thirty one; my name is whatever you decide and i'm just gonna call you mine

6.2K 773 115
                                    

31; Benim ismim sen ne karar verdiysen ve ben sana sadece 'benim' diyeceğim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

31; Benim ismim sen ne karar verdiysen ve ben sana sadece 'benim' diyeceğim.

taylor swift, don't blame me

'

Ellerimi yıkamanın ardından salona döndüğümde Minseok elinde tuttuğu, içinde onun en sevdiği çilek reçelli tostun olduğu tabağı masanın üzerine bıraktı. Jeongguk mutfakta hazırladığı yeni bir tabağı onun eline vererek masanın üzerine koyması için yüreklendirdi, Minseok adeta bir elmas taşıyor özeni ile masaya ilerlerken onu durdurarak saçlarını öptüm.

"Günaydın Taetae baba."

Dün gece şelaledeki konuşmamızın ardından pek Jeongguk ile konuşma fırsatı yakalayamamıştım, Minseok onlarda kalmam ve onunla uyumam için yalvarırken ağlamaya başladığında ona kıyamamış, anneme haber verdikten sonra onun tek kişilik yatağına kıvrılmıştık beraber. Minseok yeni bir tabağı taşırken mutfağa girdim, Jeongguk yaptığı omleti tavadan tabağa alırken kollarımı ona dolayarak ellerimi karnına koydum, dudaklarım ensesine değdiğinde iç geçirdi. "Günaydın." diye fısıldadım bedenimi ondan çekmeden önce, Minseok yerinde zıplayarak onu kucağıma almamı isterken bunu gerçekleştirdim.

İlk başlarda Minseok'un kıskançlık sebebinin Jeongguk ile ilgili sanıyordum ama değildi, küçük arkadaşımın tek kıskandığı kişi bendim. Bana yakın olan herkese karşı içinde bir nefret biriktirdiğini görüyor olmak şoka uğramama sebep olmuştu, babası beraber yatmamızı istediğinde "Ben Taetae babam ile yatacağım, o seninle yatamaz." dediğinde ilk defa fark etmiştim, Jeongguk kaşları çatılarak ona baktıktan kısa bir süre sonra gülümsemiş, oğlunun saçlarını öperek iyi geceler dilemişti.

Salondaki hazır masaya geçtiğimizde Minseok yeniden yanıma oturmak konusunda ısrar etmiş, Jeongguk karşıma oturmak zorunda kalmıştı. Bu konuda şikayetçi değildim zira oldukça güzel görünüyordu ve onu izleme fırsatına sahiptim. "Bugün Hoseok hyungun bahsettiği evi görmeye gideceğiz." dedim Jeongguk'a, onun da bugün çok fazla işi olacağını biliyordum. Başını sallayarak beni onaylarken Minseok tostundan ısırarak süt dolu bardağını kafasına dikti.

Onlarla bir aile gibi masada oturmak, kahvaltı yapmak oldukça hoşuma gidiyordu. Telefonumun sesini duyduğumda yerimden kalkacakken Minseok çocuk olmanın avantajı ile benden daha hızlı davranarak kalktı sandalyesinden, orta sehpanın üzerindeki telefonumu alarak bana getirdiğinde annemin aradığını gördüm. "Taehyung." dedi telaşlı bir sesle, kaşlarım çatılırken "Yoonha çok hasta, annesini istiyor." diye devam ettiğinde ayağa kalktım, Jeongguk benim telaşlı halime endişelenirken hemen geleceğimi söyleyerek telefonu kapattım. Minseok'a kahvaltısını bitirmesini ve akşam onun yanına geleceğimi söyledikten sonra Jeongguk'un yanağını öptüm, onları evde bırakarak arabama ilerledim.

Konuk evine gidene kadar korku tüm bedenimi sarmıştı, Yoonha oldukça küçüktü ve yaşadıklarının bir gün onu hasta edeceğinin farkındaydım. Direksiyondaki ellerim titriyordu, kontrolümü kaybetmemek için çabalıyordum fakat bu oldukça zordu, dudaklarımı birbirine bastırarak gözlerime dolan yaşları geri gönderirken arabayı park ettim, aşağıya inerek konuk evinin bahçesine girdim.

touch it' taekookWhere stories live. Discover now