=||=
Jeon Jungkook'un büyükannesinin ona bıraktığı mirasa sahip olabilmesinin tek yolu, onun vasiyetini yerine getirererek çocukluk aşkı ile evlenmesidir. Ancak Jungkook, çocukluk aşkıyla ilgili büyük bir talihsizlikle karşı karşıya kalır.
=||=
...
Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.
*******
(Geçmiş)
Choi Kyungbin, bir an önce yanına ulaşmak istediği kadının şirketteki odasına hışımla dalarken, içeride kimin olup olmayacağını düşünmeden "Sana söylemiştim noona!" diye seslendi çaresiz bir tınıyla. "DuPontlar ile uğraşılmaz demiştim!"
MinAh şaşkınlıkla açtığı gözlerini, bir kapıda nefesi tükenmekte olan adama, bir de içeride duran sekreter konumundaki genç kadına baktı. Belli ki bir şeyler onu korkutmuştu ve Kyungbin nadiren böyle evhamlı davranırdı. Derin bir nefes alıp durumu kurtarmak için gülümsemeye çalışırken, "Kızım, avukat Choi için soğuk bir su getirir misin?" dedi yumuşak bir sesle. Yanında durup ona iş ile ilgili bilgi veren kız "Elbette efendim." diyerek onu ikiletmeden, ofisin köşesinde duran ahşap dolabın arkasında gizlenmiş buz dolabından bir şişe su çıkardı ve aynı dolabın yanında duran, işlemeli su bardağına suyu doldurarak bir tepsinin içine koyup Kyungbin'in önüne getirdi.
Kyungbin teşekkür ederek suyu aldı ve MinAh'ın "Ellerine sağlık yavrum, şimdilik çıkabilirsin." demesiyle birlikte saygıyla eğilerek, tepsiyi aldığı köşeye bırakıp ufak adımlarda odadan çıktı.
İçtiği sudan sonra bile nefes nefese kalmaya devam eden adama kaşlarını çatarak bakıp "Kyungbin sakin olur musun?" dedi. "Ne bu halin ? Canavar görmüş gibisin."
Kyungbin ise tıslar gibi bir gülüş çıkararak gözlüklerini düzeltti ve "Canavar mı?" diyerek güldü alayla. "Söylesene noona, canavarlar kendi çocuklarını öldürür mü?"
MinAh'ın kaşları daha çok çatılırken oturduğu koltuktan kalkarak, kardeşi gibi gördüğü adamın yanına sokuldu. Belli ki konu gerçekten de ciddiydi.
"Kyungbin ne diyorsun sen? Ne canavarı, ne öldürmesi, ne çocuğu?"
"Vante" dedi Kyungbin sesi titrerken. "Şu çocuğun ailesi... Ailesinin bir kazaya kurban gittiğini söylemişti o kadın."
Kyungbin kesik kesik nefes alırken MinAh duymak istemeyeceği şeyler duyacağını anlamıştı ancak bir umut başka bir şey söylemesini umarak "Evet?" dedi devam etmesi için.
"Yalan söyledi."
MinAh nefesinin ciğerlerinde tıkanıp kaldığını fark ederken "Kyungbin lütfen açık konuşur musun? Ben sormadan söyle şunu artık." diye yakındı yüzü kireç gibi bembeyaz kesilen adama bakarken.
"Polis kayıtlarına göre o otelde kimse ölmemiş. Bahsi geçen otel, oğlunun sürekli gittiği ve Jungkook 'un gitmek için ağladığı otel. Hatırlıyor musun, bütün personelin değiştiğini söylemişlerdi?"
