Bölüm 8.

1.3K 193 338
                                    

Chuuya ve Dazai çıkan alarm krizinden sonra, sorgusuz sualsiz bir şekilde yurdun -1'inci katına götürülmüşlerdi. Dazai bunun bir ceza olduğunun farkındaydı ama ne gibi bir şeyle karşılaşacaklarını tam olarak kestiremiyorlardı. Chuuya ise ağlamakla meşguldü. Çok korkuyordu, okula gelir gelmez bu tür bir olaya karıştığı için suçlu hissediyordu.

" 3 gün boyunca burada kalacaksınız! Kuralları çiğnemek neymiş görün! "

İkili depo gibi bir yere adeta atıldığında etrafa baktılar. Burası okulun kitap, sandalye, deterjan gibi malzemelerinin konulduğu bir yerdi. Hem buz gibiydi, hem de her yerde böcekler dolanıyordu. Üstelik etrafı aydınlatan sadece küçücük bir pencere vardı. Yurdun bahçesindeki sokak lambasının depoya vurduğu kadardı her şey.

" Özür dilerim. "

Chuuya ellerini birbiriyle birleştirerek mahçup olduğunu belli edercesine kafasını eğdi.

" Önemli değil, 8 aydır ceza almak nasıl bir şey merak ediyordum zaten. "

Dazai umursuzca güldüğünde Chuuya şaşkın bir şekilde kafasını kaldırarak ona baktı.

" Bana kızgın değil misin? "

" Hayır, değilim. "

O sırada Chuuya rahatlama ile nefes verdi ve kaşlarını çatarak ani bir ruh hâli değişimiyle Dazai'ye salladı elini.

" Odada ateş yakıldığı nerede görülmüş! İyi ki ölmedik. "

" Erken konuşma Chuuya, eğer üç gün yemek ve su vermezlerse burada zaten öleceğiz. "

Chuuya'nın bedeni yeniden korku ile titrediğinde dakikalar önce kapanan deponun kapısı gürültü ile açıldı. Chuuya hızlı bir hareketle Dazai'nin yanına gidip koluna girdikten sonra içeri giren dev bedene baktılar. Sarı saçlı adam elinde tuttuğu büyük sopa ile gülerek ikiliye bakıyordu. Arkasından müdüre de gelmişti.

" Demek siz ikinizsiniz. "

Dazai adamı yeni tanımıştı. Bu ses tonu müdür Francis'e aitti. O genelde çok görünmezdi, müdürlük görevi genelde karısındaydı ama Francis milyonda bir gözüktüğü zaman da okula yeni katı kurallar getirirdi. Dazai'nin hatırladığı kısım bu kadardı.

" Ah, bu Chuuya değil mi? Yeni çocuk. Cesaretliymişsin, Chuuya. "

Francis özellikle Chuuya'nın önünde edildikten sonra yüzünde pis bir gülüş belirdi ve elini Chuuya'nın saçlarında gezdirdi. Ardından kafasını arkaya çevirerek karısına baktı.

" Hayatım, sen gidebilirsin. "

Karısı bir şey demeden Dazai'ye doğru el salladıktan sonra oradan ayrıldı. Francis ise gittiğine emin olduktan sonra Chuuya'ya ve onun korku dolu gözlerine baktı.

" Aynı annene benziyorsun, Chuuya. "

Dazai yumruklarını öylesine sıkmıştı ki, tırnaklarının avuç içini acıttığını çok sonra fark etmişti. Bu iğrenç adamın Chuuya'ya dokunmasını istemiyordu.

" Annen bana çok zevk verdi, acaba sen de onun kadar zevk verecek misin bana? "

Dazai şok olmuş bir şekilde bir adama, bir de Chuuya'ya baktı. Neler olduğunu anlasa da Chuuya hiç anlamamış gibi bakıyordu adama.

" Anlamıyorum.. "

Küçük bir ses tonu ile Francis'i yanıtladığında adamın iğrenç kahkahası depoda yankılandı.

" Henüz çok küçüksün. Biraz daha büyüdüğünde bunu deneyimlerim. "

Francis elini Chuuya'dan çekip ayağa kalktıktan sonra bu defa da Dazai'ye baktı. Yüzünü kin ve nefret bürürken, birden bağırdı.

Mokro [ soukoku ]जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें