Bölüm 22.

1.2K 158 55
                                    

Dazai hastaneden taburcu olup henüz keyfini süremedikleri evde dinleniyordu bir gündür. Chuuya'nın yoğun ilgisi üzerinden asla çekilmiyor, bu duruma uzun boylu da fazlasıyla şaşırıyordu. Her zaman Chuuya tarafından azarlanmaya ve küfür edilmeye alışkın olduğundan bu durumu fazlasıyla garipsiyordu fakat asla şikayetçi değildi. Hoşuna gidiyordu.

" Annemin yanına gidiyorum, artık daha büyük bir hesaplaşmanın tam sırası bence. Babamı soracağım. "

Chuuya Dazai'nin yanında sessizce otururken bir anda lafa girdi. Sesi üzgün, durgun ve umutsuza benziyordu.

" Buraya geldiğinden beri durumu nasıl? "

" Pek iyi sayılmaz. Babamı sorduktan sonra huzurevine yollayacağım zaten. "

" Peki, dikkatli olmayı unutma. "

Chuuya kafa sallayıp yerinden kalktıktan sonra annesini tuttukları odaya doğru ilerledi. İçi öylesine kötüydü ki odaya gidebilmek için ayaklarını zorla taşıyor gibiydi. Yıllardır tek bir haber bile alamadığı babasını sormak için büyük bir cesaret toplaması gerekiyordu sanki.

Odaya girdikten sonra bir köşede sessizce oturan kadına baktı. Saçları dağılmış, önüne koydukları yemeğin anca yarısını yemişti. Chuuya içeri girdiğinde kadın kafasını kaldırarak oğluna baktı. Yüzünde donuk bir ifade vardı.

" Mutlu ol, yarın seni ait olduğun yere götüreceğim. "

" Ne? "

" Yurda vereceğim say. Dua et beni verdiğin yurt gibi gaddar olmasınlar. "

Chuuya güldükten sonra bir kaç adım atarak annesinin önünde eğildi.

" Babam nerde? "

" Bilmiyorum demiştim! Kayboldu! Yemin ederim bir sabah uyandığımda yoktu! "

" Yalan söylüyorsun. "

" Yemin ederim. Her şey normaldi. Bir sabah uyandım ve yoktu. İnan bana. "

Chuuya sinirle soluduktan sonra gözlerini bir kaç salise kapattı ve yeniden açtı. İfadesi daha sinirli ve tahammülsüzlüğünü belli edecek cinstendi. Annesinin turuncu saçlarını eline doladıktan sonra kadının hafif çığlığına karşılık saçlarını avucunda topladı.

" Babamı bulduğumda seni yeniden ziyaret edeceğim. Ama o gün bu kadar iyi olmam. "

Hızlıca yerinden kalktıktan sonra odanın çıkışına doğru ilerledi. Kapıyı kapatıp kilitledikten sonra yeniden aşağıya, Dazai'nin yanına ulaştı.

" Ne yaptın? "

Dazai televizyon izlerken Chuuya'ya dönüp sordu.

" Bilmediğini söylüyor. Bir sabah uyandığında kaybolmuş. Nereye gitmiş olabilir ki? Beni hiç aramadı da. "

Dazai eline kumandayı aldıktan sonra gürültülü televizyonu kapatarak tamamen Chuuya'ya döndü.

" Annen adama neler yaptı kim bilir. Eminim baban sana ulaşmak istemiştir ama annen bir şekilde engellemiştir. İyileştiğimde ilk işimiz babanı bulmak olsun. "

Chuuya yerdeki gözlerini gözlerini ayırarak Dazai'ye baktı. Ne annesi, ne de babası gerekliydi onun için. Her an ve her koşulda yanında olan sadece oydu. Farkına vardığı bu gerçek yüzüne gülümseme olarak yansımıştı. Usulca güldükten sonra elini uzattı ve Dazai'nin omzuna vurdu usulca.

" Teşekkürler, Osamu. Gıcık bir adamsın ama iyi birisin de. "

" Gıcık adamlara ilgin var sanırım Chuuya-kun. Ah, gerçi dur. Kunikida hiç de gıcık birisi değil. "

Mokro [ soukoku ]Where stories live. Discover now