-13-

10.2K 838 1.3K
                                    


ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

"KARTLARDAN YAPILMIŞ BİR EV"

"KARTLARDAN YAPILMIŞ BİR EV"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

*******

"Oh ... Tanrım. Bu işte gerçekten de çok iyisin..." Mayışık bir sesle söylediği şeye, kıkırdayarak cevap verdim. Elimin altında rahatlaması beni çocuk gibi sevindiriyor, kalbimi hızlandırıyordu.

"Sonra ben de senden isteyeceğim, ona göre."

Şaka niyetli ikazıma karşılık, kısaca gülerek zevkli mırıltılar çıkarmaya devam etti. "Mmmm, ama ben canını acıtırım. Baştan söyleyeyim, bu konuda fazla sertimdir."

Bu defa kıkırtımı kahkahaya dönüştüren, kendince korkutucu ancak ban göre sevimli olan uyarısına bir süre gülerek, masaj yaptığım başına öpücükler kondurdum ve ellerimi saçlarından çekip çenesini kavradım.

Ben arkasında ayakta dururken, o da yatakta bağdaş kurarak başını karnıma yaslamıştı. Ellerimin ikisini de boğazının üzerinde baskı uygulamadan, başını yukarı doğru kaldırmak için kullandım. Yüzünü bana dönecek şekilde tamamen kaldırdığımda da çenesine öpücükler dizerek yanaklarına, oradan burnunun ucundaki bene, çıkık olmasa da kendini belli eden burun kemerine ve oradan da yükselerek alnına bir dizi öpücük bıraktım.

Başımı kaldırdığımda, huzurla kapanmış olan kirpiklerinin, bir bebeğinki kadar hassas bir edayla, titreyerek yavaşça aralanışına şahit oldum.

Kirpiklerinin arasında koca bir galaksiyi sakladığından habersiz, öylece bakıyordu yüzüme. Ne kadar söylersem söyleyeyim, gözlerindeki yıldızların ona, benim gözlerimden yansıdığına ikna etmek için kavga ederdi benimle.

Öyle bakıyordu çünkü yüzüme, öyle yanlış, ancak bir o kadar doğru. Baş ağrısını ona dokunayım diye bahane ettiğini bilmesem "Daha iyi misin?" Diye sorarken hissederdi başının üzerinde, endişeyle atan kalbimin yankılarını.

Ancak ben endişeli falan değildim. Yalnızca bu muzip hallerine ve deli dolu oluşuna heyecanlıydım. Öyle bir deli dolu ki hem de, değil babamı, değil annemi; önümde, arkamda, sağımda, solumda, bu oyunda beni yenilgiye uğratmaya çalışan kim varsa bir bir hezimete uğratacak kadar çılgındı ellerimi boynunda doladığım bu güzel adam.

Beni kendine böyle bağlayışının ise herhangi açıklaması yoktu. Nasıl diye sormayın, nasıl olur da böylesine bağlanır bir insan, bu kadar kısa zamanda diye. Hayatta yapmam dediğim ne varsa tek tek çıkıveriyordu çünkü karşıma ve yaptırıyordu işte.

Bu yüzdendi ona bu denli dayanamayışım; kalbim gibi, aklım gibi, ruhum gibi, tenimin de ona bu denli çabuk alışması bana yabancıydı olduğu kadar da tanıdıktı.

Mr.Fortune | Taekook ✓Where stories live. Discover now