Bölüm 24.

1.1K 128 117
                                    

Ranpo için tüm bu olayı dinlemek fazlasıyla zevkliydi. Dışarıdan cılız, güçsüz ve bir şey beceremeyen bir çocuk gibi görünen Kenji’nin planı ustalıkla ilerletebilmiş olması takdire şayandı.

‘’ Woah! Kenji-kun benim olsun isterdim. ‘’

Ranpo hikaye bittiğinde böyle bir çıkış yaparak herkesi şaşırtmıştı. Dazai ve Chuuya şaşkınlıkla ona baktığında durumu açıklama gereksinimi hissederek güldü ve boynunu kaşıdı.

‘’ Yani, çetemin bir üyesi olsun isterdim demeye çalıştım.’’

Dazai’nin dudak kenarları dalga geçer gibi yukarı kıvrılmıştı.

‘’ Öyle mi? Ben de seni senden bilmem kaç yaş küçük olan adamımıza karşı duygusal hisler besleyen zeki ama pedofili bir sapık sanmıştım. Açıkladığın iyi oldu. ‘’

‘’ Dazai! ‘’

Onu durduran her zaman olduğu gibi şüphesiz Chuuya’ydı.

----

O günün üzerinden yaklaşık 5 gün sonrasıydı. Ekip eski sakin günlerine kesin bir dönüş yapmış, yarım kalan evlerini tamamen dizayn etmişlerdi. Son zamanlarda her şey yerinde ve normal görünse de Dazai ve Chuuya ikilisinin arasından garip rüzgarlar esiyordu. Sebebi şüphesiz Chuuya’nın Kun’dan hoşlandığını söylediği yalan ve Dazai’nin hala Chuuya’ya olan hislerinin bitmediğini gösteren cümleleri, imalarıydı. Sadece iş üzerine sohbet edip konuşuyorlardı. Öyle ki, Dazai Chuuya’nın kaynamış sütleriyle dalga geçmiyordu bile. Bu hava evdeki herkesin ilgisini çekmiş olacak ki tek yaptıkları ikiliyi süzgece alıp izlemekti.

Saat akşam 6.42’yi gösterdiğinde Chuuya’nın telefonu çaldı. Ekranda yazan isim ‘KUN’du. Chuuya neden aradığını merak ederken aceleyle cevap verdi. Bir dakika bile sürmeyen konuşmayla ilgilenmemiş gibi yapan ama tüm dikkati orada olan Dazai eve birinin geleceğini ‘tabi gelebilirsin, seni orman yolundan alırım’ cümlesinden anlamıştı. İstemsizce kaşları çatılırken çabucak sormuştu.

‘’Kimi alıyorsun?’’

‘’Kunikida.’’

Chuuya da şaşırmıştı ve ses tonu da ona göre çıkmıştı. Dazai bu cevabı beklemiyordu. Bu yüzden fazlasıyla gergin bir şekilde ayağa kalktı.

‘’ Neden gelecekmiş?’’

‘’ O kadar şey yaşadık, bence artık eskisi kadar yakın olabiliriz dedi. Reddemedim.’’

Tabii reddemezsin, çünkü ondan hoşlanıyorsun ‘ diye içinden geçirdi Dazai. Fakat dışarıya hiçbir şey söylememişti. Fakat ardından kendisinin de ne ara ağzından çıktığını bilmediği bir cümle kullandı.

‘’ Ben de seninle geleceğim. ‘’

Bunu duyan Chuuya bir yandan silahını beline yerleştirirken öte yandan ceketini giyiyordu, kaşlarını çattı.

‘’ Neden gelecekmişsin? Yoksa karanlıkta beni yerler mi? Korkarım diye endişeleniyor musun?’’

Chuuya’nın eğlendiği belliydi, fakat garip bir şekilde uzun boylu hiç eğlenmiyordu. Çoktan ceketini giyip silahını almıştı bile. Bunu gören Chuuya şaşkınlıkla kapıya doğru onunla birlikte ilerleyene baktı.

‘’ Sen ciddisin? ‘’

‘’ Ciddiyim Chuuya. Şimdi kes sesini.’’

‘’ Amacını anlamadım.’’

Dazai yine cevap vermemişti. Nedense Kun’un bu saatte geliyor olmasını zerre anlamlandıramamış ve sinirlenmişti. Aslında bu kadar yoğun bir şekilde gerilmenin anlamsız bir şey olduğunu da biliyordu fakat anlayamadığı bu duyguya isim bulamıyordu da.

Mokro [ soukoku ]Where stories live. Discover now