fourteen, lose me in sight of you

7.4K 974 183
                                    

{ 14 • Sahip olduğum tek doğrunun sen olduğunu düşünüyorum }

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

{ 14 • Sahip olduğum tek doğrunun sen olduğunu düşünüyorum }

Yıllarca süren eğitimim, tüm acılarım ve kendimi kaybetmek üzereyken hayata tutunmamı sağlayan türüm, beni öldürüyordu yavaş bir şekilde.

Bu kasabaya gelene kadar hayatımın çok olağan olduğunu biliyordum, insanların gözünde önemli bir yerde olmak hoşuma gidiyordu ama buraya ayak bastığım andan beri her şey tersine dönüyor gibiydi.

Onu evde bırakarak sokak aralarına karışırken insanlar benim varlığıma alışmışlardı, her şeye alışabilecek kadar alçak ruha sahip olduğumuzu unutuyordum bazen.

Bahçenin içinde, salıncakta oturan Yeonha bana bakarken içimde bir şeylerin koptuğunu hissettim. Onun doğduğu zamanı, kollarımın arasına bırakılmasını, ilk abi demesini ve elimi tutarak ilk adımlarını atmasını hatırlıyordum.

Ayağa kalkarak kollarını belime sararken ben de ona sarıldım, ağlamaktan kızarmış gözleri ve burnu ile canımı yakmıştı ona bakmak. O yeniden ağlamaya başlarken kendim ile birlikte çekiştirerek salıncağa, yanıma oturttum onu. Ellerini ellerimin arasına alarak tamamen annemden aldığı yüzüne baktım. "İyi misin?" diye sordum sakinleşmesini beklerken, başını iki yana sallayarak bunu reddettiğinde iç geçirdim, ellerini dudaklarıma götürerek öptüm.

Yoongi ile oynadığını anladığım küçük kızın sesi daha önce girmediğim odalardan birinden geliyordu, "Kimmiş?" diye sordum Yeonha sakinleştiğinde, bakışlarını bana çıkararak omuz silkti. "Bilmiyorum ki, baktı bana ve gitti sonra, tek kelime bile etmedi, biliyor musun? O an canım o kadar yandı ki, nefes alamadım ben." Kollarım ona dolandığında onun canını yakan kişiyi bulmak ve öldürmek istiyordum, "Döverim ki ben onu, prensesimi üzmüş." dediğimde kıkırdamadan edemedi, ne zaman ona prenses desem mutlu olurdu zaten.

Yeonha biraz sakinleştiğinde uzanacağını söyleyerek odaya girdi, Yoongi'nin yanına girdiğimde odanın bir ucunda Minseok, diğer ucunda Yoonha vardı ve birbirlerine top atarak oynuyorlardı. Yoongi ikisine de bakmadan yere bağdaş kurmuş, elindeki kitabı kurcalıyordu. Onların sesinde nasıl okuyabildiğine emin değildim fakat bunu başarıyordu.

Minseok koşarak bacaklarıma sarıldığında eğilerek onu kucağıma aldım, Yoonha topu eline almış, kaşlarını çatarak bize bakıyordu. "Minseok'u babasına bırakacağım, sen de gelmek ister misin?" diye sordum Yoonha'ya, topu yere bırakarak ona uzattığım elimi tuttu, ikisi ile kapıya ilerledim. "Kim Taehyung." diye seslendi Yoongi, onun benden büyük olduğunu unutuyordum bazen, bakışlarımı ona çevirdim.

"Kardeşinin eşi Kim Seokjin."

Beklemediğim cümlenin ardından Minseok ve Yoonha bir şey dememe izin vermeden beni kapıya çekiştirdiler, yolda ilerlerken ellerini bıraktım ve bazen koşarak, bazen yürüyerek gitmelerini izledim yavaş adımlarla. Seokjin olabileceği aklımın ucundan bile geçmemişti, üstelik yaş olarak benden bile büyüktü, omuzlarımı düşürerek biraz önce geldiğim yolu dönerken zihnimi bundan uzak tutmaya çabaladım.

touch it' taekookWhere stories live. Discover now