thirty two; i'm a fire and i'll keep your brittle heart warm

6.3K 756 65
                                    

32; Ben bir ateşim ve kırılgan kalbini sıcak tutacağım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

32; Ben bir ateşim ve kırılgan kalbini sıcak tutacağım.

'

Birkaç ay öncesine dönüp baktığımda başıma gelenlerin oldukça saçma olduğunu kabul etmem gerekiyordu.

Eşi ölmüş bir Alfa'ya aşık olmuş, onu hayatta tutmuş, beni sevmesini sağlamıştım ve eşsiz olarak bilinen bir Delta'ydım ama o, eşimdi.

Saçlarımı çekiştirerek yerimden kalktım ve etrafıma bakındım, orada Jeongguk'u yalnız bırakmamın hoş olmadığını biliyordum ama elimde değildi, delirecek gibi hissediyordum. Tüm imkânsız şeyler nasıl gelip bizi bulabilmişti? Kasabanın lanetli olduğuna dair inancım giderek beni daha çok içine çekiyordu, buradan çekip gitme isteğimi körüklüyordu.

Sakin olmam ve bu durumdan mutlu olmam gerektiğini biliyordum, Jeongguk'un bana karşı hisleri zaten vardı ve bu eş olma durumu, bizi birbirimize daha fazla bağlamaktan başka bir şey yapmayacaktı ama elimde değildi, bir şey yanlış yapmıştım ve devamında bunların hepsi başıma gelmişti.

Onunla eş olmaktan şikayetçi değildim, şu an da bile kalbimin derinliklerinde ona dair hissettiğim her duygudan memnundum.

"Taehyung."

Arkama dönerek Bey Jeon'a selam verdikten sonra bakışlarımı yeniden şelalaye çevirdim, "Feromonların, biraz boğucu." derken kelimelerinin arasında öksürdü, özür dileyerek kendimi kontrol etmeye çabaladım ama zihnim buna izin vermiyordu. "Aklın karışık, haklısın." dedi, ona dönerek baktığımda banka oturmuş olduğunu ve gözlerini hemen yanımızdaki uzun akçaağaçtan alamadığını gördüm. "Derler ki, bir Delta kendi eşini kendi seçermiş. Onu sever, onu kendine bağlar, eşi yaparmış." Bunu kimin dediğini merak ediyordum zira eğitim almaya başladığım andan beri bana tek söylenen benim bir eşimin olmayacağıydı.

Arkamı dönerek Bay Jeon'un yanına oturdum bankta, gözlerimi ona çevirerek baktım ve iç geçirdim. "Taehyung, bunların hepsinin karışık olduğunu biliyorum ve sana anlatacağım, tamam mı? Sadece bunun için bana kızma, olur mu?" diye sordu, gözlerimi kırpıştırarak ona baktım. "Jeongguk beş yaşındayken..." diye başladı söze, bakışlarını benim üzerime çevirerek kahverengi gözlerini, gözlerime diktiğinde içim titredi.

"Jeongguk'u Delta testi için Merkez'e getirdik."

Yutkunmaya çabalayarak bir şey söylemek için dudaklarımı araladım, "Son testte acı içinde attığı çığlık hâlâ zihnimde dönüp durur. Jeongguk Delta değildi ama çok güçlü bir kurttu. Onu Merkez'e götürdüğümüzü, testi ve onun devamındaki birkaç günü net hatırlamıyor." Jeongguk'un güçlü olmasından kaynaklı olarak Delta olduğundan şüphelenmeleri normaldi, oradan yüzlerce çocuğun çığlıklar atarak kaçtıklarına şahit olmuştum. "Merkez'de, Jeongguk çığlık atarak odadan kaçtıktan sonra onu bulmaya çabaladık, bir koridorda yere çökmüş ağlıyordu ve onun gibi yere çökmüş, ellerini Jeongguk'un kulaklarına koymuş bir çocuk vardı." Dilim kurumuş dudaklarımda gezinirken nefesim sıklaşmıştı, bizden her zaman acı içindeki çocukları sakinleştirmemiz istenir, bunun eğitimimizin bir parçası olduğu söylenirdi.

touch it' taekookWhere stories live. Discover now