! Sana ayıracak vaktim yok." Bir şey demesini beklemeden telefonu kapattım ve numarayı engelledim. Madem işime yarayacak bir bilgi vermeyecekti ona vakit ayırmama da gerek yoktu. Numaramı nereden bulduğu konusunu da hiç sorgulamadım. Jimin sınıf grubunda olduğumdan atmış olabilirdi ya da herhangi bir şekilde bulmuş olabilirdi. Zaten Jungkook ve garip hareketlerine de kafa yormak istemiyordum.

Odama geri döndüğümde Yoongi babamı yendiğinden babam zorla bir daha oynatıyordu çocuğa. Hatta babasını arayıp izin almıştı bizde kalması için.

Babam garip bir adamdı. Eğitti askerlerine aşırı katı davranırdı ama bize pamuk gibi ve oldukça eğlenceli yanını göstermekten çekinmezdi. Anneme aşık olduğu zamanlarda yazdığı şiirleri ve yaptığı serenatları düşünürsek aşk adamıydı. Babam beni askeriyeye ilk götürdüğünde ve askerlere davranış biçimini gördüğümde tokat yemiş gibi olmuştum. Ama duruma göre nasıl davranması gerektiğini çok iyi ayarlayan bir adamdı ve bende bunu takdir ediyordum.

Sabaha kadar oyun oynamıştık ve evet babam dinç bir şekilde bize kahvaltı hazırlarken biz Yoongi ile uykumuzla savaşıyorduk. Okula gidip ingilizce dersine gireceğim aklıma geldikçe bir köşeye kıvrılıp ağlamak istiyordum. Yoongi ise sabahtan beri 'çok uykum var' demekten başka hiçbir şey demiyordu.

"Sizde amma nazlısınız!"diye dalga geçti babam. O da işe gidecekti ama gram bir sızlanma yoktu adamda. Kahvaltı yapıp yapmadığımıza çok emin değildim çünkü uyumaktan pek bir şey yiyememiştim. Okul yolunda yürürken biraz uykum açılsada aşırı agresiftim. Hemen uyumak istiyordum. Okul bahçesinde ilerlerken Sana sınıfının camından kafasını uzatarak bana el salladı. Aynı coşkuyla ona karşılık verdim. Biz merdivenleri çıkarkende bizi karşıladı.

High School Love •taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin